Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere |
|
||||||||||
|
Haçlı Seferleri Papalık tarafından organize edilmiş ve Katolik olmayan Hristiyanlara, Yahudilere karşı da düzenlenmiş, hatta papazların gözü o kadar kararmıştır ki çocuklardan oluşan bir Haçlı ordusu bile kurmuşlardır. İşte bu nedenlerle olsa gerek bu yeni milenyumun başında, 12.3.2000de, Papalık ilk kez tüm dünyadan ve Müslümanlardan Haçlı Seferleri nedeniyle özür dilemiş adete günah çıkartmıştır. Papa II John Paul Vatikan’dan şu itirafı yapmıştır: "Haçlı seferlerinde binlerce cinayet işlendi. Tanrı adına bu cinayetlerin işlendiğini söylemek kabul edilemez. Haçlı seferleri bizim utancımızdır" 900 yıl sonra ilk defa Papalık böyle bir açıklama yaptı. Bu özür ve itirafı yapan Papa 2 Nisan 2005te öldü. Bugünleri görse, Haçlı Seferlerinin yeniden başlatıldığını, buna bazı Müslüman ülkelerin de destek verdiğini, ve bundan övgü ile söz edildiğini duysa herhalde dudağı uçuklardı. Papa’nın bu özrüne rağmen ABD ve AB yeni Haçlı Seferleri düzenledikleri açıkça ilan etmiş ve buna bazı İslam ülkelerinin de destek verdiği görülmüştür. İnsan hafızası çok çabuk unutur. Söz uçar, yazı kalır. Bakın o çok bilge, o ileri demokrasi yanlısı ve insancıl liderler neler demişler: "Terörizme karşı yürütülen savaş bir 'Haçlı Seferi' olacak bu zaman alacaktır." Bush (Afganistan ve Irak'a saldırmadan önce) " Tanrı'ya şükür ki Cumhurbaşkanımız Sarkozy, Haçlı Seferi'nin önderliğini yaparak önce Birleşmiş Milletleri, ardından da Arap Birliği ve Afrika Birliği'ni harekete geçirdi". Fransa İçişleri Bakanı Claude Guéant "Tarih boyunca, Doğu ile Batıyı, Müslümanlar ile Hristiyanları ayrıştıran en büyük çatışmaların, Haçlı seferleri olduğu iddia edildi. Haçlı seferleri, aynı zamanda tüm bu tarafların birbirini tanıdığı, birbirleriyle iletişime geçtiği, birbirleriyle ittifaklar kurduğu, en önemlisi de, çok yoğun bir şekilde bilim ve sanat noktasında alışverişte bulunduğu dönemlerdir." R.T. Erdoğan (4.2.2011) Güzel öyleyse sorun çözüldü. Biz tarihi yanlış biliyormuşuz. Tanrıya şükredelim ki, Haçlı seferleri, Müslümanları ve Hristiyanları ayrıştırmamış, tam tersi bu sayede taraflar birbirlerini tanımış, birbiriyle şimdi olduğu gibi ittifaklar kurmuş, en önemlisi de çok yoğun bir şekilde bilim ve sanat noktasında alışverişte bulunmuşlardır. Demek iyi ki Haçlı Seferleri yapılmış. Aferin onlara. İşte o zaman şimdi de bol bol Haçlı Seferleri düzenlensin ki taraflar birbirini daha iyice tanısın, kardeş kardeş dinler arası diyalog yapılsın, bilim ve kültür patlaması yaşansın ve ileri demokrasi gelişsin ! Aristo ve Sokrat’ı bile yayan yapıldak yolda bırakan bu asude zihin yürütmeyle I. ve II. Dünya Savaşlarının da iyi ki çıktığını ileri sürebiliriz o zaman değil mi efendim? Çünkü, bu savaşlar sayesinde ilim, irfan daha çok gelişmiş, Avrupalılar ve dünya ülkeleri birbirleriyle sıkı fıkı olmuş, ABD başkanı Truman’ın savunduğu gibi iki atom bombası atılarak Japonların edepsizliklerine son verilmiş, böylece savaşın bitmesi sağlanarak bir çok insanın hayatı kurtarılmıştır: “Ben ne yapmış olduğumu savaşı durdurduktan sonra anladım… Pişmanlık duymuyorum, ve aynı koşullar altında, aynısını tekrar yaparım.” diye düşüncelerini ifade eden Harry S. Truman zır deli değildi herhalde değil mi? (Truman ‘ın Irv Kupcinet’e 5 Ağustos 1963 tarihli gönderilmemiş mektubu, Harry S. Truman ’ın evrakları: Başkanlık Sonrası Evrakları, Harry S. Truman Kütüphanesi) O halde, yaşasın savaş, toplama kampları, savaşları çıkartanlar, atom bombaları ve silah tüccarları. Sizin gibilerin uygarlığa, kültür ve edebiyata yaptığı katkıların dünyada eşi benzeri yoktur ! Ayrıca böyle düşünen münevver efendilerin sayısının arttığını gördükçe bahtiyarlıktan şad olup insanın zil takıp oynaması geliyor. Nitekim Libya'ya saldıran ve bir taraftan diğer İslam ülkelerine saldırmaya hazırlanan birleşik Haçlı-NATO ordularına katkıda bulunmak üzere Türk askerinin yabancı ülkelere gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi AKP, CHP ve MHP oylarıyla TBMM Genel Kurulunda 23.3.2011 günü kabul edildi. NATO’nun komuta merkezinin de İzmir olması Türk diplomatların önerisiyle uygun görüldü. Ülkenin postmodern Haçlılara karşı koyacak gücünün kalmadığı ve hükümetin teslim olduğu açıkça ortadadır. E birader siz kendi ordunuzun kozmik odalarını darmadağın eder, komutanları tutuklarsanız, ülkede Amerikan üslerine izin verirseniz ordunun değil savaşacak, ayakta duracak hali bile kalmaz. Prof. Süheyl Batum’un dediği gibi kağıttan kaplana döner. Kağıttan kaplandan ordusu olan devletler de güçlü devletler karşısında tuvalet kağıdından farksız hale gelir, onların geçmişte yaptıkları katliamlara kılıf üretecek şekilde açıklamalarda bulunmak zorunda kalırlar. Haçlılara ve Haçlı zihniyetine destek verenlerin, onlarla ittifak yapanların onlardan ne farkı vardır? Bu postmodern Haçlılar için kim kimden özür dileyecek? Papa mı?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |