Yaşam başlangıcı olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Yine de baktım bahar gelmiş. Baktım yaz kapıda. Farkında olmadan insanın içine yeni bir umut ve canlılık da geliyor ve yeniden yeni bir güçle baştan başlamaya cesaretleniyorsun. Bir süredir aklımı kurcalayan ve dikkatimi çene bir konuyu işaret etmek istiyorum. Konu: Milliyetçilik kötüdür. Milliyetçilik öcüdür. Yersen. Milliyetçilik insanın sosyal doğasının ve psikolojisinin dayattığı bir kavramdır ve dahası insanın bu dünya üzerinde ÖZGÜR mevcudiyetinin en TEMEL SÜTUNLARIndan bir tanesidir. Milliyetçiliğe yapılan saldırı reklamı yapılanın tam aksine, aslında kesinlikle bütün dünya halklarının özgürlüğüne ve mevcudiyetine yapılan çok planlı çok kapsamlı bir saldırının bir koludur. Bakınız, insanlar iki nedenden kendine arkadaş seçer ve bu insanın kendine arkadaş seçme nedenleri ile milliyetçilik konusu birbiriyle çok alakalıdır. Birinci neden, neden arkadaşlarımızı seçeriz, neye göre seçeriz: Bizim gibi olanları, bize benzeyenleri seçeriz. Yalnız kalmayalım ve omuz omuza aynı yolda birbirimizden destek alarak yürüyelim diye. Aynı şartlara ve zorluklara beraber karşı koyup birbirimizi destekleyerek hayat kavgasını dövüşelim diye. İkinci neden: Bizim gibi olmayanları arkadaş seçeriz. Yalnız kalmayalım diye ve tamamlanalım, eksik kalmayalım diye. Bizim yetişemediğimiz yerde onlar uzansın, onların olmadığı yerde biz olalım diye. Birbirimizi tamamlayıp eksikliklerimizin üstesinden gelelim diye.. Milliyetçilik aynı amaç ve coğrafya çevresinde buluşmuş çok yakın kültürlere sahip insanların biraraya gelmesinin adıdır. Milletlerin varlığı "birinci nedenin" karşılığıdır. Milliyetçiliği kötülemenin nedeni ise "ikinci nedende" yatar. Birileri insanların biraraya gelmesinden ölesiye korkmakta ve bunu istememekte çünkü Sun Tzu'nun dediği gibi, İnsanlar bir kez birleşti mi ne cesurlar tek başına ilerleyebilir ne de korkaklar tek başına geri çekilebilir.. Konu karışık bir hal mi alıyor? PLAN'ın arkasındakiler de aslında birleşmeyi istiyor değil mi? Yani milliyetçiliği kötüleyenler? Elbette onlar da birleşmeyi istiyor. Ama onlar özgür halkların özgür iradeleriyle bir amaç doğrultusunda birleşmesini istemiyor. Onlar tek bir halka ve ruhsuz koca bir ET YIĞININA İNDİRGENMİŞ hımbıl, akılsız bir kitleyi "KENDİ hakimiyetleri altında" istiyor. Uzun uzun kelimenin köklerine ve tarih boyunca aldığı anlamlara, karşılık geldiği kavramlara dair yazabilirim ama bu kadar derine inmeye şu aşamada gerek yok. Bazen kısa ve öz olan hamal yüküyle olandan çok daha iyi iş görür. İnsanın özünü kırıp büyük halk toplulukları içinde sadece bütünün bir parçası olmasını savunanların söylediği şey milliyetçiliği kötülemek. Yani "sen kendinden ve özünden vazgeç ve bütünün bir parçası ol" demektir. Oysa insan özgür olmadan hiçbir şeyin parçası olamaz. Kendi bilmeden, kendini tanımadan bir yere ait olamazsın. Kişi önce kendini bilmeli. Dünya üzerinde aynı sosyal ve kültürel geçmişe sahip aynı-yakın coğrafyalarda yaşayan insanlar YANİ MİLLETLER olmak zorunda. Dünya bir gün birleştiğinde ve sınrlar ortadan kalktığında bu tamamen aynı olduğumuz için, hepimiz tektip ve bir yumurta ikizi olduğumuz için olmamalı. Bu birleşme hepimiz bütün farklılıkların ötesinde BİR olduğunda, farklılıklarımızla BİR olduğumuzda olmalı. Birbirimizln kopyası ve klonu olmak yerine bir bütünü oluşturan emsalsiz ve tamamlayıcı parçalar olmalıyız. Bunu başarmak istiyorsak milletleri, milletlerin kültürünü, milletlerin coğrafyasını korumak zorundayız. Milliyetçilik kötü değildir. Birinin diğerinden farklı olması kötü değildir. Birbirimize benzemememiz kötü değildir. Aslında bütün bu farklılıklarımızın bizim birleşmemizi sağlayacak asıl tutkal olduğunu artık daha çok insan görmeli. Cevap doğada, kanıt doğada. Diversity. Başkalık, çeşitlilik, farklılık.. Genetik çeşitlilik türlerin, soyların devamı için şarttır. Çeşitlilik farklı doğal şartların ve zorlukların, hastalıkların aşılmasında bir güç havuzu oluşturur. Çiftçiler ve genetikçiler bunu iyi bilir. Milliyetçilik son tahlilde, aşırıya kaçılmadan ve diğerlerinin varlığını aşağılamadan sarıldığımızda bizi ve de Dünyayı kurtaracak olan şeydir. Çünkü dünyayı kendi fahişesi yapmaya çalışanların ilk saldırdığı şey bizim özümüz, onurumuz, kendimize saygımızdır. İlk yıkıp yoketmeye çalıştıkları şey eşsiz ruhumuzdur. Çünkü ruhuna sarılan birisini köle edemezsin. Ruhunuza sıkı sarılın. Kim olduğunuzu sakın unutmayın, unutturmayın.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Levent Ölçer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |