İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir. -George Orwell |
|
||||||||||
|
Maddi medeniyet çevremizde gördüğümüz teknoloji ve sanayi, araç gereç, bilgi, teknoloji.. Aya çıktık.. Aya çıktı insanoğlu yahu! Ne yazık ki kalbimizde henüz teknolojinin yaşadığı o gelişimi yaşayamadık. Maddeyi kendimize araç olarak kullanacağımıza maddenin kölesi olduk. Şu sözü anmak istiyorum; Para iyi bir uşak ama kötü bir efendidir. Maddiyatın köleleri olduk. Ben bunda en büyük günah sahiplerinden biri olarak Edison’u görüyorum. Adam ampulü buldu ve satmaya başladı her akıllı işadamı gibi. Baktı ampul sadece geceleri yanıyor, gündüzleri elektrik satmak için ne yaparım dedi ve elektrik satmak için elektrikli ev aletleri üretip bunu yeni bir yaşam tarzı olarak Amerika’ya pazarlamaya başladı. Sonra Amerika 20. yüzyılın başını çeken devlerden biri olarak, kendi yaşam tarzının dünyaya satmaya başladığında, Edison’un açtığı yoldan yürüyen takipçileri belki onu asla aklından geçirmediği, belki kendilerinin de asla düşünmediği bir şeyi tetiklediler: Tüketim Çağı başlamıştı.. Bu çağda en büyük tanrı açgözlülüktü.. Hala öyle. Bireysel, toplumsal ve uluslararası alanda büyük bir açgözlülük salgınına kapılmış kıyamete gidiyoruz. Şu ana kadar söylediklerim beylik laflar gibi geliyor kendi kulağıma bile.. Burada 2+2=4 cinsinden basit ve bütün dünyada kabul gören bir iki bilgiyi tekrarlamak istiyorum. 1. Dünya süratle ısınıyor. Çünkü karbon kökenli kirleniyor. Karbon kirliliği ısıyı arttırıyor. Çünkü havadaki kir bulutları normalde dünyadan yansıyıp uzaya saçılması gereken güneş ısısının dünyada hapsolup burada sauna(!) etkisi yaratmasını sağlıyor.. 2. Isınma ile eriyen buzlar yüzünden tuzlu su olan okyanusların tuz oranı değişiyor. Tuz oranındaki değişim dünya iklimini etkileyen okyanus akıntılarının hassas yapısını bilin bakalım nasıl etkiliyor? 3. Okyanuslar da ısınıyor! Dünyadaki metan gazının kirliliğe karşı bir silah olduğu söylenir. İyi ve çevreci bir yakıt olduğu, petrolden sonra dünyayı metan enerjisinin besleyeceği söylenir. Metanın çoğu okyanus tabanında ve biraz daha derinlerde donmuş olarak bulunur (metan hidrat). Şu anda onu okyanustan çıkarıp işleyecek verimli bir teknik yok. Metan hidrat biraz sıcak görünce kristal halde hapsolduğu yerden baloncuk olup atmosfere fırlıyor. Okyanustaki ısınma metan gazını atmosfere göndermeye başladığında havadaki metan artışı ayrıca küresel ısınmaya ivme katacak. 4. Bitkiler normalde karbondioksit alır ve oksijen verir. Son yıllarda yapılan araştırmalar yüksek ısının bitkilerin daha çok karbondioksit vermesine yol açtığını gösteriyor. Daha çok ısındıkça bitkiler de ters yönde çalışıp ısınmaya daha çok katkı sağlayacak. 5. Isınma dağ buzullarını da eritiyor. Eriyen buzullar bittiğinde bu buzullarla beslenen geniş nehir sistemleri ve bu nehirlere bağımlı geniş tarım alanları susuz kalacak. Su yoksa tarım yok, ürün yok, açlık var, sefalet var, göç var, savaş var, karmaşa var, hastalık var, ölüm var, hayat yok.. 6. Dünya bu yüzyılın sonunda bu gidişle en azından 4-5 derece ısınmış olacak. Bazı yerlerde bu ısı farkı çok daha büyük olacak. Üç beş derece demeyin, bunun su kaynaklarına ve bitki yaşamına etkisi doğrudan insanlığın omuruna inen kazma gibi olacak. Dünya nüfusunun en azından dörtte üçü bundan doğrudan etkilenecek. Açlık, susuzluk, kıtlık, pahalılık, göç, karmaşa, anarşi, hastalık.. 7. Sadece Grönland’ın erimesinin dünya su seviyesine etkisi 7 metre yükselme olarak hesaplanıyor. Kısmi bir erimeye 1 metre dendiği takdirde bile bu dünyanın pek çok yerinde büyük nüfus hareketleri, coğrafi, ekonomik ve toplumsal olayları beraberinde getirecek. 8. Güneşin dünyaya her daim gönderdiği hayat veren ışınları yanında öldürücü ışınları da var. Öldürücü ışınlar ozon tabakasında kaldığı için biz dünya yüzünde yaşayabiliyoruz. Ama kirlilik ozonu yok ediyor. Her gün daha çok miktarda zararlı ışına maruz kalıyoruz. Kanser vakaları artıyor. 9. İşler bir noktaya geldiğinde bütün dünyaca, ne kadar salakça biçimde kendi kuyumuzu kazdığımızı göreceğiz ama çok geç olacak. Amerikan kıyamet filmlerinde her büyük kıyamet olayının bir veya birkaç düzine nükleer bomba ile savuşturulduğunu izledik. Ama bunu hiçbir şekilde durduramayacağız. İşler geri dönüşü olmayan noktayı aştığında cidden geri dönüşü olmayacak. Ne denizlerdeki tuzu dengeleyip akıntıları döndürebileceğiz, ne buzulları dondurup yerine koyabileceğiz, ne de devasa tesisler kurup atmosferdeki kirliliği temizleyebileceğiz. O gün geldiğinde, o güne yol açan açgözlü kaymağınkaymağızenginlertabakası haricinde hepimiz hastalık ve sefalet içinde kıvranıyor olacağız(ya da ölmüş olacağız).. Zenginler o gün geldiğinde de bir yolunu bulacaktır.. Teknoloji bütün dünyayı olmasa da insan ırkının küçük bir kısmını bu kıyametten sağ çıkartabilir düşüncesindeyim. 10. Onun arabası var. Güzel mi güzel. Bastı mı gaza gider mi gider. şöFörü de var.. Ama maalesef ruhu yok.. Onu için hiç mi hiç şansı yok.. Evet, çoğunluğun hiç şansı yok.. Şimdi bunları niye yazdım ben? Ülkemin gündemi enflasyon, kötüye giden ekonomi, baskıcı rejime doğru rota kıran hükümet kavramları, parti kapatma davaları, 1 Mayıs olayları ile doluyken ben bunları niye düşünüyorum ki? Dünyada, aklında son iki kuruş aklı kalmış her bir insan bazı şeyleri bilmek zorunda. Evet günlük hayat kavgasında ayın sonun getirebilmek en büyük mücadelemiz.. Doğrudur. Hal böyleyken yine de gelecek nesilleri de bir parça düşünmeyi onlara borçluyuz. Çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl bir dünya kalacak bizden?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Levent, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |