Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat aceleci, deney aldatıcıdır. -Hippokrates |
|
||||||||||
|
İçimde değişik bir duygu var, şaka gibi... Her şeyin bu kadar hızlı ve güzel olması bende bunların bir şaka olduğu hissini uyandırıyor. Yatakta öylece yatıp bunları düşünürken Carlino'nun sesini duyuyorum. "Günaydın güzel bayan." diyor, gülümsüyorum ve cevap veriyorum "Günaydıın." Yataktan kalkıp bir kahve koyuyor ve ardından kahveyi yudumlarken göz ucuyla bana bakıyor. Aslında beni izliyor. Ve kıkırdıyorum, "Yapma!" diyorum. -Neyi? -Beni izlemeyi keser misin lütfen -Ama neden? Bu haksızlık -Niye haksızlık? -Bu kadar güzel bir kadın tam karşımda yatarken onu izlemememi istiyorsun. -Ah, pekala bayım. Karşılıklı gülüşüyoruz, kalkıp pencereyi açıyorum ve derin bir nefes alıyorum. Aslında bugün bir şeyler yapmalıyım ama ne olduğunu bilmiyorum. Öncelikle Defne'yi arasam çok iyi olacak gibi. . . . Akşama kadar otel odasında zaman geçiriyoruz, ben dergi okuyorum o ise kitap. Ben müzik açıyorum o dans ediyor. Ben şarkı söylüyorum o da eşlik ediyor. Sesimin güzel olduğunu söylüyor, sadece gülmekle yetiniyorum. Çantamın içince çalmakta olan telefonu duyuyorum ve telefonun ekranına bakar bakmaz numarayı tanıyorum; Kaan. -Efendim? -Beren, nasılsın? -İyiyim teşekkür ederim, sen nasılsın? -İyiyim ama sesini duyarsam daha iyi olacağımı düşündüm. Beren kendime bir ev aldım, taşınıyorum. -Gerçekten mi? Bu güzel bir şey, sonunda kendi hayatını kurmaya başlaman seni daha iyi edecektir tatlım. -Bende öyle düşünüyorum. Fakat seni çok özledim. Kitabını okudum ve bir gazetede de imza günü düzenlediğini duydum, gelince görüşsek? -Evet geleceğim, ve tabii ki gelince görüşeceğiz Kaan. Bende seni çok özledim. -Teşekkür ederim. -Ne için? -Bu kadar olgun ve anlayışlı olduğun için, genelde boşanmış insanlar bizim gibi olmazlar ya... -Ah, evet haklısın. Ancak teşekkür edilecek biri varsa o sensin. Bu arada kitabı nasıl buldun? -Ne diyebilirim ki, harika. Her bir sayfasının sonunda aynı şeyi düşündüm, işte benim tanıdığım o Beren ve onun kitabı. -Hahaha, teşekkür ederim. Senin beğenmen benim için çok önemli, biliyorsunç -Biliyorum, Beren benim kapatmam gerek, gelince haber verirsen belki bir akşam yemeği yeriz ve birlikte eskisi gibi sinemaya gideriz. -Bu gerçekten çok güzel olur. Görüşmek üzere. -Görüşürüz Beren, seni çok seviyorum. -Bende seni tatlım. Telefonu kapattığımda Carlino'nun beni izlediğini görüyorum. Kaşlarımı çatıp ona neden beni izlediğini sorarmış gibi yapıyorum. "Kaan, seni hala seviyor olmalı" diyor. "Saçmalama..." diyorum, alaycı bir tavırla gülüyor ve "Lütfen Beren, bu kadar iyi kalpli olma, ondan ayrılmayı isteyen senmişsin, o ise buna üzülmüş ve bunu sana defalarca söylemiş. O hala seni seviyor, bu apaçık ortada." diyor. Söylediklerini düşünüyorum ve mantıklı geliyor. "Beni seviyor tamam, ama bu bana aşık olduğunu ya da hala benimle birlikte olmak istediğini göstermez. Üstelik onun sevgisi beni rahatsız etmiyor ki, çünkü bende onu seviyorum. Ama bu da benim onunla birlikte olmak istediğimi göstermez 'evlilik ya da aşk anlamında' yoksa tabii ki onunla zaman geçirmek benim için çok güzel ve önemli." diyorum. Ayağa kalkıp gözlerimin içine bakıyor ve yaklaşıyor, "Her bir kelimen beni kendine daha da aşık etmeni sağlıyor. O kadar bilinçli konuşuyorsun ki..." diyor. Gülümsüyorum. İçimde bir heyecan oluyor, yine bana aşık olduğunu söyledi ve bu benim hoşuma gidiyor, fazlasıyla... Akşam yemeğe çıkmaya karar veriyoruz ve yine çok hoş bir yere geliyoruz. Tüm gece boyunca -her zaman olduğu gibi- beni güldürüyor. Yemeklerimizi yedikten sonra şarap içiyoruz ve benim Fransızca öğrenmemden bahsediyoruz. Ona Türkçe öğretip öğretemeyeceğimi soruyor. Cevabım tabii ki evet oluyor. Hatta bu isteği o kadar hoşuma gidiyor ki ona neden bunu istediğini soruyorum. "Sevdiğim kadının dilini öğrenmek benim için bir onur." diyor. Bazen Carlino'nun bir erkek olmadığını düşünüyorum, evet çok saçma bir düşünce fakat o kadar ince düşünüyor ki. Her söylediğimden anlıyor, üstelik beni dinliyor. Bu o kadar hoşuma gidiyor ki. Ben konuşurken fözlerimin içine bakması ve anlamadığı bir konu dahi olsa fikirlerini söylemesi beni kendine hayran bırakıyor. "Beni Türkiye'ye götürür müsün?" diyor, "Hep Türkiye'yi merak etmek istemişimdir, defalarca gitmek için uçak biletleri almaya çalıştım fakat hep bir nedenden dolayı önüm kesildi. Şimdi ise aşık olduğum kadın bir Türk ve onun beni oraya götürmesi benim için bir şans...". Şarabımdan bir yudum alıyorum, "Haftaya Türkiye'ye gideceğim sanırım, henüz belli bir tarih yok ama haftaiçi orada olacağım kesin, sende gelebilirsin Carlino, hem imza günümede katılmış olursun?" diyorum. Hafif buruk bir ifade ile "Kaan'la buluşacaksın, ailenle...Benim gelmem uygun olmayabilir." diyor. "Ah, sanırım bir gece otelde bensiz kalabilirsin? Bende Kaan'la buluşup yanına geri dönerim. Ailem İzmir'de olacağı için onlarla zaten görüşemeyeceğim ki. Gelmen harika olur." diyorum. Gülüyor ve "Pekala, ben geliyorum Türkiye!" diyor ve kadehleri tokuşturuyoruz, "Şerefe, Türkiye'ye!" diyor. Onu Türkiye'ye götürmek karşılığında onunda beni İtalya'ya götürmesini istiyorum ve o da aynı benim gibi mutlu oluyor. Şimdi ikimizde çok mutluyuz işte. Belkide Amelie içinden geleni yapmalısın derken bunları söylemek istiyordu, çünkü şu an içimden gelenleri yapıyorum ve çok mutluyum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ezgi Yavuz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |