..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Hilal Akdemir




4 Kasım 2010
Fedakarlık...  
Hilal Akdemir
Eminönü vapur iskelesinin önünde, öğle saatleri miydi bilmem. 1-2 gün önce sanırım: O bana baktı, anladım; ben de ona baktım, korkularını sileyim diye. Doğru mu yaptım, yanlış mı; bilemiyorum. Ama ona bir bedel ödenecekse sonunda, başından en büyük riski almasını öğrettim.


:ADJH:
—Bulutlara baksana ne kadar güzeller! Sanki pamuk gibi böyle atlasan üstüne… Atlasan sanki gömülüvereceksin içlerine! Atlamaktan korkmasam, pamuk olduklarına yürekten inansam keşke…
—Bulut mu ne bulutu arkadaş görmüyorsun değil mi? Hiç görmedin de zaten. Benim yüreğim yanıyor burada, sen bana kalmış bulutlardan bahsediyorsun. Beni nasıl anlayabilirsin ki zaten? Tamam, boş ver ben böyle iyiyim.
Adımlarını sıklaştırdı. O kadar hızlı yürüyordu ki bağırmak zorunda kaldım ona.
—Kimse kimseyi anlayamaz ki! Sen de beni anlamadın! Neden bulutlardan bahsettiğimi anlayamadın!
Durdu. Arkasına döndü ve gülümsedi. Yanına gittim koşarak. Ona sıkıca sarıldım. Şimdi anlıyorduk birbirimizi; sözcükler yetersiz kalınca bazen vücut dili devreye girmeliydi. Sarıldık; anlaştık.
—Biliyorum. Korktuğum için ilişkimin bittiğini biliyorum. Ve onun doğru insan olduğuna yürekten inanmadığım için bu ilişkiyi kurtaracak bir şey yapmadığımı biliyorum. Sen haklısın arkadaş. Atlamaktan korkmasaydım, yürekten inansaydım keşke. Sen beni hep anladın arkadaş ben de seni anladım, anlayabildiğimce. Ama şüphelerim vardı hep. Bu yüzden yine yapmamam gerekeni yaptım; sana kızdım; bitirdim!
Ağlayarak konuştuğu için yarısını anlayamamıştım. Ama ne önemi vardı; belli ki pişmandı. Her zaman ki gibi pişmandı. Aslında bir önemi olduğundan şüpheliyim; doğru olsa da olmasa da inanmak lazımdı belki. Umursamadan yaşamak mı denirdi buna? Bilemiyorum.
—Korkma artık. Korkman gerektiğinde ben sana söylerim.
Güldü. Bu aramızdaki bir şakaydı. Moralimiz bozulduğunda birbirimize böyle söylerdik. Böylece güvende hissederdik kendimizi. İnsanlar böyle işte; kandırıyorlar kendilerini sürekli. Belki inanarak, belki inanmayarak… Ama sonuç aynı: Kandırılmak; kendin tarafından... Onu kandırmak istedim; kendisine değil de bana kızsın diye.
—Hadi gel, bulutlara gidelim!
—Olur, bana korkmam gerekirse söyle tamam mı?
—Merak etme. Hiç gerekmeyecek.
Onlar barıştı, ilişkileri düzene girdi. Belki de iyi yapmıştım onu kandırmakla. Onu inandırdım, onun korkularını sildim. Sonuç olarak yine üzülecek ama en azından aklının bir köşesinde ‘Acaba bulutlar pamuk olabilir mi?’ diye bir soru olmayacak. Bulutların sadece bir arada duran anlamsız su damlacıkları ve ya su kristalleri olduğunu öğrenecek. Atlayacak! Ama 3. kattan atlamaktansa, en yukarıdan atlayacak çünkü sonunda alacağı hasar, aynı olacak. Ne fark eder ki en azından öğrenmiş olacak. Ve kendine değil, bana kızacak; onu kandıran bendim çünkü ama insan başkalarını daha kolay affediyor. Kendini ise bir ömür affedemiyorsun ve ben sırf bu yüzden kendimi asla affedemeyeceğim. Arkadaşım için bulutları keşfettim. Ama umuyorum ki onlar, gerçekten de pamuklardır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bazen
Belki Biraz Kişisel
Öylesine Bir Ben
Bir Gidişi İzlemek...
Senin Bende Tarifin
Beni Yeniden Öldür...
Olur Ya...
Kanatsız Bir Kuş Gibi...
Altın Saçlı Kız
Lezyon

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Zamanda Dondurdum Seni [Şiir]
En Sevdiğim Film... [Şiir]
Seni Çok Seviyorum; Kendime İtiraf Edemeyecek Kadar [Şiir]
Ama Özgürce... =) ) [Şiir]
Tanrı'm [Şiir]
Hey, Sen! [Şiir]


Hilal Akdemir kimdir?

gerçekçi olmak istediğim açık ama nedense hep hayallerle yaşıyorum. hayalini kurduğum birçok şeyi gerçekleştiremediğim için yazmayı tercih ettim. ve bazende geçekteleştirdiğim şeyleri hayalleştirip yazdım. aslında ben bundan ibaretim tıpkı sizler gibi hem hayallerden hem de gerçeklerden oluşuyorum. tek korkum hayallerimin gerçekliğine inanıp, kaybolmak. . .

Etkilendiği Yazarlar:
annem


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hilal Akdemir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.