..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bu kitap çok gerekli bir açığı dolduruyor. -Moses Hadas
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar > Hilal Akdemir




15 Aralık 2010
Kanatsız Bir Kuş Gibi...  
Hilal Akdemir
Hiç sevilmemiş bir yürek gibi herşeyden bir haber ayaklarım, geziniyor öylesine yosunların üstünde. Kimi zaman deniz kabukları kesiyor ayaklarımı. Oluk oluk akan kanım, beni öldürmeye yetmez ki; sadece deniz kabuğu... Kanatsız bir kuş gibiyim bu sahilde, her şeye rağmen uçmaya çalışan.


:AHFG:
Tek bir umut bile yok. Geçmişimin ellerindeyim.

Geçmişin unutulmaya yüz tutmuş sahilleri… Yosunlarının kenarında oturmuş titriyorum; soğuk. Yosunlar tutmuş bacaklarımı yürüyemiyorum. Geçmişin tadı tuzlu biraz… Yakıyor genzimi neden hala içmeye çalışıyorum, bilmiyorum? Sorular öyle çok ki, cevap lazım ama yok; cevap yok, sorular yok, düşünmek yok. Burada hiçbir şey yok artık; geçmişin sahili, yosunların sesleri… Düşünürsün ama zaten, daha önce düşündüğün bir şeydir o. Çözüm yolları hep vardır, karşındadır ama nedense hep, kaparsın gözlerini. Tek bir umut bile yoktur hal böyleyse. Oysa önüme bakmak öyle kolay ki… Geçmişin kucağına sığmaya çalışmaktansa, geleceğin elini tutmak çok daha kolay. Çünkü artık büyüdüm hiçbir kucağa sığamam ki. Geçmiş yosundan elleriyle bacaklarıma yapışmış, üstünde deniz kabukları… Tadı tuzlu, deniz kabukları güzel ama benim değiller ki. Benim olmayan her şey bir günahmış gibi gelir gözüme, dokunamam ki.

Keşke, ‘keşke’ demek bu kadar can acıtmasaydı…

Bir umut olsaydı uzaklardan gelen: Camdan bir şişeye konulmuş olsaydı. Uzak kıyılardan benim kumsalıma atsaydı dalgalar şişeyi. Tadı tuzlu, etrafı yosunlu olsaydı ama içi kuru olsaydı şişenin, ağzını açınca her yeri ışık kaplasaydı. Işık azaldıkça gözlerimi açsaydım yavaş yavaş. Derin bir nefes alıp dudaklarımı, ağzı tuzlu şişeye yaslasaydım, içseydim kana kana umudu. Belki bir gözyaşı olmalıydı şişedeki; bir kadının, mühürlenmiş acılarını hapsedip, çok uzaklara yolladığı… Ya da kan olmalıydı; bir adamın kıskançlığından, öldürdüğü karısının şehvet dolu kanı ya da tuzlu olmayan bir su olmalıydı; sıcak, saf, temiz…

Umut dedim ya umut olsun umut…

Tek bir umut bile yok geçmişin izlerini silmeme yetecek. Senin gözlerin de sahteymiş, oysa umudum sanmıştım gözlerini. Senin gözyaşın tuzsuzmuş, hiç umutsuzluktan ağlamamışsın çünkü. O tuzlu suları hiç içmemişsin, o kıyılarda hiç yürümemişsin. Ve bana gelip tuzlu sulardan bahsetmişsin, hiç görmeden çok da güzel tasvir etmişsin. Neden yapmışsın bunları? Yorgunum ben, anlayamamaktan seni. Üzgünüm, yenildiğimden karşında hep, yıkıldığımdan. Artık dayanamadığımdan ‘son’ dedim. Kararlıydım, ilk kez. Açık kapı da yok ardımda, aklımda kalan bir soru da yok. Bir kenarda oturup sessizce kurtarılmayı bekleyeceğim çünkü artık çok yoruldum. Kim bilir, belki bir gün, o şişenin içinde senin gözyaşların olur, kıyılarıma vuran?



.Eleştiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
21 Aralık 2010
Kötümserlik, umutsuzluk... En umutsuz anlarda bile mutlaka bir "umut" vardır. Çok güzel bir deneme çalışması olmuş. Kutlarım. Saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İtiraflar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beni Yeniden Öldür...
Özgür Olduğunu Bilmek Fakat Tadını Asla Alamamak...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bazen
Belki Biraz Kişisel
Öylesine Bir Ben
Bir Gidişi İzlemek...
Senin Bende Tarifin
Olur Ya...
Altın Saçlı Kız
Lezyon
Geçmişin Kölesi; Gelecek.
Adam...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Zamanda Dondurdum Seni [Şiir]
En Sevdiğim Film... [Şiir]
Seni Çok Seviyorum; Kendime İtiraf Edemeyecek Kadar [Şiir]
Ama Özgürce... =) ) [Şiir]
Tanrı'm [Şiir]
Hey, Sen! [Şiir]


Hilal Akdemir kimdir?

gerçekçi olmak istediğim açık ama nedense hep hayallerle yaşıyorum. hayalini kurduğum birçok şeyi gerçekleştiremediğim için yazmayı tercih ettim. ve bazende geçekteleştirdiğim şeyleri hayalleştirip yazdım. aslında ben bundan ibaretim tıpkı sizler gibi hem hayallerden hem de gerçeklerden oluşuyorum. tek korkum hayallerimin gerçekliğine inanıp, kaybolmak. . .

Etkilendiği Yazarlar:
annem


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hilal Akdemir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.