..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İste, sana verilecektir; Ara, bulacaksındır; Çal ve kapı sana açılacaktır -İncil
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Emine Pişiren




26 Nisan 2010
Bir Damla Mürekkep Bir Milyon Kişiyi Düşündürebilir. - 2 -  
Emine Pişiren
Beğenilen taklit edilir, sevilenin ardından gidilirmiş… Çünkü insan kişiliği bir sünger gibi bilgileri emer ve bir bukalemun gibi edindiği bilgilere göre beğeni ve algı renkleri değişir...


:AFEF:
“Aslında her kitap yalnızca yazarın dostları ve sevdikleri için yazılmış”-Goethe-

Kaplumbağa gibi başımızı içimize çekerek, kendi kişilik kabuğumuzda sığ düşüncelerden ıraklaşıp aklı zenginleştirmeliyiz. Eski bilgilerimiz paslanmadan, belleğimizi okumayla zenginleştirmeliyiz. Ruhun gıdası olan kitaplar, gerçek dostlarımız olacağı gibi karanlığımızı aydınlatan en iyi yol göstericidirler.

Okumakla karakterimizdeki rengin gök-kuşağı gibi zarafetine kavuşacağımız gibi yakın çevremiz ve sosyal çevremizde de fark-edilecektir. Hem de bir içimlik kahve tadında..Hatta, hoş sohbetli gönül dostlarımızın aranılan konuğu olmayı başarıp, yalnızlıklarımızdan da sıyrılmış da olacağız.
Aksi halde tekrarlar ile zamanı üleşir olur, sığlaşıp, tıkanırız. Üç sözcük sonrası da konuşmanın tadı kaçar, tıpkı sulu yemek gibi…

Nedense bir çoğumuz kitap okuma konusunda, batı ve uzak doğu ülkelerine nazaran zafiyet geçirmekteyiz. Ne acıdır ki, zengin Türkçe-miz Türk insanının zamanını tükettiği internet ve görsel medyaya olan bağlılıklarından erozyona uğramaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu dönemin en okuyan padişahı Yavuz Sultan Selim zamanı olmuştur. Uyumaz ve günde en az sekiz saatini kitap okumaya adardı. Kıtaları fetheden ve düşünme yetisi oldukça zengin, hitabet sanatında başarılı olan bir padişah olmuştu.

Ya Atatürk… O bir dahi, O bir dünya lideriydi… Uyuyan ve gaflete düşmüş, yok olacak bir ulusu kurtarmış ve yaşamasını sağlamış, donanımlı bir kültüre, duru görüsü oldukça yüksek bir potansiyele sahip değil miydi? O muhteşem aklıyla yurtta ve dünyada barışı sağlamış, bir dahi değil miydi?

Neden?

Okurdu… Uyumazdı… Onun uykusu okumaktı adeta… Çünkü okumayla dinlenir ve dahi düşünceleri, fikirleri ile demlenirdi belleğinde…
İnsanlığa hükmetmiş dâhileri ve liderleri düşündüm; okumayı seven, tüm yaşamını okuma sevdasına adamış liderler düşü-verdi usumdan ve indiler tek tek sahneye…
Örneğin;

Hz. Musa hiç çıkmazmış ki Mısır-daki kütüphaneden… Tüm çocukluğunu adeta Mısır-daki kütüphanenin ikliminde solumuş…

Uzakdoğu’dan Sidartha- Conficyüs ne çok okuma aşkıyla devirmişler kütüphaneleri…

Ya Benjamin Franklin? Onun muhteşem bilgi dolu aklı ve kıvrak zekası şaşırtmadı mı insanları?…

Sosyalist devrimci lider Marks-Lenin-de peşinden sürüklemedi mi kitleleri? İdeallerinin izinde binlercesi kan dökmediler mi?…

İngiltere-nin lideri Churchill-de “Bir ulusun en değerli hazinesi, onu yükselten yayınıdır. “ derken okuma ve okutma aşkları yok muydu yüreklerinde?

Peki ya Latin lider Che Guevera neden hala seviliyor ve konuşuluyor? Gerilla savaşı başlattığı özgürlük eylemlerinin ilk yıllarında,

"Bir yalan, hangi amaç için söylenmiş olursa olsun, her zaman, en kötü gerçekten daha kötüdür." sözleri ile bir ulusun peşinden gelmesine neden olmuş; ölmeden önce katiline karşı onurlu bir duruşla;

"Vur, korkak herif, sonuçta sadece bir adam öldüreceksin." dedikten sonra unutulmaz bir tarih kahramanı olmuştur.

Beğenilen taklit edilir, sevilenin ardından gidilirmiş…

Çünkü insan kişiliği bir sünger gibi bilgileri emer ve bir bukalemun gibi edindiği bilgilere göre beğeni ve algı renkleri değişir... Bulunduğu, yaşadığı, sosyal çevrenin normlarına kısa bir süre sonra alışır ve benimser. Bir süre sonra konuşma ve diksiyonları da yöre lisanına göre değişir. Su göğün rengini alırmış.

“Bir kitap, içimizdeki donmuş denize indirilmiş bir baltadır. “ derken Franz Kafka insan ruhunun gizemini çözmüştür, sanki.

Beğendiğini almak-tatmak- ve kişilik doğasındaki tek tutku ile kuşanmıştır, “sahip olmak” ister. Bir kez okuma ateşiyle tutuşmaya görsün insan, V.Hugo’nun “ barut gibidir okumak, bir kez tutuşunca artık sönmez.” Sözlerine katılmamak mümkün mü?

Okuyan insan yalnız kalmaz, düşünür, üretir ve uygular insanlık adına. Ortaçağ kapanmadı mı Fatih Sultan Mehmet İstanbul-u fethettiğinde. Aslında bir gerçek vardı ki o da onu yetiştiren ve ilk çağdaş ve aydınlık fikir ve bilgi tohumlarını eken Lalası Akşemsettin değil miydi? Avrupa-da gelişen kültür ve sanat akımları Rönesans ve gelişen bir dem başlamış, insanlık sürecinde çağa uymuş ve aydınlığa okumakla ulaşılmadı mı?

Okumaktan neden korkulur ki?
Okumak insanı yalnızlıktan sıyırdığı gibi özgürlüğü solumasını sağlar.
Bilgenin biri kitaplarına gömülmüş ve oradan geçen bir dostu;

“Yalnızlıktan sıkılmıyor musun?” dediğinde;

“Sen gelene kadar farkında değildim yalnızlığımın” demiş.

Shakespeare’nin “kitaplarım bana yetecek kadar büyük bir krallıktır” sözleri ile kendi duruşunu bizlere ifade ederken;

“Mümkün olsaydı her karış toprağa buğday eker gibi kitap ekerdim. “ Horace’nin sözlerine yabanıl değildir, geçmişteki Beyazıt sahaflarındaki kitap tozlarını koklarken duyumsadığım hazlar…

Doğunun usta ve bilge siyasetçisi neredeyse bir peygamber gibi sevilmemiş mi?

“ Tanrım bana kitap dolu bir evle çiçek dolu bir bahçe ver” derken acaba hangi düşünceye hangi insana ışık tutacaktı.

Seneca’nın “Kitapsız yaşam kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır. “ sözleri bana en sadık ve benimsediğim favori düşüncedir. Ve Bacon;

“Okumak bir insani doldurur, insanlarla konuşmak hazırlar, yazmak ise olgunlaştırır. “ derken insanı felsefenin erdem basamağına taşındığını kanıtlar gibiydi.

Aslında “Okunacak en büyük kitap insandır.” Diye Hacı Bektaş Veli öğrencilerini okumayla aydınlığa ulaştırırken çok manidar bir sözünü de esirgememiş dobra dobra… Özellikle “kız çocuklarını” okula göndermeyen ve “na-mahrem” diyerek, toplumdan soyutlamak isteyen ailelere de asıl olanı betimlemiş.

“Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde/Hakkın gözünde her şey yerli yerinde/Eksiklik de noksanlık da senin görüşlerinde.”

Sonuç:

Yeteneklerimizi korumak adına dünyanın neresinde olursak olalım her bilgiyi öğrenmek ve paylaşmak bir insanın en önemli özelliklerinden biri olmalı.
Kitap okumaktan çocuklarımızı korkutan sistemin değişmesi gerekmez mi?
Bunun için eğitim ve öğretim görevlilerine iş düştüğü gibi sistemin de yeniden yapılanması için kökten bir yapılanması gerekiyor. Felsefe ve psikoloji gibi sözel derslerin müfredattan kaldırılması değil kazanılması geliştirilmesi gerektiği kanısındayım.
Çünkü bilgi başarının anahtarı olduğu gibi; kin, kibir, bencillik ve nefretten uzak tutar, sevgiye ulaştırır, kuşkulardan kurtarır ve karanlıktan aydınlığa kavuşturur.

Ve son sözü; İskoçya'nın romantik bir kahramanı, lirik şiirleriyle, felsefi manzum oyunlarıyla tanıdığımız, romantizmin öncüsü şair ve yazar Lord Byron'a bırakacağım:

“Bir Damla Mürekkep Bir Milyon Kişiyi Düşündürebilir. “

Emine Pişiren/Akçay
29.03.2010


.Eleştiriler & Yorumlar

:: iyidir
Gönderen: Levent Ölçer / , Türkiye
30 Nisan 2010
Okumak iyidir. Güzel bir yazı Emine Hanım. Saygılar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Değerli Yazım Dostumuz Sayın...
Hadi Yıkayalım Ruhumuzu!..
Yoksa Öldüm de Cehennem de mi Yaşıyorum Ben Anne?
Sinerji... (- I - )
Ben Yaşarken Ölmüşüm de Haberim Yokmuş!..
Utandım İnsan Oluşumdan
Anasını Öpen Kadı Olursa...
Acıdan da Zevk Alırız
Yüzlerce Hayattan Biri...
Kadının Özü O Yasak Kelime

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yarım Somun Yemek İçin Orospuluk
Entellektüel Kadınlar Nasıl Bir Erkek Arar?
Yoksa Canınız Hoşaf mı Çekti?
Allah'ın Laneti Üzerlerine Olsun!..
Eh, Burası Türkiye
Her İkisi de Bir Şairin Asil Yüreğine Sahiptiler
Havada Bok Kokusu Var Baba
Atatürk'e Duyulan Bu Öfke, Bu Nefret Nedendir?
Siz Böyle Yanmıyor Musunuz? - 2 -
Kısa Kes Aydın Havası Olsun!..

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adamdan Saymışız [Şiir]
Ah Ulan Istanbul! [Şiir]
7. Didim Şiir ve Şairler Buluşması [Şiir]
Çekinme Söyle [Şiir]
Yağmur Kuşu Suskunluğu [Şiir]
Hangi Dua İle Sana Gelelim? [Şiir]
İsterdim [Şiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Şiir]
Madem ki... [Şiir]
Git Demene Gerek Yok [Şiir]


Emine Pişiren kimdir?

Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.