..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattır. -Anatole France
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Emine Pişiren




20 Şubat 2010
Hadi Yıkayalım Ruhumuzu!..  
Emine Pişiren
Bir mutluluk köşemiz olmalı ve bu köşemizde yalnız kendimiz olmalıyız. İçinde sevgi çiçekleri olan hayal kurduğumuz bahçemizi, baharın çiçekleri ile donatmalı, ruhu o çiçeklerin kokularıyla doldurmalıyız.


:CDDF:


Neden ani heyecanlara, aşırı sevinçli telaşlara ve acı ile hüznü bulamaç yaparak yüreğimizi farkında olmadan limon gibi sıkar dururuz?
Ruhumuzu bir "narenciye sıkar "gibi sıkmayı ne zaman fark ederiz?
Yanıt:
Sağlığımız bozulunca!..
İnsanların duygusal zekaları ani gelişen olaylar karşısında, “zınk” diye donup kalır ; sonrasında ise bir şaşkınlık, bir telaş yaşanır. Bir nevi duygu frenleri bozulur, kişilik ayarı kaçar, vs...
Bu anlarımızda; neşeli ve mutlu duyguları konuklarken bedenimizde, ani gevşemeler oluşur. Telaşlı, gergin, huzursuz, ve mutsuz anlarımızda ise ani kasılmalar oluşur bedenimizde. Sonunda kaslarımız içinde yer alan damarlarımız; bu kasılmaya bağlı daralmalar/genişlemeler başlar.
Sonuçta ya tansiyonumuz yükselir, bir kalp hastalığına aday oluruz, ya da beyin enfaktüsü geçirir, genişleyen damarla beyin kanaması olur, hayatımız riske girer. Soluğu ya dahiliye uzmanının karşısında, ya da psikoterapistin sedyesinde alırız.
Stres; sinir sistemimizi öyle etkiler ki, daha ileriki arazı olan "felce" bile sürükler bizi. Ve şu çok kesindir ki tüm rahatsızlıklar stresten kaynaklanır. Bedenimizde artçı şoklar gibi sarsılır, kanımızın kimyası bozulur ve fizyolojik depremler yaşarız. Hatta genlerimizdeki en hassas organımız hangisi ise o organımız etkilenir ve hasta olur.
Mutluluk enerji bataryamız stres ile azalır. Azalınca da mutsuzluk yürek kapısından içeri sızar. Yeniden bu kaynağı alabilmemiz için duygularımızı kontrol etmeliyiz. Freni bozuk bir araç, sonunda hem kendine hem karşısındakine çarpacak ve zararı gözle görülür derecede olacaktır. İnsanın da duygu frenlerini koruması ve bakımını yapması gerekir.
Günlük ve sosyal yaşamımızda sürekli gerilim halinde olduğumuzdan kaslarımızdaki var olan en önemli etken maddeyi tüketmekteyiz. Adı "kalsiyum "olan bu elementin yokluğunda bedenimiz zayıf düşer. Yorgunluk, halsizlik, tembellik ve iştahsız bir bedenin ne kendine ne çevresine faydası olmaz.
Mükemmel bir ahenkle otonom çalışmakta olan insan vücuduna hükmeden bir küçük bez vardır. Adı "Hipofiz"olan bu bezin marifetlerini saymakla bitiremeyiz. Bu bez beynimizden tüm vücudumuza ve ruhumuza adeta hükmeder. Özellikle salgıladığı “mutluluk” hormonu bedenimizin enerji bataryasının dolu olmasını sağlar. Adı "Endorfin" olan bu hormonumuzun azalması halinde;
Depresyon bulaşır ruhumuza.
Sıkıntı…
Aşırı alınganlık…
Bunalım…
Endişe…
Panik atak bozuklukları…
Mani/Melankoli durumları…
Aşırı hassasiyet ve Vesveseli bir kişilik renk tablosunun yanı sıra; bedensel hastalıklar baş gösterir. Kanser başta olmak üzere; kalp/akciğer hastalıkları, mide ve üriner sistem hastalıkları başı çeker.
Peki ne yapmalıyız?
Bize mutsuzluk bulaştıran her vakadan, her sürekli olumsuz haberlerle insan ruhunu bunaltan insanlardan uzak kalmalıyız.
Yüreğimizdeki sevginin farkında olup önce kendimizi sevmeli sonra yüzünde mutluluk enerjileri taşıyan pozitif insanlarla iletişim halinde olup, spor ve temiz havayı bedenimizden eksik etmemeliyiz.
Bir mutluluk köşemiz olmalı ve bu köşemizde yalnız kendimiz olmalıyız. İçinde sevgi çiçekleri olan hayal kurduğumuz bahçemizi, baharın çiçekleri ile donatmalı, ruhu o çiçeklerin kokularıyla doldurmalıyız.
Ancak böyle yıkanır ve arınır ruhumuz…

Haydi Yıkayalım Ruhumuzu!..

Sevgi ve ışıkla


Emine Pişiren/Akçay
20.Şubat.2010



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Değerli Yazım Dostumuz Sayın...
Yoksa Öldüm de Cehennem de mi Yaşıyorum Ben Anne?
Sinerji... (- I - )
Ben Yaşarken Ölmüşüm de Haberim Yokmuş!..
Utandım İnsan Oluşumdan
Anasını Öpen Kadı Olursa...
Acıdan da Zevk Alırız
Yüzlerce Hayattan Biri...
Kadının Özü O Yasak Kelime
Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değildir

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yarım Somun Yemek İçin Orospuluk
Entellektüel Kadınlar Nasıl Bir Erkek Arar?
Yoksa Canınız Hoşaf mı Çekti?
Allah'ın Laneti Üzerlerine Olsun!..
Eh, Burası Türkiye
Her İkisi de Bir Şairin Asil Yüreğine Sahiptiler
Havada Bok Kokusu Var Baba
Atatürk'e Duyulan Bu Öfke, Bu Nefret Nedendir?
Siz Böyle Yanmıyor Musunuz? - 2 -
Kısa Kes Aydın Havası Olsun!..

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adamdan Saymışız [Şiir]
Ah Ulan Istanbul! [Şiir]
7. Didim Şiir ve Şairler Buluşması [Şiir]
Çekinme Söyle [Şiir]
Yağmur Kuşu Suskunluğu [Şiir]
Hangi Dua İle Sana Gelelim? [Şiir]
İsterdim [Şiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Şiir]
Madem ki... [Şiir]
Git Demene Gerek Yok [Şiir]


Emine Pişiren kimdir?

Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.