Neden yaşarız. Çok kereler Tanrı'ya beni öldürmesi için yalvarmışım da, yine beni yaşatmaya devam etmiştir. Ve yine aynı acılarla ve yine bir teli kopan saz gibi... Ben buna rağmen elimden geleni yapmışımdır. Yine şarkılar söylemişimdir. Öyle çaresizlikler yaşamışımdır ki, gecem kurşun gibi ağır olmuştur; gündüzüm kısır bir buluta dönüşmüştür. Hayat bir gemi olmuş, denizler kurumuştur. Bir deniz olmuştur hayat, tüm gemilerimi alabora etmiştir. Hayat bir güvercin gibi bazen caminin saçaklarına konmuştur. İşte o saçaklar buz tutmuştur. Neden yaşarız. İnancımız bize eziyet çekmeyi öğretir. Bir cennet hayaliyle çekilir mi peki bunca acılar? Cennet onursuz insanların mekanı mı olmuştur? Bunca şerefsizlik ve onursuzluk yaşadıktan sonra, cennet kapıları bana ardına kadar açılsa yine bir fare gibi o kapıların arasına sıkışırım ve viyk diye bağırırım. Çünkü ben bu dünyada cennetten kovulmuşum. Başka bir mutluluk açar mı bana kapılarını? Şahittir bana "Neden bunca insan arasından beni buldu?" diyen insanların feryatları. Bir ıssızlık yaşarım ki karanlık içinde kaybolmuş bir mezar gibi sadece taştır dünyayla tek bağım. Nice kereler Tanrı'ya yalvarmışım da beni öldürmesi için, bana bir mezar yalnızlığını layık görmüştür. Neden yaşamak beni ölmekten beter etmiştir? Saçımın tek bir teli benim için çok değerli iken, neden bir rüzgar hiçbir saçımı okşamamıştır? Gelmiş geçmiş ağaçların yaprakları ve tohumları kadar hayat bir yere düşüp bir sürgü verirken neden bazı dalları sert rüzgarlar kırmıştır? Hayat bir gemi olup mavi sularda yol alırken neden insan pusulasını kaybetmiştir? Neden beni Tanrı bu kadar yanarken, bu kadar su su diye ağlarken bir balık olarak yaratmamıştır da çölde bir kaktüs olarak yaratmıştır? Gözyaşlarım yere düşse, hemen üzerinde yürür. Sonra bana bak, senin hayatını karartırım der. Sanki ben onun cenneti ne kadar arzuladığını görmem. Onun iyiliği bu kadardır. Beni mahvederse cennete gidecek. Beni yok ederse varlık bulacak. Neden Tanrı'm sana inananlar şerefsiz olur; sana inanmayanlar ise daha onurlu olur? Neden Tanrı'm sana inanan her şeyi yapma hakkını kendinde bulur, bu beni düşündürür. Sana inanan her türlü yola başvurur. Bilirim girdiğimiz kapılardan çıkarız. Bilirim bazı insanlar ise kendilerine bir çıkış yolu bulur, kapıdan bacadan da olsa dışarıya kavuşur. Çünkü sen onlara bağışlanma kapısı açarsın. Çünkü cennet kapılardan oluşur. Nerede bir Tanrı'ya inanan varsa, orada hırsızlık olur, hazıra konma olur. Yok bana inanmıyorsan gel Tanrı'm bir araştırma yapalım. Şehrin en mahrem yerlerine epeyce bir para koyalım. Camilere, kiliselere, havralara, kütüphanelere, üniversitelerin giriş kapılarına, en nezih mağazalara değerli bir eşya koyalım. Bak bakalım kaçından geride iz kalır? Beni bağışla Tanrı'm. Ben senden çok kereler beni öldürmeni istemişimdir. Oysa beni onursuzluğumla yaşatmışsındır. Demek ki bana çok kereler şans vermişsin. Ben senden şans istemiyorum artık. Çünkü şansımı çok zorluyorum. Senden Tanrısızların kadar onurlu bir hayat diliyorum Tanrı'm.