..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir deliyle aramda tek bir ayrım var. Ben deli değilim. -Salvador Dali
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Levent




8 Mayıs 2009
Televizyon Denen Yalan  
Reyting ! Reyting!

Levent


Michael Moore denen Arıza Adam'ı duyan duymuştur. Bizim Uğur Dündar'ın Amerikalı ve biraz daha Cem Yılmazlaşmış hali ve de Uğur abi daha yakışıklı. Bu Michael reyting şirketleri ile ilgili bir araştırma yapmıştı..


:BBEB:
Reyting reyting!
Bugün yaşadığımız 21. yüzyıl denen rezilliğin baş mimarı televizyondur.
Üzüm üzüme baka baka kararır misali, insanlar yoğun biçimde temas içinde bulunduğu kişilerden, ortamlardan etkilenir. Kendinize bir bakın, en yakın arkadaşlarınız ve aile üyelerinizle aranızda çok büyük benzerlikler vardır, kelimeleriniz, düşünceleriniz ve hatta yürüyüşünüz bile birbirinize çok benzer.
İki yakın arkadaş konuşma tarzlarından kelimelerine ve düşüncelerine, hareketlerine kadar birbirini etkiler. Yeni tanışıp da kendinizi yakın bulduğunuz birisi, yeni bir kız-erkek arkadaş, belki yeni bir öğretmeniniz sizi çok etkilerse “onun gibi”olmaya başlarsınız.
Karşımızdaki iyi bir örnek olduğu sürece ve olumsuz-kötü davranışları kapmadığımız sürece bu etkileşimin kötü bir yanı yoktur ve hatta çok doğal ve faydalıdır. İnsan sosyal bir canlıdır ve çevremizden yeni şeyler alarak kendimizi ve çevremize bizdekini vererek de çevremizi zenginleştiririz.
İşin-ipin koptuğu nokta tam olarak “iyi örnek” noktası.
Bu klasik bir “televizyon öcüdür” yazısı değil. Bazı gerçeklere dönüp bir hatırlayalım, bazı şeyleri sıraya soktuğumuzda bir yap-bozun parçalarının birleşmesi gibi karşımıza bir gerçek çıkar.
Bu bir komplo teorisi yazısı da değil. Şampanya dünya çapında bir buluş ve tesadüfen doğdu. Bazı şeyler tüm dünyayı etkilese de kimse bunları planlamadan kendiliğinden-tesadüfen-plansızca ortaya dökülüverir..
Televizyoculuk dene bu meret ucuz bir iş değil. Günümüzde dünya, teknoloji sayesinde küçülürken bir yandan da ortadaki pasta o ölçüde büyüdü.. Sanayi devriminden sonra doğan-yükselen Şirketler ve KAR ETME kavramları bugün yaşadığımız dünyanın temelini oluşturdu. Daha açıkçası dünya PARA ile-KAPİTAL ile dönüyor. Para yoksa hiçbir şey yok.

Para yoksa televizyon da yok. Televizyoncuların ilk önceliği doğal olarak ayakta kalmak olabilir ama bunu geleceğin içine etmek pahasına yaptıklarında bu büyük bir suçtur.
Ben bugün bu suça ortak olmamış tek bir televizyon kuruluşu olduğunu sanmıyorum. Hepsi buna az-çok bulaşmış durumda. Sadece televizyon değil, internetinden gazete ve dergilerine ve radyosuna kadar her şey batmış durumda.

Televizyonlarda kaç belgesel görüyorsunuz? Silah ve kavga olmaya kaç dizi var? Kaç tane doğru dürüst eğlence programı var? İçinde baldır bacak göstermeyen kaç video klip izlediniz şu son günlerde? SEX satar, ama bu kadar da işi kasaplığa dökmek mide bulandırıcı. Et satmanında bir edebi adabı var, burada sınırlar yok olmuş. Yamyamlaşmışız vesselam.

Kaza ile akşam televizyonu açsam bütün kanallarda kan-silah-gözyaşı-çıplaklık(yobaz değilim ama estetiği olamayan çıplaklık da çok iğrenç) dolu görüntüler.. Kavga, kargaşa.. Sabah ve öğleyin zaten televizyon tam bir kayıp bölge.. Sabah programı-izdivaçlar- efendim yemek programları.. Yahu rezillik, kavga gürültü, çirkinlik, haysiyetsizlik.. Hepsi var neyi sayacan?
Hala bunlar seyrediliyor, Televizyoncular bunları yayınlıyor.. Bu millet önüne ne koyuluyorsa yiyor. Kendinden geçmiş zehir içiyor. Televizyoncular da reklam aldığı sürece rezillik olmuş hiç dert etmiyor.. Kapital.. Para konuşuyor.. Köpeğin önüne atsan parayı yemez ama insan kölesi olmuş.
Halk hala neden izliyor? İnsan doğası bir gariptir.. Güleriz ağlanacak halimize.. Kötü durumda olan birisini teselli ederken aslında içimizde şükrederiz “bak benden daha kötüleri var. bu halime şükür” diye kendi eksikliklerimizin acısını azaltırız belki de.. Belki de bu milletin bütün bu rezil programlara katlanmasının tek nedeni budur.. Kendi ağlanacak haline gülmek ve bunları izleyip “benden daha kötüleri de var” diyerek kendini teselli etmek...

Televizyonlar para olmadan hayatta kalamaz.. Hiçbirimiz parasız yaşayamayız. Bu dünyanın düzeni böyle olmuş. Değiştirmek için çok büyük ve çok köklü hareket gerekir ki buna siz 3.Dünya savaşı deyin ben kıyamet diyeyim.. Öyle büyük bişey yani.. Bu pazarda ekmek yiyen, bu düzenden memnun olan çok güçlü çok fazla insan çok fazla köşe başını tutmuş.

Televizyonların bu rezil yayınları yapmasının nedeni bunların izlenmesi. Bunların izlendiğini söyleyenler ise bu RATİNG-reyting araştırma şirketleri.. Şimdi parantez açıyorum: Michael Moore denen Arıza Adam'ı duyan duymuştur. Bizim Uğur Dündar'ın Amerikalı ve biraz daha Cem Yılmazlaşmış hali ve de Uğur abi daha yakışıklı. Bu Michael reyting şirketleri ile ilgili bir araştırma yapmıştı ve belgeselinde bunu açıklıyordu. Sonra bildiğim kadarı ile bunu bu yayınlardan ötürü susturmak için bir sürü tehdit ve mahkemeler filan oldu.. Kısacası Michael şunu gösteriyordu; Televizyonların yaptıkları programların şeklini belirleyen izlenme oranları hiç ama hiç güvenilir değil. Hatta yanlış. Bunu Televizyonlar da biliyor. Ama Reklam şirketleri ve Rating şirketleri, televizyon yöneticileri bunu saklıyor çünkü reklam veren firmalara karşı ellerinde bir koz bu ratingler. Bunun yalan olması demek para musluklarının tehlikeye girmesi demek. Para aktığı sürece bu yalan sürüyor. Seyredilmeyen programlar yanlışlıkla ya da KASITLA yüksek rating almış gibi gösteriliyor ya da ratingler abartılıyor ve daha çok para tırtıklanıyor reklam veren şirketlerden.. Reyting Allah'ın emri değil; reytingleri sorgulayın. Altından hiç de hoş olmayan şeyler çıkacak.

Benim gibi sıradan vatandaş da televizyondaki canavar ve hilkat garibesi bu programlar karşısında televizyonu çöpe atma noktasına geliyor sonuçta-çünkü ait olduğu yer orası. ÇÖP.

Televizyon dene bu zımbırtı çocukların anne-babasından daha çok gördüğü bir meret. Okulda öğretmeninden, ailesinden bile daha çok Televizyondan etkileniyor çocuklar.
Çocuğunuzu yaramazlık yapmasın diye televizyonun karşısına koyarken lütfen biraz da dikkat edin televizyonda hangi programı izliyor. Bundan beş yıl sonra bir bakacaksınız karşınızdaki sizin çocuğunuz aslında sizin çocuğunuz değil. Türkiye okulları başlı başına ayrı bir yara-yazı konusu olsa da bugün şunu söylemekle yetineceğim; geleceğimizi ne okullar, ne de aileler şekillendiriyor. Televizyon yayınlarının gücünü küçümsemeyim. Ne seyrettiğinize dikkat edin.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
12 Fransız ve Mükemmel Dünya
Zenginler Klübünden Bir Şerefsizin Böbürlenmeleri
Yalnızlık Çağı
Usta ve Çırak
Dünyayı Bitirme Formülü Çok Basit
Yine 17 Ağustos
Yeni Yılınız Kutlu Olsun
Okurdan Çok Yazarı Olmak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgi, Mutluluk, Özgürlük ve Hayat Üzerine Felsefe
Tanklamak Ne Demek?
Ya İstiklal Ya Ölüm
Uyanıklık
Ölüm / Kalım
Uzayda Hayat Var mı?
World Of Warcraft Yazısı
Türkiye Nasıl Kurtulur?
30 Mart Geçti Şimdi Ne Yapacağız?
29 Ekim Günlüğü ve Bir Avuç Marjinal

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Barbar Conan'ın Ölüm Şarkısı [Şiir]
Her İnsan Öldürür Sevdiğini [Şiir]
Tatlı Sert [Öykü]
Zeytin Karası [Öykü]
1996 Yılı [Öykü]
2012: Ölülerin İntikamı [Öykü]
Ufuklar: Kırmızı Bölge - 18 [Öykü]
Althar'ın Akıncıları: Altıngöl ve Ejderha (9. Bölüm - Son - ) [Öykü]
Kovan Savaşları (1. Bölüm) [Öykü]
2012: Ölülerin İntikamı (3) [Öykü]


Levent kimdir?

Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon İldar'da buluşuyor. 07/10/2017 tarihinde şimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadım. . . 2 senedir yazar tarafım ölü. oysa oldugum şeyler içinde olmayı en sevdiğim şey yazar olmaktı :) Toprağı bol olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Levent, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.