Ölümden sonra yeni birşeylerin olduğu konusunda umutluyum. -Platon |
|
||||||||||
|
Gazetelerden ve internet haberlerinden bakınırken son zamanlarda yine "uzayda yaşam-yaşama elverişli gezegenler" haberlerine gözüm takılmaya başladı.. Uzayda Hayat Var mı? Bu soru insan zihninde en çok yankılanan sorulardan biri. Bir diğer soru "kadınlar ne ister" ya da "hayatın anlamı nedir" sorusu.. "Tanrı var mı" sorusunu da bunlara eklersek bunlar insan zihninde en çok yankılanan sorular desek yeridir.. Uzay çok büyük. Cehaletimiz ölçüsünde bu büyüklüğü küçümsemeye ve kendi varoluşumuzu dev aynasında görmeye meyilli olsak da gerçekler değiştirilemez. Evren çok büyük. Samanyolu Galaksisi'ndeki dünyamızın evrenin merkezi olduğunu düşünenlerin hala dünya üzerinde yaşadığı bir çağda, gelin biraz rakamlara göz atalım. Dünyamızın çapı ortalama 12740 kilometredir. Güneşe uzaklığımız bilimsel çerçevede "1 AU"(Astronomic Unit) olarak kabul edilir. 1 AU ise 149 milyon kilometre olarak kabul edilir. Yaz ve kış mevsimlerinde dünya ile güneş arasındaki mesafe 147-153 milyon km arasında oynasa da 1 AU bilimsel bir kabul olarak adlandırılır. Güneş ışığının dünyaya ulaşması 8 DAKİKA alır. Işık hızının SANİYEDE 300 000 KİLOMETRE(Saatte 9,460,730,472,580.8 km=Yaklaşık 10 Trilyon kilometre..) olduğunu göz önüne alırsak.. Dünya ile güneş arasındaki mesafeyi bir düşünün..(Tembellik etmeyin bir düşünün. Uzayın derinliğini ve evrenin büyüklüğünü daha iyi anlamak kendi var oluşumuza cevaplar bulmanın bir adımı) İnsan yapımı bir aracın ulaştığı en yüksek sürat, güneşi gözlemlemek için fırlatılmış uyduların (Helios uyduları..) ulaştığı tepe sürattir ki bu sürat ise SAATTE 241000 kilometre..(En hızlı insanlı uçan araç olan "roketuçak" X15'in hızı saatte 7258 kilometre... Yolcu uçakları ortalama saatte 800 km, savaş uçakları 1200 km süratle uçar) Rakamlar büyük ve karmaşıklaşıyor.. Dünyanın içinde bulunduğu sevgili cefakar güneş sistemimizin büyüklüğü bir tartışma konusudur. Kimi bilimadamı buna 1 ışıkyılı çaplı der kimisi 2 ışıkyılı çaplı demektedir. Kimisi en uzak gezegen olan Pluton'un uzaklığı kriter alınmalı derken diğerleri en uzak meteor kuşakları da hesaplanmalı diye öne sürmektedir.. Velhasıl bu mesafe 1 ya da 2 IŞIKYILI olarak kabul edilir. Dananın kuyruğunun koptuğu yere geliyorum. Dünya Güneş Sistemi'nin(SOL) içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nin 100 000 ışıkyılı ile 80 000 ışıkyılı ölçülerinde eliptik bir disk olduğu biliniyor dersek.. Dünyamız denizde bir damladan başka bi şey diil.. Samanyolu diskinin merkezine 25000 ışıkyılı uzaklıktaki Dünya gezegeninde yaşam var.. Peki diğer gezegenlerde hayat var mı? Bilimadamları uzayı dinliyor.. Bilmadamları uzaya sesleniyor, yayın yapıyor.. Şimdilik bir şey duymadık, bir cevap gelmedi. Bilimadamları bir yandan da hesaplamalar yapıyor. Bizimkine benzer güneşe sahip sistemlerde bizimkine benzer özelliklerde gezegenler bulma olasılığını bilimsel veriler ışığında değerlendiriyor. Efendim işte iklim, hava, su, güneş, yerçekimi gibi kriterleri göz önüne alarak hesaplamalar yapıyorlar. Dünya gibi "insan yaşamına uygun", "habitable" yerler bulmak için uğraşıyorlar. Gülümsüyorum.. Matematik olarak bir sonuç var ortada. Farklı bilmadamları farklı rakamlara ulaşsa da son yapılan keşifler ve elde edilen son bilgiler ışığında ortalama bazı rakamlar güçleniyor. Son durum diyor ki Samanyolu içinde yaklaşık olarak 100 milyon tane insan yaşamına uygun gezegen-ay olması ihtimali yüksek. Evet, 100 milyon. Fena bi rakam değil. Matematiğim pek iyi değildir ama kabaca hesaplarsak yaklaşık olarak her 10 ışıkyılı çapında küre alanda 1 ila 8 adet insan yaşamına uygun ay-gezegen olması ihtimal dahilinde.. Tabii bunlar varsa bunların yerini bulacak gözlem ve teleskop teknolojilerini ve buralara gidecek sürat-yaşam destek teknolojilerini geliştirmemiz gerekiyor.. Bir de şu var; İnsan yaşamına uygun olan bir yerde illa başka canlılar bulacaz diye bir kural yok.. Basit bitki yaşamı ve basit hayvan yaşamı olabilir ya da hiç bi şey olmayabilir... Hemen aklınıza bizimki gibi yaşam bulmak gelmesin. Olur da yaşam bulursak bu yaşam bizimkinden çok farklı olabilir hatta gördüğümüzde tanıyamayabiliriz.. Bir an için herşeyin yolunda gittiğini düşünelim.. Bütün bu yazıyı yazmamın nedenine şuradan sonraki satırlarda geliyorum.. Evet, her şey yolunda gitti ve evrende yaşam bulduk. Ve de yanlarına gittik.. Ne olacak? Efendim uzayda yaşam dedik.. Uzaydaki yaşamı uzakta aramaya gerek yok.. Dünya üzerinde 5 MİLYON ila 100 MİLYON arasında CANLI TÜRÜ bulunduğunu söylüyor bilmadamları. Ve diyorlar ki bunun sadece 2 MİLYONUNU tanımlayabildik. İnsanoğlu dünya üzerindeki canlı yaşamının sadece %10 kadarını keşfedebildi.. Bir de Uzayda yaşam aramaktan söz ediyoruz.. Bazı bilimadamları yeyüzündeki mevcut türlerden YARISININ 2100 yılına sağ çıkamayacağını öngörüyor. Her yıl binlerce canlı türü İNSAN ELİYLE NESLİ TÜKENMİŞLER listesine ekleniyor.. Henüz varlığını keşfetmediğimiz türlerin neslini tüketiyoruz.. Başka yere sıçrıyorum.. Bir araştırma okumuştum diyo ki; Eğer bütün dünya ABD ya da AVRUPA gibi tüketim yapıyor olsa bu tüketime kaynak sağlamak için 3 değil 4 dünya gereklidir. 4 dünya.. OHA. Yaşamı bulduk diyelim.. Napcaz? Eğer basit bitki ve hayvan yaşamıysa tamamdır, hemen gezegen bizim dünyamızın BÜYÜK ABİSİ olan ülkeler arasında bi güzel paylaşılır.. Hatta bu paylaşma aslında "bi güzel" de olamayabilir ve bu paylaşım için savaşlar bile çıkabilir.. Yıldız Savaşları, iyi mi?.. Diyelim yaşamı bulduk ama "İlkel" ve "barbar" ve de "az gelişmiş" bir yaşam mevcut.. Gezegenin yerlilerinin başına ne geleceğini merak ediyorsanız Amerikalı Kızılderililerin başına gelenleri kısaca hatırlayın.. Kesin rakam yoktur ama Amerikan tarihinde 30 milyon ila 12 milyon Kızılderilinin TOPRAKLARI için katledildiğine dair notlar mevcut.. Kızılderililer, Özgürlükler ve Fırsatlar ülkesi olan Amerika'nın ilk özgürleştirdiği ve fırsata boğduğu halk olmuştur.. Eğer uzayda yaşam varsa ve hele ki de teknolojisi-bilimi-felsefesi-tıbbı bizden ileriyse o zaman da bu "uzaylılar" büyük ihtimalle bize "virüs" muamelesi yapacaktır. Akıllı iseler bizi gördükleri yerde hemen bir hastalık mikrobu gibi kökümüzü kazıyacaklardır. Ben olsam bizim gibi bir türün kendi gezegenime-benim bölgeme yaklaşmasına hayatta izin vermezdim.. Hani kötü örnek olacak arkadaşlardan çocuklarınızı uzak tutmak istersiniz ya, ben olsam İNSAN'ı evrenden soyutlarım. İnsanın dünyadan dışarıya çıkmasına hayatta izin vermem. Hatta belki de kökünü kazıyıp yok ederim.. Düşününce, bu kadar akıllı ve mantıklı bir uzaylı halkın başka bir türü yok etmesi pek mantıklı değil, eğer bizden ileri uzaylılar varsa büyük ihtimalle sadece bizden uzak duracak ve bizi kendilerinden uzak tutacaklardır. İnşallah o kadarla kalırlar diyesim geliyor kendi iyiliğim için.. Sefil bir dünyada sefil bir hayat yaşasam da umutlarımın hepsini tüketmedim, hala güzel günler görme umudum var-yaşamak istiyorum. Eveeeet.. Buyrun buradan yakın efendim.. Sizce UZAYDA HAYAT VAR MI? Dünyada hayat kalmadığını ben biliyorum. Dünyanın içine ettik.. Allah Uzayı Dünyalıların Şerrinden Korusun. AMİN.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Levent Ölçer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |