Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuştuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo |
|
||||||||||
|
Ömer AKŞAHAN Ödemiş Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda yakaladığı gelişim çizgisini 1950’li yıllara değin sürdürmüş; o yıllarda birçok ili kıskandıracak kentsel ve kültürel değişimi yaşamıştı. Demokrat Partinin işbaşına gelmesiyle başlayan süreçte bu kez, o güne değin kazanılan birçok kültürel varlığın bir bir yok edildiğini görürüz. Cumhuriyet Halk Partisinin Atatürk’le başlayan aydınlanma hareketinin lokomotifi olan Halkevleri ve Okuma Odaları gençlerin sadece kitapla buluştuğu yerler olmayıp; tiyatro, folklor ve müzik çalışmalarını da yaptıkları mekânlar olarak Ödemiş’te özel bir yere sahiptiler. Bütün bu saydığımız kültürel çalışmalar sonucu Ödemiş’ten birçok sanatçı yetişti, edebiyat ve sanat çevrelerinde tanındılar, sevildiler. *** Günümüzde kitapların az sattığından, gençlerin kitap okumadığından sürekli yakınılır. Bu yakınma, yayınevleri ve kitapçıların istatistiklerine dayanmaktadır Ancak bu duruma nasıl gelindiği üzerinde acaba yeterince duruyor muyuz? Japonya’da kişi başına yılda 25 kitap düşerken Türkiye’de beş kişiye yılda bir kitap düşmesini nasıl yorumlayabiliriz? Bu durumda soracağımız ilk soru şu: Ödemiş’te gerçekten bir ilçe halk kütüphanesi var mı? Varsa tam adresini söyleyebilir misiniz? Bu soruların yanıtını rasgele birkaç Ödemişliye sorsak kesinlikle çoğunluğu olumlu yanıt veremez. Ne acı bir durum değil mi? Ödemiş’te oysa yıllardır derme çatma yapıda da olsa bir İlçe Halk Kütüphanesi var. Var olmasına var da, hizmet verdiği yer adeta bir sığınma evine benziyor. Kirasını ödeyemediği için her an çıkarılma korkusuyla yaşayan bir kiracı gibi! *** Ödemiş İlköğretim Okulu bahçesinde 1913 yılında Ziraat Mektebi olarak faaliyete geçen, işgalde Yunan komuta merkezi olan ve ilçenin günümüze kadar ulaşmış nadide kültür varlıkları arasındaki tarihi binanın alt katındaki iki odada hizmet vermeye çalışan Kütüphane İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binasındaki eski günlerini de arar hale gelmiş. Adında halk kelimesi olan kütüphaneye yetişkin bir Ödemişli girmek istese, karşısına İlköğretim Okulunun nöbetçi öğrencileri dikilip, çeşitli ahret sualleri sorar. Yani kütüphaneye bir yetişkinin girmesi hiç de kolay değildir. Diğer yandan bir başka okul öğrencisi de kütüphaneden yararlanmak istese benzer durumla karşılaşıp, geri dönecektir. Daha da ilgincini söyleyeyim mi? Aynı okulun kantininden çay istediğinizde, “Dışarıya” servis yasaktır sözüyle karşılaşırsınız. Siz olsanız, Allah aşkına söyleyin, ne düşünürsünüz? Hatta İdris Beyden önceki okul müdürü Sayın Mustafa Toker zamanında İlçe Halk Kütüphanesi tel örgülerle çevrilmiş, öğrencilerin kütüphaneye girişi yasaklanmıştı! *** Sözü Turgay Gönenç’in İskelenin Altındaki Deniz adlı kitabında yer alan güncelerinden birine bırakalım: “Geçmişe dönmek üzere konuşma açıldı, edebiyat matinelerine. Haldun Taner, ‘Dağıttılar bizi,’ dedi. Gençliğin edebiyat matinelerine olan ilgisinden tedirgin olanlar vardı! Bir bakıma bu matineler sanata giden yolu açıyor, okuma istemi yaratıyordu. “Biliyor musun Ayçe Hanım, birbirini hiç tanımayan sanata eğilimli gençler, aynı şairi ya da yazarı sevmenin sonucu dostluk kurarlar, saygı dolu sevgilerle başlardı birliktelik.” dedi Haldun Taner. Doğruydu bu. Çok tanık olmuştum bu denli başlayan birlikteliklere. Haldun Taner’in sözleriyle, Louvre Müzesi bekçilerinden birinin sözleri şaşırtıcı bir eşdeğerlilik taşıyor: “Aynı resmi ya da resimleri sevip birlikte müzeden çıkıp sonra birbirleriyle evlenen çok sanatsevere tanık oldum.” *** Evet anladık, toplum olarak kitap okumuyoruz. Yazarları çizerleri sevmiyoruz. Hele muhalif olanlara diş geçirmek istiyoruz. Peki, biz neyiz? Müslüman değil mi? Kutsal kitabımızın “İkra” sözü bize neyi emrediyor? “Oku” diyen bir dinin mensupları olarak bizi okumaktan alıkoyan nedir öyleyse? *** Ödemiş İlçe Halk Kütüphanesi şuan tek bir bayan memurun elinde, müdürlüğüne de vekâlet eden personel Konaklı Halk Kütüphanesinde görev yapıyor. Çok yakında da mevcut yerlerinden restorasyon nedeniyle çıkmak zorunda olan kütüphane Ödemişlilerin ilgisini, özellikle de yeni seçilen Belediye Başkanı Bekir Keskin’in yardım ve desteğini istiyor. Doğrusu kendisi de Ödemiş’in varolan değerlerini yeniden kazandırma sevdalısı olan Sayın Keskin’in her ne kadar farklı bir bakanlık bünyesinde de olsa Ödemiş’e yakışan bir Kütüphaneyi görmek isteyeceğinden hiç kuşkum yok. Hatta bana kalırsa, belediye bünyesindeki kütüphane ile İlçe Halk Kütüphanesini bir çatı altında toplayacak bir oluşumu gerçekleştirebilirse kentimize çok daha yararlı olacağına inanıyorum. Kültür ve sanatın yolu büyük öykücü ve oyun yazarı Haldun Taner’in de dediği gibi okumaktan, edebiyat matinelerinden geçmekte. Bunun da önünün açılması ancak kültür ve sanatın toplumdaki yerini bilen ve önemseyen yerel yönetimlerle olacaktır. Umarım bu beklentimizi Sayın Keskin boşa çıkarmaz…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |