Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
“en bilge insan, çelişkilerle en zengin olan insandır.” nietzsche On dokuzuncu yüzyılda Avrupa kökenli ekonomik, sosyal ve siyasal fikirleri Osmanlı toplumunda da etkili olmuştur. Genç kuşak Osmanlılar Avrupa’da oluşan kültürel akımları tanımaya çalışırlar. Sultan ikinci Mahmud’un zoruyla başlayan batılılaşma süreci günümüze kadar tartışmaları da beraberinde getirir. Bu batı ve karşıtlığı ülkenin esas gündemini oluşturmaya başladığı yıllardır. ”İlk Türk materyalisti ” Beşir Fuâd (1852 ? – 1887) eğitimine Fatih Rüştiyesinde başlar. Babası Hurşit Paşa Adana’da Mutasarrıflık yapmıştır. Varlıklı bir ailenin çocuğudur. Ailesinin Suriye’ye gitmesi nedeniyle eğitimini buradaki Cizvit okulunda sürdürür. 1867-70 yılları arasında Askeri İdadide okur.1871’de girdiği Mekteb-i Harbiye’yi bitirir. Abdülaziz’in yaveri olarak ilk olarak sarayda görev alır. 1875-76 Sırp harbine katılır. Gönüllü olarak 1876-77 Osmanlı Rus harbine katılır.1875-76 Girit isyanlarının bastırılmasında bulunur. Beş yıl Girit’te kalır. Orada Almanca, Fransızca ve İngilizce öğrenir, sonra İstanbul’a döner. 1881 -84 yılları arasında kolağası(önyüzbaşı) olarak çeşitli askeri görevlerde bulunur ve daha sonra askerlikten ayrılır. 1884 yılında yazı hayatına başlar. Önce çevirmenlik yapar. Özellikle fen, felsefe, fizyoloji, dil, tiyatro, askerlik konularında dergi ve gazetelerde incelemeler yazar. Ayrıca iki dergi çıkarır. Osmanlı Dönemi’nde ilk defa, 1887 yılında 139 sayfalık Voltaire’yi konu alan ayrıntılı bir incelemeyi kaleme alır. Daha sonra Victor Hugo’nun biyografisini yazar. Bu nedenle bir çok eleştiri alır. Tenkitçilerin başında Muallim Naci gelir. Beşir Fuâd’ı batıcılıkla suçlarlar. İşte böylece batı – doğu tartışmaları da başlamış olur. Muallim Naci’nin yönettiği gazetede de Selâhi imzasıyla Beşir Fuâd’a şöyle çatar : “Voltaire’i taklit edenler bizde nâdândır bütün/Şarlatanlık onlara şâyeste ünvandır bütün” Beşir Fuâd’ın cevabı ise şöyledir: “Voltaire’i takdir edenler ehl-i irfandır bütün/Nâşir-i envâr olanlar medha şâyândır bütün” Batıcılar, batılı değerleri, doğucular da doğulu değerleri savunuyorlardı. Beşir Fuât batılı değerleri savunuyordu..Daha sonra Muallim Naci bu tartışmalara bir son vermek istedi. 17.yüzyıla başlarına kadar batı ve doğu medeniyetleri şeklinde bir ayrım yoktu. Bu medeniyetler birbirine benziyordu. Bu farklılıklar Rönesans döneminden sonra ortaya çıkar. Bu meselede Beşir’in yanında ve ona güç veren Ahmed Midhat Efendi olmuştur. Ahmed Mithad Efendi, hem Beşir Fuâdı’ın eserini hem de bir düşünür olarak Voltaire’i çok beğenmiştir. Bu ve benzeri çalışmaları yapması için Beşir’i teşvik eder. Ahmed Midhat Efendi’ye göre Beşir Fuâd, başka şeylerin yanında felsefeyle de uğraşıyordu ve sonunu getirecek olan materyalizmi yani özdekçiliği seçmişti. Materyalizmin ve pozitivizmin etkisi altında olan Beşir Fuâd edebi akımlardan naturalizmi benimsemiştir. 6 şubat 1887 ‘de gece geç vakit bileklerini keser, atardamarına kokain şırınga eder ve intihar eder. Ölürken izlenimlerini kanıyla bir kağıda yazar,… ameliyatımı icra ettim, hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor “. “…Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum kapıyı kapadım diyerek geriye savdim. Bereket versin içeriye girmedi Bundan tatlı ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye kolumu kaldırdım.baygınlık gelmeye başladı… gelen doktora “zahmet etmeyin, beş dakikalık ömrümün kaldığını biliyorsunuz.”der. İntiharını daha önceden Ahmed Mithad Efendi’ye bir mektupla duyurur. Mektup şöyle başlar: ”Mezardan Bir Sedâ. Ey Hakim’ Hayattayken pek çok lütuf ve iltifatınızı görmüştüm; Minnetdârâne hislerimi son nefesime kadar muhafaza eylediğimi isbat etmek için kalemimden çıkan son satırları size hitaben yazıyorum. Şu mektubumu aldığınız vakit elbette intihar ettiğimi de haber almış olacaksınız;..” , ..”intihar niyet, bende iki seneyi aşkın bir süredir bulunmaktadır….. “İntihârımı da fenne tatbik edeceğim; atardamarlardan birinin geçtiği yerde cildin altına kokain klorür şırınga edip buranın hissini ibtal ettikten sonra, orasını yarıp, atardamarı kesmek sûretiyle kan akışını sağlayarak hayatı terk edeceğim. Kan akmaktayken, her zaman, atardamarı sıkıca tutarak ve diğer tedbire mürâcat ederek hayatın muhafâzası mümkün olduğu halde, kararımdan geri dönmeyeceğim!” 35 yaşında bilime inanan, bilimsel bir deney yapar gibi intihar eden ve bedenini derslerde kullanılması için Mekteb-i Tıbbıye’ye bırakır. Ancak bu vasiyeti dinen caiz olmadığı için kabul edilmez. Yine cenaze namazının kılınmadığı rivayet edilmektedir. Sadece intiharıyla değil, düşünceleriyle de adından söz ettiren, ilk eleştirel monografiyi yazan bir Osmanlı aydınıdır. Ömrünün son üç yılına 16 kitap ve 200’e yakın yazıyı sıkıştıran Beşir Fuad bilinçli intiharı nedeniyle unutturulanlar arasında yer alır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kemal düz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |