..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Nurten Turhan Yüksel




1 Mart 2008
Penceremin Ötesi Berisi  
Kahvem soğumuş…

Nurten Turhan Yüksel


Oysa… Önceki günlerin erken saatlerinde penceremden seyrettiklerimi tekrarlıyor yine bu sabah, eylül sokak.Seyredilmiş aşk filmlerinden çıkmış tabancalı adamlar yine…


:BACJ:

Kahvem soğumuş…
Bir kaç metre ötedeki mutfağa gidebilmeli ve dumanı üstünde bir bardak kahve daha almalı…Ancak, ayrılamıyorum güneşe sırtını vermiş koltuğumdan.Ne sabahın doğum tazeliğindeki sıcağı bırakıyor beni, ne de belime dayadığım yamalı minderimin samimiyeti.Gözlerimin takibiyle, parmaklarımı hafifçe saçlarımın arasından boynuma doğru gezdiriyorum …güneşin pırıltısını buklelerime saklayıp geceye yıldız olarak indirmek ve gece kuşlarına yol göstermek için.

Oysa…
Önceki günlerin erken saatlerinde penceremden seyrettiklerimi tekrarlıyor yine bu sabah, eylül sokak.Seyredilmiş aşk filmlerinden çıkmış tabancalı adamlar yine…
Yine yer altının karanlığında imzalanmış fermanlar…Faili meçhul cinayetlere doldurulmuş silahlar,sivriltilmiş bıçaklar…Televizyonlar ve radyolar terörle açacak yayın saatlerini, töre cinayetlerini yenileyecekler kapanış saatlerine kadar. Camilerden selâlar verilirken ve kanlar süzülürken musalla taşlarından,ağıtlar yakılacak,sloganlar atılacak, peşin sıra namazlar kılınacak, akıllarda kol gezerken emir veren merciler. Göz yaşları sel olurken,ölüler kefenlerine sığınacak…Diriler hiç bilemediklerine.

Ben kendime sığınıyorum.Kendimi kendi penceremde sınıyorum.

Gün,iki kanatlı penceremin rüzgâra yol veren aralığından girip, solgun yüzümde minik oynaşmalarla uzuyor sokağın öbür başına.Camlarımın arkasında telaşlı zamanlarına çoktan başlamış insanlar,tencerelerini bugün de kaynatabilmek,kiralarını bu ayda ödeyebilmek,yaşamın ağır ve bitmek tükenmek bilmeyen masraflarına, yaşamanın inadına bugün de yetebilmek,karşı koyabilmek için.Binaların sokak kapıları ardına kadar açık.Postacı bir kaç günde bir görünüyor ara sokaktan, ama vakit geçti belliki bu sabah posta yok. Belli ki bugünün beklentileri yine yarına kalacak.. Kapı önlerinde ,duvar kenarlarında akşamdan sıralanmış arabaların çoğu, erkenden yol almış iş saatlerine.Motor ısınmalarından çıkmış sokak kedileri çöpleri karıştırıyor sabah serinliğinin titrettiği üşengeç bir tavırla ve kağıt toplayan çocukları bekleyen çekingenlikle. Duraklarda ,uykulu gözlerle birikmiş insan kalabalığı…Ellerinde bir önceki günü tekrarlayan yaşam mücadelesinin magazinleştirildiği traji komik günlük gazeteler,haftalık,aylık dergiler..Dolmuşların eksozla karışık aceleci arabesk korna seslerinde unutulan para üstleri…Poşetlerinden sıcak ekmek kokularının mahalleyi sardığı hızlı yürümelere eşlik eden, simitçi çocuğun susamlı bağırışından atlayan bir iki kadın…Geceyi binaların dış cephelerinde geçirmiş yağmurun rutubetli yolculuk izleri… Perdelerin arkasında irili ufaklı gölgeler…Komşu balkonlarda dünden sulanmış saksılardan, aşağı kata düşen bir kaç çamurlu damla… Pencerelerden aşağı salınan çarşaflardan gece yarısından arta kalmış yoksul sevişmeler dökülüyor sokağa.
Birazdan eskici gelecek , alıp götürecek eskitilmişleri…üç kuruşa.

Odam, iki kanatlı penceremin alabildiği kadar aydınlık.Tüllerimin güpürleri güneşin oyunundan yansıyarak karşı duvarımda,topraklarında dolaşacağım günü bekleyen üç boyutlu çiçek bahçesi…Penceremin önünden uçan kuşların gri gölgeleri duvarımdaki çiçek bahçemde uçuşan birer kırmızı kelebeğe dönüşüyorlar.Plâğımın her dönüşünde, koridorları aşıp gelen , kulak zarımda ezgilenen, tellerinden kalbime her defasında bir ok gibi saplanan keman yayında sıralanmış en ince notalar var.Sekiz sesin sekizinde de tek tek birikmiş ,her biri yeni bir duyguyu besteliyor…Kimsesiz balkonumda ise kuş cıvıltılarının yanında sözün yetmediği,gülüşlerinse çay tadına vardığı , hüzün burcunda kahvaltıları bekliyor dilimin ucundaki türküler..

Koltuğum, ben ve kahve fincanımın sığabildiğince geniş.Bir de çizgisiz defterim ve arasından hiç düşmeyen kalemim…Tükendikçe tükenmemesi gerektiğini hatırlattığım …kaygılandığım…

Her sabah dışarıyı seyretmek oturduğum yerden…Bakışlarımı sokağın bir başından öbür başına kadar gezdirmek…göz ucumun yetip,boynumun uzanabildiğince…Tanıklığını yapmak dışarıda yürüyen ,adeta koşan ve hatta koşturulan bir yaşamın …Tanığı olmak umudun…yakılabilecek bir umut ışığının…tutkunun…zamanın…her geçen gün artan yanlızlıklardaki arabuluculuğun…doğumlar ve ölümlerle edinilen ağlamaların,gülmelerin…
Örneğin düşmelerin …Sonbaharın dallardan koparıp yağmurdan kalan nemli toprağa düşürdüğü yaprakların,esintilerin balkonlardan düşürüp çamura buladığı bir kaç parça çamaşırın,kırdığı bir kaç çelimsiz dalın,oynarken ayakkabısı takılıp düşen çocukların…Kanayan dizlerin şaşkınlığıyla ağlayan yüzlerin…Yaşantılarının kıyısında,orta yerinde ya da sona yakın bir yerinde, yüzüne çizgi,saçına beyaz düşmüş insanların…Yüreğine sıkıntı düşüp,yüzü yere düşen insanların düşürülmüş acılarını okumak, belki de düştükleri yerde onları acıtacak taşları önceden süpürebilmek ,nefessiz bırakacak tozları üfleyebilmek,gülüşsüz bırakacak ağlayışları silebilmek için.
Bir de gözbebeklerinden düşlerine girmek …
Düşürülmesin diye düşleri,arabalarda fren olmak ,emniyet kemeri olmak, trafik ışığı olmak.
Düşmesin diye düşleri duvarlarına merdiven dayamak,tutunabilecekleri ipi uzatmak,batmasınlar diye tekneler yapmak,yuvarlanmasınlar diye tepeleri düzlemek için.

Kim bilir belki de kendi düşmüşlüğümü onlarda yeniden kaldırmak için.

Kahvem soğumuş…
Sıcak bir kahve içebilmem için belimden yukarı tüm gücümü kollarımda toplayıp uzanabilmeliyim ,güneşe sırtını vermiş koltuğumdan kalkıp oturabilmek için tekerlekli sandalyeme !




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çocuk Olsam
Beni Benimle Topladım, Bana Çarptım, Bana Böldüm de Çıkartamadım Aynı Olan Hiç Bir Şeyden!
Yokluğunun Yama Tutmaz Yırtığını Onaramıyor Kekre Nisan Şarkılarına Ses Veren Gözyaşlarım.
Sözcükler Biriktirdim Sesinde

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sahi Bitti mi?
Gitmişliğindi Bir Tek Giden
Sanadır Sözüm Cennettin Yeşilliğinde Her Daim Açmayı Başarabilen Kız.
Senden Habersiz Şehrini Soluyordum. Toprak Acıydı… Sen Acıyordun…
Tanıktı…dili Yoktu Çınarın…
Alabacak İlerleyen Anların Özgeçmişi Yazılıyordu Belleklere Fütursuzca.
Biz Seninle Körebe Oynardık Hep...
Söz Dizimidir Gözlerin

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sevdim Seni Der… [Şiir]
Karadır Deniz Ağlamaklı Hep İskeleler [Şiir]
Bin Renkli Sevdam [Şiir]
Son Sözüm Ön Sözüme Satırbaşıdır [Şiir]
Kaygılar III / Umut Işığı [Şiir]
Denizkızıydım Vurgun Yedim Mavimde… [Şiir]
Yarımım [Şiir]
Kaygılar V / Yol [Şiir]
Kaygılar II / Tanrı Ya da Doğa [Şiir]
Kaygılar VI / Zaman [Şiir]


Nurten Turhan Yüksel kimdir?

Sevdayı bırakmadım avuçlarımdan. Bu yüzden hiç görmedim avuç içlerimi.

Etkilendiği Yazarlar:
:))


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nurten Turhan Yüksel, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.