Duman duman başım,tütüyor gövdem ve karanlığı aydınlatan ışık dağılıyor içimden.Hangi günahsızın yüreğinde söndüreceğim ben bu ateşi.Peki ya o,benim ona bıraktığım ateşi kimde?Bak gördün mü işte biri yakıyor herkes taşıyor ve şehir cehennem misali yangın yeri...Yanıyor herkes ve yana döne arıyor yüreğinin çayırlarını ateşe vereni.Biliyor tutuşanlar oysa;o ateşi bir tek yakanın söndürebileceğini.Peki seni kim yakmıştı benden önce,ben kimin yangınını taşıyordum,senin mi,seni yakıp uzaklardan izleyenin mi?Ama yanıyorum bak alev alev,küllerim uçuşuyor havada ve korlarım kalmış duman çıkaran,közlerimin içinde son bir umut senden geriye.Ben yakamam kimseyi bu öfkeyle;yaksam yaksam bir sigara,peşine bir sigara daha ve son bulur paketin boşaldığı yerde,boş paketler karşımda,odamsa sis altında biliyorum dumanımla yetişir ettiğim ahlar sana.Ne kadar uzakta olursan ol yanığımın ve acının o kötü kokusu ulaşır burnuna ve sürer gider bu devinim yokoluşlara.Önce sen yok olursun;senden sıçrayan bir kıvılcımla ateş alır tenim,etlerim başlar dökülmeye,erir yüreğimin zırhı göğüs kafesim,için için yanarım mağmayı görmeden bir yanardağ ağzında...Hem yanar hem kanarım,çığlık çığlık dağılır sesim dağlarında.Sen kül ben duman uçururuz bir rüzgarın esintisiyle ve belki bir yerde buluşuruz.Bir buluşma ihtimali var ya;ne kadar gözyaşı döksem de bilirim sönmez yürek sevda yangınlarında...