..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilim şaşkınlıkla başlar. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Soyut > Kerem Yüce




14 Mayıs 2008
Bir Cesedin Elini Tutuyorsun  
Kerem Yüce
Şimdi gözlerime bakıyor ve bir kelime düşmesini bekliyorsun dilimden.Eskisi gibi elini tutarken parmaklarımı parmaklarına karıştırmamı,nefesimle saçlarını okşamamı bekliyorsun ama dedim ya gözlerime boşuna bakma sevgili;sen artık bir cesedin elini tutuyorsun ve gözlerimden artık sana da kurak mevsimler...


:BAJE:
Beklemiyordum geleceğini;gidişinde olduğu gibi yine hazırlıksız yakalanmıştım gelişine.Önce mektubun geldi;içinde pişmanlıkların,üstünde kurumuş yaş izleri,zarfa bulaşan kırık gururunun parçaları...Bir hafta sonra yanıma geleceğini,dudaklarımdan bir kez olsun "affettim" kelimesini duyabilmek için gerekirse önümde diz çöküp milyonlarca kere özür dileyeceğini,"sevmiyorum,gelme" desem de sesini çıkarmayıp bir ömür boyu beni sevmeye devam edeceğini söylemişsin ama bir affettim kelimesi için benim seni sevmemden bile vazgeçmişsin.Tam üç gün on dört saat iki dakika oldu,çoğu geçti diye gerisini saymıyorum artık.Ömrüm boynuna sarılıp saçlarının kokusunu son kez ciğerlerime çekeceğim gün gelmeden bitecek diye korktum hep,kabullenmeye başladığım andaysa bir mektupla yetişti öptüğüm avuçlarının kokusu...Ve gizli numaradan gelen o arama,benimse inatla açmayışım.Bir-iki dakika sonra numaran düştü telefonumun ekranına.Önceleri olduğu gibi ilk çalışını tamamlamadan açtım.Bir "alo" sesi peşine uzun bir sessizlik...Sen kelimeleri seçmekte zorlanıp yutkunurken ben harflerin dilime uğrayıp anlamlı bir kelime olmasını bekledim.Konuşamadın;kulaklarımsa sadece o sessizliğin içinde gözyaşlarına karışan kelimeleri dinledi ve o dinlemede beynime gönderdiği sinyallerle yine kendimi sorgulamaya başlamışlığım.Sen yokken ben yaşamış mıydım,yaşadıysam ömrümün neresindeydim?Başında mı,sonunda mı yoksa ömrüm bitip bitip yeniden mi başlıyordu?Beni gökyüzünden indiren o melek sen miydin yoksa gözkyüzüne taşıyan diğer melek miydin?Peki hiç başlamadıysa hayatım?Sen kimdin,ben kimi sevdim,hangi cennetin yasak meyvesini,burası dünyaysa hangi melek düşürdü meyvesini elinden,hangi meleğin hediyesiydin?Nasıl bir sınavdı bu;kalemsiz,seçenek hakları kayıp,süresiyse belirtilmemiş...Ben kendimi sorgulara teslim ettim sense bir af için döktüğün gözyaşlarına ama ikimizde konuşamadık taa ki mektupta yazdığın o güne kadar ve 17:45'te yanaştı otobüsün terminale.Otobüsten inen ilk kişi sendin.Yüzün yüzüme değdi,gözlerinde o kan bahçeleri...Tek kelime etmeden boynuma sarıldın.Yüzünde bir bahar,yüreğinde yeni yeni tomurcuklanan gül bahçeleri,gözpınarlarındaysa o bahçeyi sulamak için açtığın kanallar.Oysa sen gülerdin güller ağlardı,güller gözyaşlarını sildiği vakit gözlerine yeni baharlar uğrardı ve en çabuk solan çiçekler bir tek yüreğin kanadığında gözlerine yuva kurardı.Gözlerinde ne vakit o kan bahçelerini görsem seni teselli etmeye çalışırken kendimi kanatırdım,ben kanardım gözlerimden etrafıma kurak mevsimler...Elinden tuttum ve elinden tuttuğum o kız beni bekliyordu uçurumun kenarında.Rüzgar okşuyordu saçlarını ve sonsuz boşluklara dalan o gözbebeklerinden senden önce o uçurumdan aşağı baktım ve akan gözyaşlarına karışıp senden önce o uçurumdan aşağı atladım.Sense bekledin hep beni o uçurumun kenarında.İçinde bir bir kırdığın ümitlerin ve o ümitleri kırmak için mahkum olarak içindeki hapisanede bir tek beni seçmişliğin...Ben gözlerindeki uçurumdan atladığımda yani çok önceleri ölmüştüm sevgili,sen bir cesedin elini tutarken ben hayattaki son nefesimi gidişine hazırlıksız yakalandığım o gün vermiştim.Şimdi gözlerime bakıyor ve bir kelime düşmesini bekliyorsun dilimden.Eskisi gibi elini tutarken parmaklarımı parmaklarına karıştırmamı,nefesimle saçlarını okşamamı bekliyorsun ama dedim ya gözlerime boşuna bakma sevgili;sen artık bir cesedin elini tutuyorsun ve gözlerimden sana da artık kurak mevsimler...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın soyut kümesinde bulunan diğer yazıları...
Adını Firar Koydum,istanbul İse Senin Yanında...
Yeni Bir Dille Merhaba
Ben Bir Ağlasam Kaybederdi Deniz Rengini
El Değmemiş Bir Köprü Kurabilmek
Azrail Oturuyormuş Yanıbaşımda
Ellerimde Kan Lekesi
Bari Sen Dokunma Acıya

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İstasyon Hikayeleri
Yaralandığını Zanneden Avcı
Ölümün Getirdiği Mektup
Çok Erken Gittin Yüreğimden
Bir Hayallik Boşluk Yok
Avuntudur Bu Yazı Tüm Sevenlere
Aslında Hep Ayrıydık
Seni Sevdiğime de Pişman Olmak İstiyorum Sevgili
Unutsa Tanrı Günahlarımı Gelecektin
Vedasız Ayrılıklardan Selamsız Sürgünlere Yolculuk

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sağır Duvarlarımsın [Şiir]
Deniz Olsun Tüm Sevdiklerimin Adı [Şiir]
Dört Harften Bakardım Sana [Şiir]
Gölgen Gezinmekte Hala İçimde [Şiir]
Kendi Celladım Oluyorum Seni Düşündükçe [Şiir]
Ayrılık Tüm İstasyonları Tek Tek Dolaşmış [Şiir]
Güneş Olup Dokunma Perdelerime [Şiir]
Bir Güneş Yürümekte [Şiir]
Saf Tutuyordu Oda [Şiir]
Fırıncı Çocuk [Şiir]


Kerem Yüce kimdir?

Yazmak,düşünmek gibidir;kağıdı kaleme değdirmen yeterlidir bazen ve akıp gider harfler bir gölün üstünde giden sıralı kuğular gibi. Gözünü açtığında okyanuslara açılmış,türlü balıkların bahçesine misafir olmuştur o kuğular. . . Ama öyle bir an gelir ki;kıpırdamaz kalem,bileğini sıkıca tutar sanki bir el. . . Bir yazarın tıkanması hiçbir şeye benzemez. Tıkanan lavaboyu açarsın,logarın altına yetişir vidanjörler,trafikte yardıma koşar emniyet şeridi,fakat yazarla kelimelerin arasındaki o duvar kalkmadıkça bitmez tıkanıklar. Bir çocuğun topunun dikenli tellerle çevrili bahçeye kaçması gibi. Tek sorun zamanın akışını beklerken fırtınanın dalgaları harekete geçirebilme ihtimalidir. İnatla beklenir o tellerin etrafında,aşılmaya çalışılmaz duvarlar. Bilmektedir yazar uygun bir zamanın olduğunu ve o zamanda bahçenin sahibinin çıkıp geleceğini. Çünkü kendi özgürlüğüne kavuşurken başka özgürlükleri yok etmek üzerine kurulu değildir yazarın felsefesi. . . Ve doğru zamanı yakaladığında başlar fırtına,sörf tahtasının üstündeymiş gibi dans edilir dalgalarla,çözülür beyindeki zincirler,kanat çırpar en beyaz kuşlar saçlarının üstünde. Böyledir yazmak bir yazar için;ekmek gibi,su gibi vazgeçilmez, havadaki gizli kelimeleri nefesle çekmek gibi ciğerlerine. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Cezmi ERSÖZ,Nazım Hikmet RAN,Can YÜCEL,Ümit Yaşar OĞUZCAN,Edip CANSEVER,Özdemir ASAF,Ahmed ARİF,Cemal SÜREYYA


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kerem Yüce, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.