Sanat doğaya eklenmiş insandır. -Bacon |
|
||||||||||
|
Trafik kazaları dur durak bilmiyor. Her gün birileri trafik canavarının pençeleri arasında can veriyor. Trafik kazaları ölüm oranlarının önemli bir kısmının sebebi olma özelliğini koruyor. Türkiye bu sorunun üstesinden gelemedi bir türlü. Sanki millet olarak araba kullanmayı bilmiyoruz. Direksiyon başına geçince üzerimize canavar gömleği giyiyoruz. Ne şoförler dikkatli davranıyor, ne de yayalar. Günümüzde yayalar arabadan hiç sakınmıyor. Karşıdan karşıya geçişlerde kimsenin trafik lambalarına uyduğu yok. İşi şansa bırakıyoruz. Göz göre göre kendimizi tehlikeye atıyoruz. Şoförlerimiz bazı durumlarda yayaların geçiş hakkını tanımıyor. Bunu bilmediklerinden değil, kural tanımazlıklarından yapıyorlar. Yoksa herkes yaptığı hatanın farkında. Millet olarak sorumsuz bir yapımız var. Trafik canavarı köylü kentli, zengin fakir, gariban şöhretli, aydın cahil ayrımı yapmadan insanları önüne katıp ölüme veya zorlu geleceklere sürüklüyor. Trafik kazalarında kaybettiğimiz şöhretli kişilerin sayısı hiç de az değil. Siyaset, sanat, müzik ve medya dünyasından birçok seçkin isim trafik canavarına kurban gitti. Bunlar arasında şarkıcı Kerim Tekin, fotoğrafçı Sami Güner, şarkıcı Ajlan Büyükburç, eski bakanlardan Adnan Kahveci, eski valilerimizden Recep Yazıcıoğlu, futbolcu Metin Oktay, gazeteci-yazar İlhami Soysal, gazeteci Ercan Arıklı, televizyon sunucusu Boran Kaya ilk akla gelenlerdir. Trafik kazalarında hayatlarını kaybeden ünlü simalar zincirine yeni bir halka daha eklendi. Gazeteci Cüneyt Koryürek, Şişli’de geçirdiği trafik kazasından sonra hayatını kaybetti. Harbiye’de yaya olarak yolun karşısına geçmeye çalışan 76 yaşındaki Cüneyt Koryürek’e, bir otomobil çarptı. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Koryürek’in vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar meydana geldiği öğrenildi. Hastanenin yoğun bakım servisine alınan Koryürek’in, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı açıklandı. Böylelikle spor ve basın dünyamızdan bir yıldız daha kaymış oldu. 19 Ocak 2008 tarihinde aramızdan ayrılan Cüneyt Koryürek, alanında önemli bir kişiydi. Onun biyografisine göz attığımızda önemli işlerle uğraştığını görürüz. 1931’de doğan Koryürek, Ankara Koleji'nde orta öğretimini tamamladıktan sonra üniversite eğitimi için gittiği ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki Fresno State College’da gazetecilik, halkla ilişkiler ve yakın çağlar tarihi eğitimi aldı. 1962’de Ankara’da Delta Ajansı kurdu. 5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın basın müşavirliğini yaptı. Koryürek, Daily News’da Yazıişleri Müdürü olarak çalıştı. Avrasya Kıtalararası Maratonu Yarış ve Organizasyon Direktörlüğü yapan Koryürek, yedi olimpiyatta gazetecilik yaptı. Koryürek, Amerikan Atletizm Yazarları Derneği, Uluslararası Olimpiyat Tarihçiler Birliği ve Atletizm İstatistikçileri Birliği üyesiydi. Atletizm Federasyonu’nda, Genel Sekreter, Asbaşkan ve Başkan olarak görev yaptı. O, Türkiye’de atletizm sporuna her açıdan hâkim bir isimdi. Bu sahada her türlü görevde bulunmuştur. Atletizm antrenörlüğünden atletizm federasyonu başkanlığına kadar her kademede başarılı hizmetler vermiştir. Vaktiyle merhum Kenan Onuk’la ve Hıncal Uluç’la iyi bir ekip olmuşlardı. Onun ölümüyle birlikte atletizm sporu da bir anlamda yetim kaldı. Merhum Cüneyt Koryürek aydın bir insandı. Bir röportajında her gün en az iki üç saat kitap okuduğunu belirtiyordu. Aynı röportajda, sanki ölümünün trafikten olacağını sezmiş gibi trafikle ve sorumsuz şoförlerle ilgili şunları söylüyordu: “İki tane davar gütmesini bilmeyen adama direksiyonu verirseniz, o adam çılgındır, kalabalığın içine atılmış veba mikrobu gibidir. Trafiğe çıkmamaları gerekir. Aynaya bakmasını, sinyal vermesini bilmeyen insanlar, sadece iyi direksiyon kullandıklarını zannederek trafiğe çıkıyor. Bizde sanki herkes sahaya cıkmış, ayağında top, çelme atar gibi araba kullanıyor. Futbol oynama arzumuzu zannederim ki kara yoluyla çıkartıyoruz. Öyle büyük bir para cezası vereceksiniz ki, kimse altından kalkamayacak ve kaidelere uyacak. Hatta ehliyetini dahi alacaksınız.”(Cüneyt Koryürek’le Söyleşi-Nilgün Sarar Tuncay )…Hayat böyledir işte; geldik, gidiyoruz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |