..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İnsanların bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye > M.NİHAT MALKOÇ




7 Ekim 2007
Gümüşhaneli Hacı Hüsrev Doğan  
M.NİHAT MALKOÇ
Dünyaya gelişimiz nasıl inkârı mümkün olmayan bir hakikatse, buradan gidişimiz de öyle kesin bir hakikattir. Gidişi hesaba katarak bu şuur içerisinde yaşamalıyız. Azrail defterimizi dürmeden dünyada yapacaklarımızı yapıp ölüme hazır vaziyette beklemeliyiz. Çünkü ölüm vaktinin ne zaman, nerede ve nasıl geleceği hiç belli olmuyor. Bu gerçeği peygamberlere bile bildirmemiş yüce Allah… Kişi yaşlı olsun genç olsun, aydın olsun cahil olsun, zengin olsun fakir olsun, ne olursa olsun günü vakti gelince ölüm meleği muhakkak kapısına uğrayacak, emaneti geri isteyecek ve onu sonsuz âleme götürecektir. Durum bu iken akıllı adam buna göre yaşar, sonsuz olan ahiret hayatını geçici olan dünya hayatına değişmez.


:DCJI:


GÜMÜŞHANELİ HACI HÜSREV DOĞAN

                                   M.NİHAT MALKOÇ

     
Dünyaya gelişimiz nasıl inkârı mümkün olmayan bir hakikatse, buradan gidişimiz de öyle kesin bir hakikattir. Gidişi hesaba katarak bu şuur içerisinde yaşamalıyız. Azrail defterimizi dürmeden dünyada yapacaklarımızı yapıp ölüme hazır vaziyette beklemeliyiz. Çünkü ölüm vaktinin ne zaman, nerede ve nasıl geleceği hiç belli olmuyor. Bu gerçeği peygamberlere bile bildirmemiş yüce Allah… Kişi yaşlı olsun genç olsun, aydın olsun cahil olsun, zengin olsun fakir olsun, ne olursa olsun günü vakti gelince ölüm meleği muhakkak kapısına uğrayacak, emaneti geri isteyecek ve onu sonsuz âleme götürecektir. Durum bu iken akıllı adam buna göre yaşar, sonsuz olan ahiret hayatını geçici olan dünya hayatına değişmez.

Şairlere en çok ilham kaynağı olan konulardan biridir ölüm… Ölüm üzerine şiir yazmayan şair gösteremezsiniz. Çünkü onlar da sonuçta o yolun yolcusudurlar. Hepimiz ölüme adayız. Herkes gibi şairler de ölüm güzergâhından geçip son durak olarak tabir edebileceğimiz ahirete göç eyleyeceklerdir. Aslında her şeyin bitişi değildir ölüm, aksine yeni bir başlangıçtır, tazelenmektir. Fakat bu yeni başlangıçlara alışkın değildir gönlümüz. Arkamızda bıraktığımız dünya ve onun içindekiler gönlümüzde yer edinir. Eski alışkanlıklarımız bir türlü bırakmaz bizi. Bu durumu, ölüm konusunu şiirlerinde vazgeçilmez bir tema olarak çokça işleyen ve ölümden çok korkan Cahit Sıtkı Tarancı şöyle şiirleştiriyor:

“İlk günden alıştığımız emektar aydınlık,
Anne yüzünde, dost yüzünde, evlat yüzünde;
Her sabah başlayan şeye doymadık,
Düşümüz gerçeğimiz ne varsa yeryüzünde.”

Kim doydu ki dünya hayatına!… Yaşı kaç olursa olsun, herkes yaşadığı son günü bilir. Geçen geçmiştir, hatıra olarak yerini almıştır gönül atlasında… Yarınların planlarını yapsak da yarınlara erişeceğimiz meçhuldür. Fakat yarınları ve daha öteki günleri yaşama arzusuyla şekillendiririz geleceğimizi. Hiç kimse kendini ölüme ayırmaz. Ölüm vakti gelince kimseye görüşü sorulmaz. Çalar acı bir siren ve lokomotif sonsuzluğa doğru yol alır. İşte Gümüşhaneli iş adamlarından, Türk basınının en güçlü ismi Aydın Doğan’ın muhterem ağabeyi Hacı Hüsrev Doğan için de böyle bir siren çaldı yakın zaman evvel, ölüm lokomotifi yolcusunu alarak sonsuzluğa doğru yol almaya başladı. Geride bir sürü dost, el sallamaya bile vakit bulamadı. O, dost ve ahbaplarına bir ‘elveda’ bile diyemeden ebediyet yollarına düştü.

Gümüşhane’nin Kelkit ilçesi önemli bir değerini ebediyete uğurladı. 17 Mayıs 1931 yılında Gümüşhane’nin Kelkit İlçesi’nde dünyaya gelen Hacı Hüsrev Doğan, ortaokulu Kelkit ve Gümüşhane’de okuyup Erzincan Lisesi’nden mezun olmuştu. Ankara Hukuk Fakültesi’ne giren Doğan, ticaret hayatına atılarak yüksek öğrenimini yarıda bırakmıştı. Kelkit’te çiftçilik ve ticaretle uğraşan Hacı Hüsrev Doğan, iş hayatından çekilmesinden sonra İstanbul’a yerleşmişti. Orada yaşıyordu. Üç çocuk ve beş torun sahibi olan Hüsrev Doğan, kardeşi Aydın Doğan kadar zengin olmasa da kalp ve maneviyat zenginliği onun çok fevkindeydi.

Hacı Hüsrev Doğan bir iş adamından öte, bir gönül adamıydı. Yakın çevresinde yaşayanlar, onunla dost olanlar hep bu yönüne parmak basmaktadır. Onun hayırseverliğinden, ince ruhlu oluşundan, nezaketinden ve dost canlısı oluşundan söz etmektedirler. Yüksek tansiyon ve akciğer yetmezliği nedeniyle 76 yaşındayken aramızdan ayrıldı Hacı Hüsrev Doğan… Doğan’ın cenazesi İstanbul’da Altunizade’deki Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii’nde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verildi. Arkasında koca bir dost halesi bıraktı. Geride bıraktıkları onun iyiliklerini ve güler yüzünü ön plana çıkardılar hep... O şimdi Karacaahmet’te servilerin altında ebediyet uykusuna yatmış, yeni dostlarını bekliyor. Ne mutlu arkasından hayır dua eden nesiller bırakanlara, ne mutlu Hacı Hüsrev gibilere!...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Göç Veren Trabzon
Ramazan Davulcuları ve Manilerimiz
Türkiye'de Arıcılık ve Bal Kültürü
Başkan Gümrükçüoğlu'yla Sabah Kahvaltısı
Trabzon Kanunî Sultan Süleyman Havalimanı
Göçmek Çözüm Değildir
Hepimizin Cumhurbaşkanı: Abdullah Gül

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bahaettin Kabahasanoğlu'ndan "Kalbim Seninle, 61 Kere"
şair Haydar Çoruhlu'yla Şiirin Kalbine Yolculuk...
Yılmaz İmanlık'tan Yağmur Kokusu'nda Sımsıcak Hikâyeler
Tevfik Serdar Anadolu Lisesi"nin Semender Dergisi
Hocaların Hocası: Ahmet Hilmi İmamoğlu
Cemil Meriç"in Akıl Defteri
Trabzon"un İkinci Özel Hastanesi: İmperial
Köprübaşı - Beşköy Dostluğu ve Kardeşliği
Mersin Yenice 4. Barış ve Kültür Festivali
Gerçek Hayaller Dükkânı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Menzilin Mübarek Olsun [Şiir]
Alev Denizlerinde Mum Kadar Çaresizim… [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
Sizin Kafanız İyi Mi? [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Aslan Aksoy Abimiz [Şiir]
Filistin İçin Ne Yaptın? [Şiir]
Berceste Mısralar - 303 [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.