..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Şebnem Pişkin




14 Ocak 2008
Mevlana'ya Mektup 1  
Şebnem Pişkin
Canım Efendim! Nacizane kulunuz bendeniz de hayatında ilk defa bir insana duyulan aşk duygusuyla tanıştı. Aşk'ı var olan her şeyde görmüştüm, bir insanda hariç... Gün o gündür ki o yüce duyguyu bir faniye karşı da hissettim.


:CIBF:
Sana nasıl hitap edeceğimi bilmiyorum. Önce üstadım demek geldi içimden. Ama bu kelimeyle kendimi seninle aynı kefeye koyuyormuşum gibi olur diye vazgeçtim. Sana “canım efendim” desem bir mahsuru olur mu?

Canım Efendim,
Bugün yine aklımdan geçtin. Son günlerde gönlümün maruz kaldığı çetin fırtınaların ardından acaba canım efendim de Şems’e karşı böyle hisler mi beslemişti diye düşünmeden edemedim.

Nacizane kulunuz bendeniz de hayatında ilk defa bir insana duyulan aşk duygusuyla tanıştı canım efendim. Biz baktığımızda neyi gördüğümüzü, sevdiğimizde kimi sevdiğimizi bilen kimseleriz çok şükür. Bugüne kadar canlıda cansızda, çimende bulutta, rüzgarda yağmurda hep O’nu görmüş, O’nun aşkında can bulmuştum. Bu defa ilk kez, evet hayatımda ilk kez bir fanide, bir insan suretinde O’nu gördüm. Bu aşk ile acıların en derinini yaşadım. Gözlerimden kanlı yaşlar boşalttım. Ellerimle kalbimi yerinden söküp atmak istedim. Bu acı ne derin bir acıymış canım efendim?

Acımı nasıl tarif edebilirim bilemiyorum. Kelimeler bu hissi anlatmada en az benim bu duygu karşısında kaldığım kadar aciz kalıyorlar. Sana bir soru sorabilir miyim canım efendim: Tüm yaşamın özü, sebebi ve sonucu Aşk iken, böyle yüce bir duygu neden insana en büyük acıyı veriyor? Sevmek her derde devaysa neden sevdiğinde tek hissettiğin hüzün ve keder oluyor?

Ellerime bakıyorum… Sevdiğimin ellerine dokunamayan ellerim kanıyor gibi geliyor. Aynada gözlerime bakıyorum. Gözlerinde hayat bulduğum gözler onlara bakmayınca dünyanın geri kalanını görmek istemiyorlar. Gözyaşlarımı sürekli yanaklarımdan süzülürken buluyorum. Gönlümün huzuru gitti. Ağzımın tadı kalmadı. Geceleri sımsıkı kapadığım gözlerimi sabah olunca açmak istemiyorum Söylesene bana canım efendim, bu hissettiklerim Aşk’ın belirtileri midir?

Sevdiğim fani karşımda otururken ona sahip olma arzusu duydum. Aşk’ın saf ve koşulsuz tabiatında böyle bencil bir düşünceye yer var mıdır? Eline baktım tutmak istedim, bedenine baktım sarmak istedim, yetmedi onunla olmak, onda olmak, o olmak istedim. Sonra kendime bir baktım. Kendi bedenime bile sahip değilken, gönlümdeki derin acıyı bile durdurmaya gücüm yetmez iken başka birine nasıl sahip olabilirdim ki? O ana kadar her şeyle Bir olduğunu hisseden nacizade kulunuz o anda bölündü, bir iken iki oluverdi. İşte bu ikilik beni asıl sevdiğimden uzak kıldı. Baktığımda her gördüğüm O iken her yol da beni O’na götürüyordu. Bu defa yollarım tıkandı sanki. Beni O’na götürmedi bu kez. Birlikten vazgeçip ikiliğin tuzağına düşünce, Aşk’a bencillik katınca beni O’na götüren yollar da kapandı.

Şimdi gecelerin sessizliğinde asıl sevdiğime ettiğim dualar yankılanıyor. “Lütfen beni bırakma! Tek sevdiğim ve sevilmeyi beklediğim kişi Sen iken, sen de beni bırakma. Benim için onların her biri Sana ulaşmak için birer vesile. Ben onların güzelliğinde Seni bulmasam bir et parçası olan bedenin nesini sevebilirim ki? Onlara Senin birer parçan nazarıyla bakmasam, gördüğüme nasıl aşık olabilirim ki?”
Canım efendim… Herkes kendi kabınca sevgiyi yaşıyor, öyle değil mi? Senin Şems’e duyduğun hisleri senin ağzından dinlemeyi ne kadar da çok isterdim. Ondan ayrı kaldığın yıllar boyunca yaşadığın acıları senin gözlerine bakıp da görmeyi, ah ne kadar da çok isterdim. Hayatın maksadı bu mudur canım efendim? Sevmeyi, ama koşulsuzca sevebilmeyi öğrenmek midir? Bunu öğrenirsek dünya sınavını vermiş olur muyuz? Peki ya sevilmek? Bizi bilgeliğe götüren sevgi hep karşılıksız sevgi mi olacaktır?

Sana olan mektubumu burada bitiriyorum canım efendim.
Şimdilik…
Hep aklımda, hep gönlümdesin…

Ş.P.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bireysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mevlana'ya Mektup 2

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Galaktik Irk
"Bir"in Hikayesi
Kalem
Başlıksız
Amma Hikaye!
Sohbet

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bugün [Şiir]
Sözün Yoksa Sus,söyleme! [Şiir]
Kırklar Diyarı [Roman]
İnanmak mı? Bilmek mi? [Roman]
İsrafil'in Aynası [Roman]
Bir - Arka Kapak [Roman]
Tuğra [Roman]
Ah Mine'l Aşk ve Şikayetname [Deneme]
Mevlana'ya Mektup 3 [Deneme]
Bir Şehr-i Gül,ki Adı İstanbul [Deneme]


Şebnem Pişkin kimdir?

Damarlarım attıkça, canım bedenimde oldukça kaçmadayım. İnsanın kendinden kaçıp kurtulması kolay olur mu? Başkasından kaçan, ondan uzaklaşınca ondan kurtulunca kaçmayı bırakır, olduğu yerde durur. Ben ise hem kendimin düşmanıyım, hem de kendimden kaçıp kurtulmak istiyorum. Kaçarken kendimi de beraber götürdüğüm için kendimden kurtulmama imkan yok. Bu yüzdendir ki benim işim kıyamete kadar kaçmaktır, kaçmaktır, kaçmaktır. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Mevlana,Nietzsche,Kryon,Halil Cibran,Hayyam,Drunvalo Melchizedek


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Şebnem Pişkin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.