..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hiçbir padişaha kalmadı, sana da kalmayacaktır. -Nizamî
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Mehmet Sinan Gür




13 Haziran 2002
Fatih Terim’in Gölgesi  
Mehmet Sinan Gür
Türk Ulusal takımının başarısı.


:AIEI:
Ben Galatasaraylıyım. Baştan bunu söylemeliyim ki sonrasını rahat rahat yazabileyim. Ulusal takımımızın Güney Kore’deki başarısında Fatih Terim’in büyük katkısı vardır. Sanırım herkes bu gerçeği kabul eder. Başarı iki ayrı kaynaktan geliyor. Birincisi: Onun zamanında çalıştırdığı genç milli takımın iskeleti, bu takımın iskeletini oluşturuyor. İkincisi: Son Çin maçında oynayan oyunculara bir bakın; 11 oyuncunun 9u Galatasaray’da oynayan ve eskiden Galatasaray’da oynamış olan oyunculardan oluşmuş. Fatih, Emre Aşık, Bülent, Hakan Ünsal, Emre Belözoğlu, Ümit Davala, Tugay, Hasan Şaş ve Hakan Şükür. Yani bir anlamda sahada milli takım olarak Galatasaray’ı izliyoruz. Şimdi başka takımlarda oynuyor olsalar da gerçek budur. Başka kim vardı? Şimdi
Kim var? Taffarel’in yerine Rüştü, Hagi’nin yerine Yıldıray. Takım birbiriyle sayısız kez oynamış, herkes bir diğerinin ne yapacağını neredeyse ezberlemiş durumda. Son oyunda sonradan oyuna giren üç kişinin ikisi Galatasaraylı olmayan oyuncularla değişti. Gerçek, kişisel başarı değil, takımın başarısı. O yüzden diğer oyuncularla uyum sağlayamayan, başka takımlardan gelmiş futbolcular başarılı olamıyor gibi görünüyor.

Ümit Davala’nın radyo reklamlarında söylediği “Özellikle direğe vuracağım. Çatt sesi gelecek. Bu da ayrı bir zevk... Hakkatten.” Sözü gerçek oldu. Çok güzel bir goldü.

Bizim bir de kötü bir alışkanlığımız var. Bir gol atıp üstüne yatmak. Ama yatırmıyorlar işte. İlk iki maçta bunu açıkça gördük. Bir kötü alışkanlığımız daha var. O maçları yalnız puan olarak değil insan olarak da kaybettik. Hakan Ünsal’ın o hareketinden sonra (5 metreden Rivaldo’ya şut çekti) bir daha oynamamasını tercih ederdim. Hasan Şaş da sonraki maçta elini sıkmak için gelen bir Kosta Rikalıyı önce terslemiş, adam ısrar edince yumruk atmış. Bence böyle adamları hiç sahaya çıkarmamak lazım. İyi niyetle yaklaşan birinin kalbini kırmak affedilecek bir hata değil. Bizi dünyadan milyonlarca insan izliyor. Koreliler, Yeni Zelandalılar, Japonlar başka ülkelerden insanlar bize sempati duyuyorlar. Ne düşünecek şimdi bunlar? Yenilsek, elensek ne olur? Bir maç kaybederiz. Ama şimdi insan ve insanlar kaybettik.

Her ne kadar başarı takım ise de Türkiye bu başarıyı kurumsal olarak hazırladı denemez. Başarı önce bireysel başarıların bir araya gelmesi ile kazanıldı. Fatih Terim direndi. Onları otoriter bir baba gibi çalıştırdı. Hakan Şükür ve diğer oyuncular goller attılar. Bülent 14 yıldır oynama başarısı gösteriyor. Her biri bireysel olarak çok iyi. Aslında eskiden beri bireysel olarak başarılı isimler vardı. Bu adamlar Fatih Terim’in de katkısıyla ilk kez takım olma becerisini gösterdiler. Hepsi bir araya geldi. Bu yapı yıkılana kadar da başarılar sürecek. Gelecekte ne olur? Çok ümitli görünmüyor. Fenerbahçe bir lejyonerler takımı ile oynuyor. Her yıl takımı değiştiriyorlar. Kimse köklerini toprağa tutundurma şansını bulamıyor. Yalnız Rüştü ayakta durabiliyor. Beşiktaş’ta Sinan Engin ağırlığını koyabilirse belki yeni oyuncular çıkar. Tümer’den ümidim var. (Tavırları da çok sempatik) Anadolu futbolunda bir gelişme var, ancak kurumsal değil. Bu futbolcular yaşlanır, futbolu bırakır, bir süreklilik olmadığı için Türk Milli takımı da düşüşe geçer. Çıkardığım bu sonuç olmasını istemediğim bir olasılık. Kurumsal bir ümidim yok. Umarım başka bir Fatih Terim daha çıkar da yeni ve genç oyuncuları hazırlar, 8 yıl sonraki oyunlara yetiştirir.

Teşekkürler takım, Teşekkürler Fatih Terim.

13.Haziran.2002



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cola Turka Üzerine
Sultanahmet Camii Avlusunda Çirkin Standlar
Seçim 2002 Sonuçları ve AKP
Türkiye'de Petrol Var!
Seçim 2007 Sonuçları ve Akp
Fransız Demokrasisine Bakın
İzedebiyatta Yenilikler Tartışması Forum Notları
01 08 Cinayetin Sorumlusu Kim?
R. T. Erdoğan Türkiyeliliği Keşfetti.
01 07 Amerikan Rüyası

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yemen Türküsü
Kitap - Sevdalinka - Ayşe Kulin
Erbil (Kuzey Irak) 1
Kitap - Karl Marx 32inci Dereceden Masonmuş
Rüya Gibi - Kafkas Halk Dansları Gösterisi
Empati Kelimesinin Anlamını Hrant Dink'ten Öğrendim
Sezen Aksu Konserinin Düşündürdükleri
Film Kitap - Turyetski Gambit ve Plevne Savaşı
Boykot Bütün Dünyada Yayılıyor
İngilizce Eğitim I, ODTÜ ve Oktay Sinanoğlu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.