..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilen sever. -Leonardo da Vinci
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Mehmet Sinan Gür




13 Mart 2002
Türkiye'de Petrol Var!  
Mehmet Sinan Gür
Çıkarılması düşünülen petrol yasası, şeker ve tütün yasasından çok daha beter durumlara yol açacak. Bu yasa çıkarsa Bütün Türkiye olarak teslim bayrağını çektik demektir. Herkesin haberi olsun.


:CJAA:
Duyduğuma göre bir petrol yasası çıkarılıyormuş. Fatih Altaylı’nın programında Türkiye’de çok miktarda petrol var mı yok mu tartışması yapıldı. Bundan yirmi yıl önce biz biliyorduk ki öyledir. Arkadaşlar arasında bu konu konuşulmuştur. Fatih Altaylı bizim de her zaman sorduğumuz soruyu sordu. “Sınırın öte tarafında petrol çıkıyor. Bu petrol denen şey yeryüzünde sınırın nasıl geçtiğini mi biliyor?” Aslında arada şu fark var. Oraları Fransızlar ve İngilizler işgal ettiler. Sonra bir daha gizlenemeyecek şekilde petrolü çıkarıp işlediler. Çok şükür bulunduğumuz yer işgale uğramadı. Çok şükür, çok şükür.

Osmanlı zamanında Almanlarla arası iyi olan devlet görevlileri Alman uzmanlara Irak (o zaman Osmanlı topraklarıydı) petrolleri hakkında bir rapor hazırlatmışlar. Alman uzmanlar biri Osmanlı hükümetine, biri Alman hükümetine, birbirine tümüyle zıt iki rapor hazırlamışlar. Birinde “Burada petrol yoktur;” diğerinde, “Burası petrol kaynıyor” yazılı imiş. Güney sınırları bildiğim kadarıyla demiryollarını –bizde kalmak üzere– takip eder. Gene bildiğim kadarıyla o demiryolları Osmanlı zamanında Almanlar tarafından yapıldı. Aynı zamanda Almanlar bütün Osmanlı topraklarında demiryollarını, taşıması kolay olsun diye cevherlerin bulunduğu yerlerden geçirdiler. Herkes her şeyi biliyor, bir biz ayakta uyuyoruz.

Hükümet T.P.A.O'nun bütçesini gittikçe kısıtlıyormuş. Petrol yasası çıktığı zaman Amerikan petrol şirketleri Türkiye’ye üşüşecekler. Petrolü sorgusuz sualsiz dışarıya çıkarabilecekler. Biz yine elimiz böğrümüzde, olan biteni izlemekle yetineceğiz. İş işten geçtikten sonra ses çıkarmaya kalkarsak başımıza Süveyş kanalının açılması sırasında Mısır’ın başına gelenler gelecek.

Amerikan şirketleri neden şimdiye kadar petrolü çıkarmaya niyetlenmedi? Sebepler:
1-     Dünya çapında petrol fiyatları yüksek tutuldu. Türkiye’den çıkacak petrol, fiyatları düşürürdü.
2-     Türkiye şimdiki gibi bir borç batağına çekilemezdi. Petrol yasası çıkarmaya zorlanamazdı.
3-     Yasa olmadan petrolü çıkardıktan sonra Irak’ta olduğu gibi bir yönetim petrolü devletleştirebilirdi.

Habeşistan’da insanlar Somali’de olduğu kadar açlıktan ölüyorlardı. ABD neden kendisine yalnızca Somali’de ölenleri dert etti? Çünkü orada büyük petrol yatakları bulunduğu anlaşıldı. Şu sıra sinemalarda oynayan “Kara Şahin Düştü” Somali’deki Amerikan varlığını anlatıyor. Son Irak savaşının bir sebebi gene petroldü. Afganistan’da da aynı oyun oynanıyor olabilir. Asıl amaç Binladin’i yakalamak değil, orada Amerikan yanlısı bir hükümet yerleştirip Orta Asya petrolünü Afganistan ve Pakistan üzerinden, kısa yoldan denize ulaştırmak.

Şimdi önümüzde üç şık var: Ya paşa paşa petrolü vereceğiz. Ya Somali’de, Afganistan’da olduğu gibi kendi ülkemizi savunup haksız duruma düşmüş şekilde bir mücadele içine gireceğiz. Onların gözünde Türkiye de terörist ülke sınıfına girecek.

Eğer petrol şirketleri ile anlaşmalar yapıldıktan sonra dönme eğilimi olursa, savaş için dünya kamuoyu gözünde sebep oluşturmak onlar için hiçte zor olmaz. Çünkü genel bir kanıya göre “Hak güçlü olanındır.” Dünya kamuoyu Somali savaşından önce aylarca Somali’de açlıktan ölenleri izlemiş. (Habeşistan’dakileri değil) Türkiye’ye savaş açmak için sebepler: Kürtlerin hakları, (ben onun için etnik kimlikler geri çekilmeli, Türkiye’deki herkes aynı teknenin içindedir; diye bağırıp duruyorum) Türkiye’nin Irak’la yakın ilişkisi, 1915’te yaşandığı söylenen Ermeni Soykırımı, Amerikan petrol şirketlerinin çiğnenen hakları veya hiçbiri olmazsa sudan bir sebep savaş çıkmasına, güneydoğunun işgaline, oranın bir Kürt yönetimine devrine sebep olabilir. Irak’ta Saddam’ın devrilip yerine kendi yandaşlarından birini çıkarmak istemelerinin nedeni, hem Irak petrolleri için hem de Türkiye’nin güneydoğusu için olabilir. Çünkü o zaman işler tersine çalışır. İncirlik’ten Irak’a ulaşılırken bu kez Irak’taki bir amerikan üssünden Türkiye’ye ulaşılır. Ama zaten Türkiye’nin üç yanı deniz, Akdeniz’de de uçak gemileri cirit atıyor.

Üçüncü şık, başımızdaki yöneticileri zorlayıp bu yasanın çıkmamasını, petrolü de bizim çıkarmamızı sağlayacağız. Bu Türkiye’nin ve hepimizin kurtuluşudur. Herkese aydın olarak kamuoyu oluşturma ve çevresini aydınlatma görevi düşüyor. Bunu yapamaz isek kabahatin çoğu bizim olacak, bilmiş olun.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: YOK İŞTE...
Gönderen: Erol ARAT / İstanbul
10 Ekim 2002
Bu konu çok tartışıldı ya hadi hayırlısı...Tamam kötü emelli ülkeler var dünyada, başka ülkeleri sömürmeye çalışan. Tamam bilimsel olmayan bir çok söyleme millet olarak çok çabuk kanabiliyoruz. Tamam, sınırın hemen ötesinde varda, biz de niye yok? Yok işte... Yok oğlu yok. Nedenleri: 1. Türkiyenin tektonik yapısı çok kırıklı ve faylı. Bu durum petrol oluşumları için olumsuz bir koşul. Dünyadaki iki büyük faydan birisi (Kuzey Anadolu Fayı) bizim köye denk gelmiş. Bugün yarın haber bekliyoruz, birşeyler olacak diye...Korkunun ecele faydası var mı? Yok. Deprem insan öldürmüyor ki. İnsanları bilime inanmamazlık öldürüyor, vurdumduymazlık öldürüyor ve Yarabbi şükürcülük (olana razı olma) öldürüyor. Hadi hayırlısı. İnşallah korktuğumuz gibi olmaz. Konumuz neydi nereye geldik. Özür dilerim. 2. Arap yarımadasından Türkiyeye doğru uzanan ve Türkiyeye doğru geldikce daralan bir Jeosenklinal var. Bu jeosenklinal, petrol oluşumu ve depolanması için gerekli. Ama maalesef Türkiyemize geldikce daralıyor. 3. Türkiyemizde petrol yok değil, var. Ama ne kadar ? Az. Güneydoğuda açılan bir çok petrol sondajlarını kendim de gördüm. Ama belirlenen petrol rezervlerini, günümüzdeki koşullarda ekonomik olarak işlemek mümkün değil. Yani halka zayıf... Zayıf halkaları koparıyorlar biliyorsunuz. Ben kimmiyim? Maden Yüksek Mühendisi diploması olan, öylesine biriyim. Bilimsel düşünmeye çalışan, sizin gibi eleştiren ve zaman zaman iğneyi kendime, çuvaldızı başkalarına batıran biriyim, işte...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cola Turka Üzerine
Sultanahmet Camii Avlusunda Çirkin Standlar
Seçim 2002 Sonuçları ve AKP
Seçim 2007 Sonuçları ve Akp
Fransız Demokrasisine Bakın
İzedebiyatta Yenilikler Tartışması Forum Notları
01 08 Cinayetin Sorumlusu Kim?
R. T. Erdoğan Türkiyeliliği Keşfetti.
01 07 Amerikan Rüyası
Kitap - Af Eski Bir Gelenek

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yemen Türküsü
Kitap - Sevdalinka - Ayşe Kulin
Erbil (Kuzey Irak) 1
Kitap - Karl Marx 32inci Dereceden Masonmuş
Rüya Gibi - Kafkas Halk Dansları Gösterisi
Empati Kelimesinin Anlamını Hrant Dink'ten Öğrendim
Sezen Aksu Konserinin Düşündürdükleri
Film Kitap - Turyetski Gambit ve Plevne Savaşı
Boykot Bütün Dünyada Yayılıyor
İngilizce Eğitim I, ODTÜ ve Oktay Sinanoğlu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.