Bir deliyle başederken, yapılacak en mantıklı şey normal rolü yapmak. -Herman Hesse |
|
||||||||||
|
Altmışüç yıl hiç durmadan, parlayan ve ulaştığı her yeri aydınlatıp "Asrı-ı saadet" diye adlandırılmasına vesile olan “O” güneş(in getirdiği nizam)…Acep bizim beldemize de kıyamet kopana dek, hiç batmamacasına teşrif eder mi…Ümitsizliğin haşin bir sarmaşık gibi hayatımızı acımasız kolllarıyla sarıp sarmaladığı, sadrımızı daralttığı şu katrandan da kara gecelerde bizim de beldemize tekrar doğar mı… Tükenmez sıfatının yakıştırıldığı her beşerin tükendiğine her dem şahit oluyoruz… Böylelikle insanoğlunun yalancılığı, nisayanı bir kez daha ispatlanıyor. Elimde tükenen her tükenmez kalem, bu hakikati acı bir tokat gibi yüzüme çarpıyor sanki…Her tükenen, pörsüyen, yitirilen şey gibi, acının ve haksızlığın kol gezdiği, umutları avladığı şu güzelim beldemizde de, bakışlar anlamını yitirip, soluklaştığı demlerde, nefes alıp verişimizdeki mana buharlaşıp bizden uzaklaşıyor her geçen gün. Değinmek istediklerim de hedefe ulaşmadan dejenere olan birşok şey gibi dağılmadan, heybemdeki kem-kümlerle maramımı anlatabilirim umarım. Artık umutsuz anlarımızda iç geçirerek mırıldandığımız, yada samimi bir dost ağzından, acı bir tebessümle kulağımıza fısıldanan, oradan da yüreğimize kekre bir sızıyla süzülen, “Aydınlığa en yakın zaman, karanlığın en koyu olduğu andır!” temennisinin kendini ispatlama zamanı geldi de geçiyor bile! Tarih-Dünya en güzel asrın tekerrürüyle taçlanmak istiyor yeniden. Beklemekten yorgun, sineye çekişlerden bıkkın ruhlarımız bedenlerimizi sürükleyerek peşinden, mahçup bakışlarla ufku gözlüyor! Ve layık olmasak da karanlıkta söylemekten çekinilen hakikatleri artık çatılardan haykırmak, hakkı hakkını vererek yaşamak istiyoruz… Aydınlık ve güzel günler nazlı bir gelin edasıyla karalığın daha da koyulaşmasını bekliyorsa eğer; artık bilmelidir ki karanlıklar katran karasıdır! Ve bizler mecnunun Leylasını arayıp ağladığı, yolları gözlediği gibi, buğulu gözlerimizi ufka kilitlemiş, doğduğundan beridir müebbet bir hücre mahkumunun güneşe susaması gibi, “O”na kanmayı bekliyoruz yıllardır!..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Meryem Rabia Taşbilek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |