"Kirazlar ve dutların tadını çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe |
|
||||||||||
|
Bu çalışmamızda Mısırlıların yerel dili olan Kıptice ile Türkçe arasındaki ilginç benzerlikleri ortaya koyacağız..Bizim temel savımızı bilenler bu çalışmayla neyi amaçladığımızı da çok iyi anlayacaklardır…Sami dilleri ailesinden kabul edilen Kıptice dili ile - hem de binlerce yıllık tarihi olan Hiyeroglif yazıtlarından yola çıkılarak bulduğumuz- Türkçe arasındaki benzerlikler bizi aslında Ortak Dünya Diline götüreceklerdir.Bilhassa Avrupalı bilim adamlarının bu benzerliklerden bahsetmemeleri sanırım kendi dil teorilerinin çürümesini istememelerinden dolayıdır.İşte biz de bulacağımız örneklerle genel kabul gören görüşlerin yanlış olmasa bile eksik olduğunu bir kere daha vurgulayacağız.. Bilindiği gibi Büyük İskender MÖ. Kasım 332'de Mısır’a girene kadar Mısır içine kapanık bir yapı arz ediyordu..Elbette tekil manada bu ülkeyi ve topraklarını gezen dolaşan filozoflar da vardı ancak bu topraklarda yaşayan halkın diline, kültürüne ancak Helen Kralı Büyük İskenderle birlikte etki edilebilmişti..Bu endenle biz Eski Mısır dine bu dönemde giren Yunanca kelimeleri, terimleri göz ardı ederek daha eski dönemlerde de kullanılan Eski Mısırca kelimelerden yola çıkacağız.. Öncelikle Hiyeroglif işaret sisteminden bahsetmeden geçemeyeceğim..Bu işaret sistemi bugünkü manada bildiğimiz Alfabe sisteminden oldukça farklıydı..Aslında bu sistem ilk insandan bu yana, duygu ve düşünceleri ifade etmek için kullanılan resim diline dayanan bir sistemdi..Bazı varlıklara o dilde verilen karşılıkları bilmek bu dilin çözümlenmesini sağlayacaktır..Mesela Eski Mısır dilinde güneş anlamına gelen “Ra” kelimesi ve de sesini ifade etmek için bir güneş resmi kullanılmıştı..Rahip kelimesini ifade için de bir rahip resmi kullanılmıştı..Örneğin Papağan resmi ya Pa, pe sesini veriyordu ya da doğrudan Papağan varlığını ifade ediyordu..Sonuçta bu varlıkların resimleri Eski Mısır diline göre Alfabe amaçlı olarak kullanılıyordu..Elbette o dili bilmeyen bu resimleri okumakta zorlanacaktı..Zira o resimlerdeki bazı hayvanların, varlıkların o dildeki karşılığını bilmeden o resmin hangi sesi karşılayacağını bilmek de imkansız olacaktı..Göktürk yazıtlarında da buna benzer bir sistem kullanılmıştı..Bu yazıtların alfabesinde “b” (eb) sesi eski Türkçe’de (Ev) anlamına geliyordu ve bu resmin şekli “ev” şeklindeydi..Çift sesli “Ok” harfini ifade etmek için “ok” resmi kullanılıyordu..Aslında bu örnekler de bugünkü alfabe sisteminden önce kullanılan Resimleri dayalı yazılı iletişim sisteminin varlığını da ispatlıyordu.. İşte Eski Mısır Dili ile yazılmış bu Hiyeroglifler Fransız Dilbilimci Jean-Fronçois Champollion tarafından 1820’li yıllarda çözülmüştü..Elbette bu bilim adamının insanlığa sunduğu bu katkı öyle basit bir katkı değildi..Bugün pek çalışmanın yanında bizim çalışmalarımızı da aydınlatacak kutsal bir katkıydı bu..Şimdi bizler de çözülmüş ve çeşitli yayınlarla yayımlanmış bu yazıtlardaki bazı kelimeler ve ekler üzerinde durarak Türkçe ve Eski Mısır dili arasındaki şaşırtıcı benzerlikleri belki de ilk olarak ortaya koymaya çalışacağız.(Bu alanda çalışmalar yapılmış olabilir bilemiyorum ama bu benzerlikleri ORTAK DÜNYA DİLİ tezi için kullanan ilk araştırmacı sanırım biz olacağız) .Bunu ortaya koyarken Eski Mısır dilinin aslında Türkçe olduğunu iddia etmeyeceğiz.Ya da Türkçe’nin bu dilden doğduğunu da söylemeyeceğiz.Sadece Mahiyeti tam da bilinmeyen İlk İnsanlık Diline bizleri götürecek bazı örnekleri sunacağız.Muhtemelen göçlerle ana vatanlarından ayrılan Nuh’un çocuklarının ortak dilinin kalıntıları olan bu örnekler bizi oldukça heyecanlandırmıştır.Umarız dünya bilim çevreleri de daha kapsamlı araştırmalarla bu ilk insanlık dilinin ortaklığını kanıtlamaya uğraşırlar.. Türkçe’de kullanılan işaret zamirlerini hatırlayalım… “Şu”, “Bu” vb…İşte biz bu zamirlerin yakın anlamlarda Eski Mısır dilinde var olduğunu açıkça görüyoruz..Yazıtlarda bulunan “Su” kelimesi “O, bu” anlamında bu dilde kullanılmıştır..Bu “Su” kelimesi ile “Şu” kelimesi arasındaki benzerlik ya da yine “Bu, o” anlamındaki “Pu” kelimesi arasındaki bu ilginç benzerlik tesadüfi olmasa gerek.Yine aynı anlamda kulanılan pe, pi kelimeleri de ilginçtir.Yine (şu, o) anlamındaki “Si” kelimesi de oldukça ilginçtir...Üstelik İki milletin karşılaşmasının dahi hem de binlerce yıl önce imkansız olduğu düşünülürse bu ilginç benzerlikler tesadüf değil de çok öncelerdeki ortak bir dilin varlığını gösteren delillerdir..Türkçe’deki “b, ş” sesleri yerine bu dilde “p, s” seslerinin kullanılması da kurallı bir gerçeği ifade edebilir..Bunu da sorgulamaya çalışacağız yeri geldiğinde..Türkçe’de kullanılan “Tengri” kelimesinin benzeri sesleri içeren “ntr” sesleri de oldukça ilginçtir..Büyük, yüce anlamına gelmek üzere kullanılan “Aa” sesleri de Türkçe’den uzak olmasa gerek.. Hatta Türkçe’de kadın anlamında da kullanılan “Hanım” kelimesi aynı anlamda bu dilde de aynı seslerle kullanılmaktadır ki bu da şaşırtıcıdır (hanhiomi)..Türkçe’de de “Çim” şeklinde kullanılan (Çimen) kelimesinin bu dilde de cim şeklinde var olması Ortak dünya dilinin varlığını bizlere bir kere daha fısıldıyorlar.. Bütün bu benzerliklerin yanı sıra bazı eklerdeki benzerlikler de oldukça ilgi çekicidir..Bu dildeki ilgi hali eki Türkçe’deki gibi “n” ekidir..Yine bu dilde de yönelme ifade etmek için “e” sesi kullanılmaktadır..Bu dilde de “İle” anlamında olmak üzere Türkçe’de de karşılıkları bulunan “in, nem” (in, nen “toprakınan” ) sesleri kullanılmaktadır..Yine bilhassa Orhun abidelerinde “yönelme, bulunma” anlamlarında kullanılan “ra” eki aynı seslerle “yönelme” anlamında bu Antik Mısır Dilinde açıkça görülmektedir..Sanki “bütün” kelimesinin seslerinin yer değiştirmişi olan “nbt” kelimesi de “bütün” anlamında bu dilde vardır..Bu da kökenden uzaklaştıkça oluşan ses değişimlerinin, seslerin yer değiştirmelerinin canlı bir örneği olmaktadır Tanrı kelimesinde olduğu gibi..Bütün dünya dillerinin genelinde anne kavramını ifade etmek için genelde dudaksı seslerin kullanıldığı daha önceki çalışmalarımızda ve başka bilim adamlarının çalışmalarında ortaya konumuştu.İşte bu dilde de anne kelimesini karşılamak üzere “Mut” kelimesinin kullanılması dünya dillerinin ortaklığına bizi götürmektedir.Türkçe’de baba anlamına gelen “ata” kelimesinin benzeri seslerini içeren bu dilde de kullanılan “iwt” kelimesi de şaşırtıcıdır. Bu dille Türkçe arasında Hiyerogliflerin de şahitliğiyle fiil bazında da benzerlikler vardır..Söylemek, demek anlamında bu dilde “Dd” sesleri kullanılmaktadır..Bu seslerin “Dedi” şeklinde okunması da pekala mümkündür..Gitmek, kitmek fiillerine benzer şekilde aynı anlamlarda bu dilde de “kim” kelimesinin bulunması, eski Türkçe’de yemek anlamında da kullanılan “ham” kelimesinin “ouwm” şeklinde bu dilde de var olması fiillerin benzerliği konusunda da ilginç örnekler oluşturuyorlar.. Yukarıda saydığımız örneklerin dışında da daha yüzlerce örnek Türkçe ve Eski Mısır Dili arasındaki benzerlikleri gösteriyor.. Farklı dil ailelerinden kabul edilen bu iki dil arasındaki bu ilginç benzerlikleri görünce İlk İnsanlık Diline biraz daha yaklaştığımızı hissetmeden ve bu tatlı hissin mutluluğunu yaşamadan edemiyoruz.. Adem’in ya da Nuh’un çocuklarının konuştukları o Ortak Dilin nasıl başkalaştığının bazı yasalarını bulmak ve bu savlarımızı örneklemenin, bizi “Başlangıçta tek bir ümmet idiniz” kutsal sözünün kıyılarına yanaştırdığını hissetmek de ruhumuzu ürpertiyor.. Umarız bu küçük çalışmalarımız daha büyük gerçeklerin bulunmasına ufak da olsa bir katkı sağlayabilirler.. Umarız bu çalışmalarımız dünyada barışın, sevginin tesisine katkıda bulunurlar.. Ve umarız dünya insanları Ortak Dünya Dilinin düzenli bir kolu olan Türkçe’yi bugünün düzenli dünyasının düzenli ortak dili olarak benimserler.Haksız gururlarından hemen vaz geçerler.. Kaynaklar: http://ancienthistory.about.com/od/egyptlanguage/ http://hometown.aol.com/egyptnew/glyph.html
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Oğuz Düzgün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |