"Sevgi bilmekten doğar." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Türkçe üzerine çok sözler söylendi, çok çalışmalar yapıldı.Ama biz şunu söylüyoruz: “Türkçe kendini savunan akıllı ve akıllıca bir dildir.Başka hiçbir dil Türkçe gibi nesnel zaviyelerle haklılığını ispat edememiştir.Elbette herkes öznel olarak kendi dilinin güzelliğini savunur ve belki bunda da kendince haklıdır.Ancak Türkçe bilimsel ve de mantıksal bakış açısıyla da düzenliliğini, güzelliğini haykırmaktadır.Bu yönüyle Türkçe sadece Türk denilen o asil milletin değil düzene meftun tüm dünya insanlarının dilidir.” Biz diğer milletleri, onların dillerini ya da kültürlerini küçümsemiyoruz ancak Türkçe’de gördüğümüz o eşsiz güzelliği haykırıyoruz.Herhalde başka bir milletin de mensubu olsaydık eğer hakperestsek, yine de Türkçe derdik. Çocukların lego oyunlarını görmüşsünüzdür.Çocuk psikolojisi uzmanları, eğitimciler bu tarz lego oyunlarının çocukların mantık yapılarını geliştirdiklerini söylerler ve de bunu bilimsel olarak ispat ederler.Peki Türkçe de dillerin legosu değil midir?Tüm dünya insanları çocuklarının mantıklarını geliştirmek için bu dili yavrularına öğretseler, onların gelişmiş mantıklarından yine kendileri istifade etmeyecekler mi?O halde nedir Türkçe’ye karşı dünyanın çekingenliği?Tarihsel kinler, düşmanlıklar bir kenara atılmalı.Diller doğal varlıklardır ve elbette geliştikleri milletlerin yaşantı ve inanışlarından da izler taşırlar.Ancak bu yine de onun düzeninin, mantıklılığının tabiiliğini ortadan kaldırmaz.O halde tabii bir düzen dili olan Türkçe’yi, tabiatın bir parçası olan çiçekleri, dağları, denizleri sevdiği gibi sevmeli ve kucaklamalı değil mi insanlık? Bilim adamlarına sesleniyorum.Biz Türkçe’nin Fizikle ve diğer bazı bilim dallarıyla olan ilişkisini ortaya koyduk.Hatta bütün bilimlerin olmazsa olmazı olan matematik iliminin Türkçe’de ilmek ilmek asli olarak var olduğunu da gösterdik.O halde durmayın.Bilimsel yöntemlerle Türkçe’yi araştırın.Ya bizim iddiamızı boşa çıkartın ya da haklılığımızı ortaya koyun.Yoksa bu sessizliğinizin nedenini açıklayamayacaksınız.Eğer haklı olduğumuzu anlamışsanız Türkçe’yi bilim adına sahiplenin ve bütün bilimsel makalelerinizi Türkçe ile yazın.Yok bizi haksız görüyorsanız bize cevap hakkı verin.Bütün gücümüzle Türkçe sevdalıları olarak Türkçe’nin bilimselliğini, düzenini ispata hazırız. Çocukların dil öğrenme süreçlerini incelemişseniz görürsünüz ki bütün çocuklar ilk konuşmaya başladıklarında hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar, ekleri tam manasıyla kullanamazlar.Kelimeleri yan yana dizerler sadece.Peki bu İngilizce’nin diğer pek çok Hint Avrupa dilinin mantığı değil midir?Çocuk ancak belli bir zeka olgunluğuna ulaştığında ekleri de kullanarak düzenli cümleler kurar.İşte bu noktada şunu söylemek istiyorum.Üstün diller olarak gösterilen bükümlü dilleri kim üst seviyeye çıkarmıştır?Doğanın üstünlük tanımı ise oldukça farklıdır.Düzenli olan nesne diğer varlıklara göre üstündür.Şu entropi yasasında da bizim söylediğimizden farklı bir şey mi söyleniyor?O halde çocukların zeka seviyeleri geliştiği anda daha da kolay öğrenilen bir dil herhalde en zekice dildir ve o yetişkin aklı başında bir dildir.İnsanlık bu olgun dili öğrendiği ve konuşmaya başladığı an, dil bakımından olgunlaşacaktır. Mesailer düzenli, yollar, şehirler, bilgisayarlar her şey düzenli.Avrupa ve Amerika düzenli memleketlerin ve düzene âşık insanların bulunduğu diyarlardır.O halde onları düzenli bir dil olan Türkçe’ye davet etmekte haklı değil miyiz?Biz ise bize verilmiş düzenli dile zıd olarak düzensizlikler içinde yuvarlanıp duruyoruz..Herhalde bunun sebebi Türkçe’mizin düzenliliğini şuurla bilmeyişimizdir.O halde bu milleti Türkçe’nin düzenini öğrenmeye çağırmakta haklı değil miyiz?Madem her iki cihette de haklıyız o halde yolumuza yılmadan devam edeceğiz. Kanunlar, fikirler onların haklılıklarını iyice anlamadıktan sonra birer zulüm cenderesi oluyorlar.Elbette Türkçe’nin Korunması kanunu kabul edilsin ve uygulansın.Buna hiçbir itirazımız yok ve bu kanuna ciddi taraftarız.Fakat öncelikle bu kanunun gerekliliğinin beyinlerde sabit olması açısından Türkçe’nin düzenliliği, güzelliği ortaya konulmalıdır.Bunun için okullardaki Türkçe, Dil ve Anlatım, Türk Edebiyatı derslerinde kurallardan öte Türkçe’nin Felsefesi öğrencilere işlenmelidir.Her sene yeniden unutulan ve yeniden öğretilen gramer kuralları salt bilgi olarak kalmamalı, bu kuralların mantıklılığı, Türkçe’nin diğer Hint-Avrupa dillerinden daha düzenli olduğu açıkça ortaya konmalıdır.Bu yapılırken hiçbir milletin değerleri, kültürü küçümsenmemelidir.Zaten Sevgi Dili olan Türkçe bu anlayışı reddeder.Eğer bu dediklerimiz uygulanırsa gençlerimiz kendilerine güven duyan bireyler, eğilmez başlar olarak her türlü zorluğun üstesinden gelebilecektir. Türkçe’yi savunmak adına binlerce yıldır kullandığımız kelimeleri ortadan kaldırmak ne kadar da doğrudur?Kelimeler bir dilin evlatlarıdır.Başlangıçta üvey olarak alınsalar da artık asırlar geçtikçe onlar o dil ailesinin fertleri olurlar.Bin yıl önce dilimize üvey olarak alınmış Farsça, Arapça kökenli bazı kelimeler artık bu dilin asli fertleri olmuşlardır.O binlerce evladımızı adeta soykırıma tabi tutmak bir cinayettir.Bu cinayeti önlemek adına ortaya atılan “Güneş Dil Teorisi” gibi teoriler de meydandadır.O halde o vefalı kelime evlatlarımızı dışlamak yerine, yeri geldiğinde onları da kullanmamız ve bundan da hiçbir endişe, üzüntü duymamamız gerekiyor.Nasıl Anadolu’nun her karış toprağı binlerce antik medeniyetin izlerini taşır ve o medeniyetler de artık bizimdir.Bunun gibi binlerce yıllık şanlı tarihimizin izlerini bugüne taşıyan kelimeler de artık bizimdir.Haydi memleketimin yazarları, dilcileri!Durmayın…O kelime evlatlarımızın yanaklarından kalemlerinizle öpün.Bu sevgiyi onlara verdiğinizde onlar da size övünülesi bir gelecek verecekler.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Oğuz Düzgün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |