Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarını düşünmedim. Tersine yaşam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onları seçti. -Juliette Binoche |
|
||||||||||
|
Sevilmek, aranıp sorulmak güzel şey. İlgilenilmek güzel şey. Ama bazen kantarın topuzu ağır kaçıyor. Çünkü, insanları sevelim, sevdiklerimizle ilgilenelim derken; karşı tarafa sıkıntı veriyoruz farkında olmadan. Hani "seveyim derken öldürmek" diye bir tabir vardır ya, aynen öyle. Nasıl mı?Hemen anlatayım: Küçük yerlerde herkes birbirini tanıdığı için, herkes sizin her şeyinizi bilir. Saklınız, gizliniz olamaz. Ne yapıyorsunuz, nereye gidiyorsunuz, nerden geliyorsunuz; hepsi herkesçe malumdur. İki gün yürüyüşe çıkmayın, hemen biri sorar: "İki sabahtır görmüyoruz sizi. Artık yürümüyor musunuz?" Gece geç vakit misafir uğurlamışsınızdır; ertesi gün meraklı komşunuz sorar: "Kimler vardı dün akşam? Ne kadar geç gittiler. Karanlıkta iyice göremedim, Fatma Hanım`dı biri galiba."...(Doğru görmüşsün işte, daha ne soruyorsun?) Sizi evinize arabayla getirip götüren kızınızı- damadınızı gördüklerinde, hemen bir çare bulurlar: "Kâmuran Hanım, size de lâzım bir araba. Ehliyetiniz yok mu?Alsınlar çocuklar size bir araba. Gücünüz yok değil ya."...(Onlar akıl edemiyor, bari siz alın.) Evinizde tek başınıza yaşıyorsunuzdur. Bir komşunuz, sohbet sırasında aniden keyfinizi kaçırır: "Koca evde tek başınıza nasıl kalıyorsunuz?Ayyyhh!Ben kalamam." Başka biri: "Alt kattaki pencerelere demir yaptırın. Hırsız girer, hırsıııııız. Geçenlerde güpegündüz Mesciler`in evine hırsız girmiş.Yaaaa!" Kızınızı ve torununuzu uğurlayıp tam eve gireceğiniz sırada, yoldan geçen bir hemşehriniz seslenir: " Kızınız boş yere kira veriyor. Gelsinler üst kata, otursunlar. Koca ev! " Torununuzun elinden tutmuş, anneanne - torun keyifle konuşa konuşa giderken; yine bir hemşehriniz(mutlaka bir kadın), yüzünü buruşturarak yolunuzu keser.Torununuzun başını okşarken, - eşinizi kastederek - "Ahhhhh Ahhh! Rahmetli bu günleri görseydi, ne olurdu sanki!" deyiverir. Daha sonra başka biri alır sırayı: " Kızınız ikinci bebeği düşünmüyor mu?Doğursun doğursun. İyice ihtiyarlamadan, ikinciyi de büyütün. Sonra zor gelir. Kasavetiniz(içiniz) almaz."...(Allah Allah! Sana ne ki!) Az sonra başka biri gelir yanınıza. Ağlamaklı bir yüz ifadesi takınarak: "Kâmuran Hanım, iki sene oldu mu ? Zaman ne çabuk geçiyor."...Ve siz sanki zevkinizde, sefanızdaymışsınız , gidenin acısını içinize gömdüğünüzü bilmiyormuş gibi devam eder: "Olan, gidene oluyor.Vah gidene.".... (Siz bunu, bir de geride kalan sorun. Sanki biz burada zil çalıp, oynuyoruz.) Balkona oturmuş, kahvenizi yalnız başınıza yudumlarken; yoldan geçen ve içinizde kopan fırtınalardan habersiz biri seslenir: "Rahmetli; evi böyle çiçek gibi yaptırdı, koydu gitti. Kefenin cebi yok. Fırın düzen alır, hamur biter; ev düzen alır, ömür biter diye boşa dememişler."...(Hadi şimdi ağız tadıyla iç bakalım kahveni, içebilirsen.) Başka bir gün bir başkası, zaten kaçık olan keyfinizi şu sözlerle iyice kaçırır: "Yalnızlık gittikçe koyuyor, di` mi? Şimdi bir şey yok. Daha durdukça koyacak rahmetlinin acısı."...(Allahım sen bana sabır ver.) Markete girdiğinizde, tanıdık yüzlerden biri gelir yanınıza. Sizi üzmekle görevliymiş gibi başlar konuşmaya: "Geçen gün , rahmetliden söz ettik. Ne sabırlı adammış, size hiç hastayım dememiş. Ne illet hastalıkmış bu.Yirmi günün içinde aldı sattı, desenize." Hastalığın hiçbir belirti göstermediğini söylediğinizde, yanıtı hazırdır: "Göstermez olur mu?Siz anlayamamışsınız besbelli."...(Şimdi, suçlu ben oluyorum. Al sana vicdan azabı. Gerçekten anlayamadım mı acaba?) Söyleyecekleri bitmemiştir: "Kayınvalideniz nasıl? İyice çökmüştür oğlu gidince. Evlât acısı çok zor, çok. Zavallı kadın!Yanınızda mı, evinde mi?"...(Aman Allahım! Ne meraklı bu insanlar.) "Öteki çocukları baksın azıcık da. Herkes sizin başınızda.Yazık değil mi size?"...(Sanki benim şikâyetim varmış gibi.) Pazarda poşetinizi doldururken biri gelir yanınıza. Zaten bozuk olan moralinizi şu sözlerle iyice bozar: "Yalnız olunca bir şey de yenmiyor, di`mi?"...Aldıklarınızı göstererek; "Kiminle yiyeceksiniz şimdi bunları?Yenmez yenmezzzzzz! Bilmez miyim?...Zaten çok zayıflamışsınız, avurtlarınız çökmüş...Azcık yiyin boğazınıza. Ölenle ölünmüyor."...(Artık ezberledim bunları.) Sabah yürüyüşüne çıktığınızda , işe giden biri; "günaydın" der demez gerisini getirir: "Daha geçen yıl iki kişi yürüyordunuz. Bu dünyanın hiç güvenecek yeri yok, hiç!"...(Güvenen kim ki?) Otobüse binersiniz, yanı başınızdaki hemen başlar söze: "Nazar değdi size, nazar. Siz her şeyi pek bilirsiniz; nasıl anlayamadınız rahmetlinin hasta olduğunu."...(Sanki ben tıp doktoruyum.) Başka yerde bir başkası, yine aynı makamdan konuşur: "Rahmetliye hiç ölüm gelecek demezdiniz. Eeee!Allah`ın yazısı işte, ne yapacaksın!"...(Bırakın da, acımı, hiç olmazsa bir süreliğine unutayım.) İşte böyledir küçük yerler. Bırakmazlar ki, derdinizi unutasınız. Bırakmazlar ki, üzüntünüze biraz ara veresiniz. Hiç olmazsa bir virgül koyasınız. Sizi teselli etmek adına, hatır sormak adına; ters yüz ederler içinizi. Moralinizi sıfıra indirirler. Küçük yerler çok iyi, çok güzel de; başkalarıyla bu kadar ilgili olmasak, herkesi takip etmekten, merak etmekten, insanları sorguya çekmekten vazgeçsek daha güzel olacak. Ama ne mümkün! Can çıkar, huy çıkmaz. 08 / Mayıs / 2006 / Mudurnu
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |