Her insanda insanlığın tüm durumları vardır. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Anti demokrasiyi siyaha, demokrasiyi beyaza benzetirsek siyahtan beyaza bir değişim içindeyiz. Fakat bu hem çok ağır oluyor, hem de değişimi istemeyen güçler tarafından engellenmek isteniyor. Bu açıdan daha iyi durumda olmayı istiyorum. Kim istemez ki? Ancak henüz gerçek beyazdan oldukça uzaktayız. Dışarıda siyah kalmamızı isteyenlerle birlikte ülkemizde siyaha düşkünler de çok fazla. Şikayetçi olduğum birçok şey bundan kaynaklanıyor. O nedenle ben rahatlıkla ülkemizde demokrasi var diyemiyorum. Bazı kişiler bazı konularda hak iddia ederken kendilerinin ne yaptıklarına dikkat etmiyorlar. İstekleri sırasında ya aynı karşısındakilerin durumuna düşüyor, ya da zaten aynı onlarınki gibi olan düşünceleri zıt yönden savunuyorlar. Kafamda ‘Türkiyeli Olmak’ adını verdiğim bir görüş var. Bundan ‘Türkiye’nin Belkemiği’ kütüphanesinde epeyce söz ettim. Türkiye topraklarında 18 medeniyet kurulmuş. Şu anda 36 ayrı ulus yaşamakta imiş. Birinci çağrım demokratikleşmekte. Anayasada belirtilen dil, din, ırk farklılıklarına rağmen herkesin eşit olma ilkesinin gerçekten uygulanması. Ancak pratikte görüyoruz ki olmuyor. Nedenini diğer ulustan kişilerin Türkleştirilme çabalarında görüyorum. Zamanlar değişti. Artık onlar eskisi gibi kolayca kontrol altında tutulamıyorlar. Böyle devam ederse, günün birinde daha beterleri olacak gibi görünüyor. Son olarak nevruz kutlamalarında gördük. Çözüm ne olmalı? Ulus kimlikleri geri çekilmeli. Türkiyeli, ya da yurttaş olma kimliği öne çıkarılmalı. Yalnız Kürtler için söylemiyorum, Türkiye’de yaşayan bütün gruplar bağımsızlık dışında her hakka sahip olmalılar. Daha ileri gideyim, Türkiye sınırlarını şimdiki gibi tutabilmenin tek yolu budur. Avrupalılar ve Amerikalılar Türkiye üzerinde oyun oynuyorlar. Osmanlı devletinden beri gelen oyunlar devam ediyor. Osmanlı devleti yıkıldığı zaman bölüne bölüne geride 3 büyük ulus kalmıştı. Türkler, Kürtler, Ermeniler. Bir miktar da Araplar. Daha sayarsam 36 sayısına çıkmam gerekir. Şimdi son ikisinin sıkıntısını çekiyoruz. Şimdi işin içine bir de petrol girdi. Zaten o hiç çıkmamıştı, biz fakında değildik. Şunun da farkındayım ki nevruz sırasında ‘kahrolsun amerikan emperyalizmi’ diye slogan atan Kürtler aslında bilmeden kahır okudukları kişilere hizmet ediyorlar. Amerika hem nalına hem mıhına vuruyor. Bizim hükümetle de oynuyor. Uzaklarda birileri Türkiye’deki durumları görerek sevinçle ellerini ovuşturuyor. Olaylar istedikleri gibi gelişiyor. Dikkatinizi bir noktaya daha çekmek isterim. Kuzey Irak Kürtleri, bağımsızlığa bu kadar yakın iken Irak’la federasyon kurmaktan söz ediyorlar. Acaba durumun farkına mı vardılar? Bana bir arkadaşım, ben bu sözleri söylemeden önce, yanlış söylediğimi vurgulamak için, “Ben Gürcü asıllıyım. Şimdi bağımsızlık mücadelesine girmem mi gerekir?” dedi. Çabucak “Hayır” dedim. Söylediğim şey, başkalarına bağımsızlık vererek ülkeyi bölmekle, değişmeden kalıp ülkeyi bölmek zorunda kalmak arasında ince bir yol. Yalnız Türkler değil, herkes ulus kimliklerini geri çekmeli. Başka türlü başarılamaz. Aynı kafa devam ederse çok korkuyorum, bu iş burada durmayacak. 10bin kelimelik ilk Lazca sözlük basılmış. Lazlardan biri “Siz Türkler buraya gelmeden önce bir Lazlar buradaydık.” demiş. Ne söylemek istediğimi anlıyor musunuz? Özetle bir devleti bugüne kadar tek parça olarak bir arada tutan şeyler, sırasıyla kan bağı, dil bağı, din bağı ırk bağı idi. Bu sıralamayı ben yaptım. Şimdi en son özellik de geçerliliğini yitirmek üzere. Eğer değişemezsek çok zarar göreceğiz. Değişebilirsek, değişebildiğimiz ölçüde karlı çıkacağız.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |