..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Fırtınalar insanın denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Kâmuran Esen




30 Ocak 2005
Kurultay mı Gürültay mı?  
Kâmuran Esen
Mudurnu diliyle, atasözleriyle sohbet.


:DBJB:
( CHP kurultayından – afedersiniz- gürültayından bir gün sonra.......)


Hoşge'din Fatma Hanım, sefa ge'din.
- Hoş bulduk Ayşe Hanım.........Ahhh bacakla'm! ...Yaşlılık gapıdan içeri guyulacak gibi değil ama, ne çare! .......Sormadan girdi sormadan....Şuraya oturayım.........Ooohhhh! ....Allah beterinden sakla, bugünlerimizi aratma yarabbi! .........
- Nasılsın Fatma Hanım?... Bacakla'n ağrıyo besbelli.
- Ne desem bilmem ki! ......” Galka'm desem mecal yok, öle’m desem ecel yok.”...Sürünüyoz işte.
- Gayfe içe'min Fatma Hanım?
- Sorduğun soruya bak....” Hacı’ya tesbih alı' mısın demişle; ha biz buraya niye geldik demiş.”.....İçerim tabi......Şöyle datlıca o'sun......Şekerim yü'selirse yü'selsin....” Dalga boyu aşmış nasıl olsa; ha bi karış, ha beş karış.” ........." Ölmüş eşek gurtdan gorkmaz."
- O'lan ne yapıyo sizin? İşleri nasıl?
- Hiç sorma Ayşe Hanım. Dükgân sinek avlıyo. Öğlene doğru dükgânı açıyo, gün aşmadan gapatıyo.....Gayfeden beri geldiği yok...Sermayeyi kediye yükledi. Gafasız! Ne olacak.....” Hesapsız gasabın masadı ..tüne girermiş.” Girdi de çıkmıyo. Çıksa, çıka'ken açılacak şemsiye gibi, e'ce beter olacak.
- Sizin bu o'lan da rahmetli bubasına hiç çekmemiş.
- Sus sus! Derdimi depreştirme...Sizin o'lanla ne yapıyolla?
- İyile iyile.....İşleri de iyi. Ama eşşek gibi çalışıyolla, benzetmek ayıp olmasın. Dün tadile gitdile çoluk çocuk. Acık gezeceklermiş.
- Eeeeee! Hakları tabi. Çalışan, işini bilen herşeyi hakede......” İşi işine denk olanın, ..tü dümbelek çalar,” mış. Çalsınla baka'm......... O dükgânı bana bıraksala, vapur isgelesi gibi çalışdırı'm da, bana bırakmıyolla. Senin anlayacağın; “ Kelle benim olsa, gide Gonya’da tıraş ettiririm de, kelle benim değil.”
- Sen gene de boş bırakma Fatma Hanım. Çek kenere o'lunu, gonuş. Bak oğlum, şöyle şöyle; durum bundan ibaret, de.
- Verdiğim akla uyacak mı bakam? ....” Aklını eşeğe verme; çeke, arpa tarlasına gide,” hesabı; bi işe yaramaz ona vereceğim akıl.
- Öyle deme. Otur, gonuş gözel gözel.
- Zatı beni gonuşturmuyo ku, anam deyip dinlemiyo bile...Doğurduğum merete söz geçiremiyom...Dil kürek gibi....Velhasıl; “ Ektiğimiz nohut, leblebi oldu da, başımızda şakırdıyo.”
- Ben de hastayın Fatma Hanım. Şu gelinle beni çok üzüyolla. Sinirden tansiyonum da yü'seldi, şekerim de.
- Hep aynı dert.......Bizim gelin de benim canımı sıkıyo. Ama ne yapaca'n! ......” Dertsiz baş, bi tek bostan gorkuluğunda bulunurmuş.”
- Bizim o'lanla araba alacaklarmış. İşle böne iyi gide'se, koferatife gire, bi de dayre sahibi oluruz deyolla......Ganorüfelli....Iccak sulu....Zobaynan, kömürnen uğraşmakdan, elle'm kaplumba kabuğuna döndü......Şu elle'me bi bak, demirci çırağına benzedim.
- Demek araba alacasınız.....İyi iyi...Allah ta çok vesin.....Geçen akşam bizim akılsız o'lan da, bi bilgisayar sırtlandı geldi. Borç paçadan akıp dururken...Herkeş deliyi mumnan ara, bizde bacadan akıyo...Şaşkın! ......” Şaşkın ördek götün götün yüzermiş.”.... Dünyanın parasını vermiş...” Ayağında donu yok, başına fesleğen takıyo.”...Çet yapacakmış, ne demekse.....Borçluykan çetin çütün sırası mı!
- Bu çocuk bi de üniversite okudu Fatma Hanım. Orada hiç mi bi şey öğrenmemiş?
- Öğrenmemiş işte.....Gezmiş durmuş besbelli .....” Göz derya, seyir bedava....”Adam hacı mı olu' varmakla Mekke’ye; eşek evliya mı olu, taş çekmekle tekkeye,” diye boşa dememişle.....Töbe töbe! ...”Tahsil cehaleti alırmış ama, eşeklik baki kalırmış.”.......Neyse, değişdirem gonuyu.....Ne iş yapıyon?
- Bi gazak başladım gocaman o'lana. Gomşula vardı başla'kan. Kimi önünü doksan yap dedi, kimi yüzon. Doksan yaptım küçük oldu, yüzon yaptım büyük oldu. Söküp yeniden başlecam.
- Akıl veren çok olunca böne olur.....“ Çoklukta (kalabalıkta) eşek kuyruğu kesme; kimi gısa der, kimi uzun,” demişle.
- Bizim geline verecem, örsün.....Televizyondan galdırsın başını da, örsün gazağı. Gözle'm gömeyo zatı. Ama yakasını, golunu beceremiyo. Geçen bi hırka ördü toruna, deli gızın donuna benzedi. Yakası yamuk, golları çarpık...Çocuk o hırkayı giyince, palyaço gibi oluyo.
- Doğrudur....” Herkes sepet öre ama, g.tünü geçiremez,” demişle.
- Hırkan yeni mi? Aldın mı, ördün mü?
- Yeni Ayşe Hanım, yeni........Bizim torun almış. Ama genç işi....Baksana halime ! Şıkır şıkır boncuk.....Beni gören Banu Alkan sanacak. Boncuklu hırka, benim gibi gart garıya yakışır mı? ...” Gocakarıya zülüf yakışmaz,” derle......Üstelik çingene pempesi...Neymiş, bu yıl boncuk modası varmış, pempe modası varmış. Ben kim, moda kim !.. " Başındaki fese bak, girdiği kümese bak," derle insana. Torun darılmasın diye geyecem artık....Pempeli, boncuklu hanım oldum, baksana.....Guzularnan gırpılıyom bu yaşta.

- Deminden beri soracam, araya başka lâf giriyo.....CHP’ ye ne diyon Fatma Hanım? Gurultayı izlemişsindir. Gene Baykal’ı seçtile....Baykal’ la olmuyo işte, görüyosun...Gavga gürültü, hakaretle, iftirala......Neydi o gurultayın rezilliği.
- Sorma.....Gurultay demezle ona, gürültay derle. Onla' itişirken, ben utandım...Atatürk' ün partisi ne hale geldi. Delegele Amarikan askerleri gibiydile...Gurultaya döyüşmeye gelmişle...Baykal’a gızıyom ama, Sarıgül de acamı daha, acık pişsin...” Altı aylık seyislikle, kırk yıllık b.k karıştırılmazmış.”........Baykal’ a gelince......Ne desem bilmem ki...Partiyi küçülte küçülte, bitirecek. Mayo gibi parti, bikiniye döndü. Ama, gene Baykal başkan seçildi. Gerçi epey sarsıldı da, yıkılmadı. Bu apdesnen acık namaz gıla' artık. Ben ne diyo’m biliyo musun? .......Bu CHP adam olmaz. Oy vereninden, yönetiminden, delegesinden kim varsa; çiziverecen üstlerini....Bi tek Baykal’da değil, hepsinde va gabahat.....Demem o ki; ” Suç, iğde de va, yünde de va; çıkrıkta da va, yünü eğiren gancıkta da var”...... CHP’ nin bayrağını taşıyamayollaaaaaaa....... “ Bir dirhem gümüşün üstünde oturmak uçun, gantar gibi ..t gerek,” derle......O da CHP’ lilerde yok.
- Eeeeeeee! AKP’ ye ne diyo'n?
- Dünya bi günlük değil ya Ayşe Hanım. Onu da sonra deyverim. Şimdi gideyim de, ocağa yemek koyayım....Akşam Memed o'lan eve gelince de, yeni aldığı bilgisayarı, onun goca gafasında gırayım. Neyine onun bilgisayar! ..........Bilgisayarmış!...Sanki b..k bilgisi mi va, sayacak.......Çet yapacakmış...Hıhhh! .....Çetine çütüne başlarım onun...Cık cık cık! .........

not: Mudurnu şivesiyle yazılmıştır.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: başarılar
Gönderen: Hidayet Oğurlu / , Türkiye
14 Haziran 2008
valla helal olsun ne deyim.

:: Yüreğinize Sağlık
Gönderen: Alparslan ZENGİN / İzmir/Türkiye
6 Haziran 2006
Kâmuran Hanım, sizin için ne söylesem azdır. Bir yazı bu kadar mı güzel olur? Halk dilini bu kadar akıcı kullanıp atasözlerini araya bu kadar güzel serpiştirmek takdirden öte şeyler hakediyor. Teşekkür ediyorum. Sağlıcakla kalın...

:: daha komik kurultay hikayesi
Gönderen: ömer kırat / İstanbul/Honduras
28 Nisan 2006
Onüçüncü Cumhuriyet Halk Partisi Olaganüstü Kurultayı Hakkında Gezi-Yazı Denemesi Merhaba demokrasi tutkunları. Bu gün sizlere halk arasında CHP olarak bilinen ama bilimsel literatüre "Atatürk`ün Partisi" olarak giren partimizin, adına yakışır bir olağanüstülük içinde cereyan eden kurultayından, gecikmeli de olsa, bahsetmek istiyorum. Söz konusu kurultaya o an işim olmaması nedeniyle ve kurultay basketbol stadyumunda yapılacağı için "belki bir iki de şut atarım" düşüncesi ile eşortmanlarımı giyerek gittim. İlerleyen vakitlerde, eşofman giyen birinin daha rahat tekme atarak kendini savunabildiğini farketmemle sonuçlanan kongreyi anlatmaya, sonunu anlatarak başlayarak, bunun bir "deneme" yazısı olduğunu iyice idrak etmenizi sağladıktan sonra isterseniz izlenimlerimi anlatayım. Kurultayın yapılacağı basketbol stadına, "Sarıgül Devler Ülkesinde" filminin başrol oyuncusu ile birlikte girdim. Bizim girişimizle birlikte ortam gerildi. Ben gerilimi, ortama girerken ayaklarımızı paspasa silmememizle ilişkilendirdiysem de benimle birlikte gelen arkadaşlar işkillenmişti. CHP`nin kralı Bay Kal, kalmakta ne denili ısrarcı olduğunu ve rakibinin ne denli yolsuz biri olduğunu anlattığı konuşmasını dinledikten sonra aslında o kadar da YOLSUZ olmadığını anlatma ihtiyacı duyan Sarıgül VS Predator adlı siyasetçinin konuşma talebinin reddedilmesi ile bardağın taştığını hissettim. Bu nedenle elime dökülen kolanın "yapış yapış" denen durumu yaratmasını engellemek için elimi yıkamak üzere tuvalet aramaya koyuldum. "Hay aramaz olaydım!" şeklinde düşünmemle son bulan bu "Boşa ömür tüketme" macerasından sonra sahaya geri döndüğümde, delegeler stadın arena olarak kullanabileceğini farketmişti. Dolayısıyla ben de tabana kuvvet bir demokrasi mücadelesine giriştim ve yanlış düşünen delegeleri tekmeleyerek, onların yaptıkları hatayı farketmelerini sağlamaya çalıştım. Fakat ne tesedüftür ki onlar da benim yanlış düşündüğümü düşünmüş olacaklar ki beni düşüRErek düşüncelerim hakkında düşünmemi sağladılar. Ama bu da uzun sürmedi. Hemen toparlandım ve eşofmanımın sağlam ağ kısmına binaen bir tekme Well hasılı kelam, bir Nirvana klibi estetiği içinde cereyan eden kurultaydan sonra bazı sonuçlara vardım: 1: Cumhuriyet Halk Partisi, taze bir kana, bir yeniliğe ihtiyaç duymaktadır. Özellikle ciddi olarak yaralanan delegelerin taze kan ihtiyacı had safhadadır. 2: Delegelerin sinirlenmesi ve sinirlendikçe daha da güçlenmesi sonunda partinin adının Cumhuriyet HULK partisi veya Avrupadaki benzerleri gibi YEŞİLLER PARTİSİ adını alması tarafımdan uygun görülmüştür. Yazımı, partinin eski sahibi Mustafa Kemal Atatürk`ün bir esprisiyle bitirmek istiyorum. Evet! yanlış duymadınız. Bir çoğunuzun asık suratlı sandığınız ama aslında İsmet İnönü ile karıştırdığınız Mustafa Kemal`in, Türkiye Büyük Dost Meclisinde söz alarak yaptığı bir espiri ile... Şöyle ki: Mustafa Kemal birden söz alıp ayağa kalkar ve; " Dostlarım! Türkiye Cumhuriyeti devletini bölmek gerek!" der. Birden içerde buz gibi bir hava eser. Mustafa Kemal, ortamın espiriyi yapması için gereken miktarda soğumasını bekleyip şöyle devam eder: "YASAMA, YÜRÜTME VE YARGI olarak! Heheh hehe he nası da kandırdım ama olley!"

:: hoşgeldin
Gönderen: despina kazak / İstanbul/Türkiye
24 Şubat 2005
hoşgeldin Kamuran abla akşam akşam güldüdün beni kalemine sağlık. Sevgiyle kal

:: Teşekkürler
Gönderen: Orhan ELLİSEKİZ / Ankara/Türkiye
7 Şubat 2005
İlahi Kamuran Abla,beni bilgisayar başında gülme krizine sokupta tüm internet cafeye rezil ettin ya alacağın olsun.Uzun zamandır bu kadar keyifli bir yazı okumamıştım.Eline,koluna,yüreğine,kalemine sağlık...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Toplumumuzun Kadına Verdiği Değer
Kâmuran Esen Shov (!)
Kitap, Sehpa Olarak Nasıl Kullanılır!
Atatürk'ü Anlatabilmek
Şarkı Sözü Yazarı Olmaya Karar Verdim
Kütüphanelerimizin Hazin Durumu
Ahilik ve Düşündürdükleri
Evli Çiftler Nasıl Piknik Yapar
Bir Köşe Yazarının Özellikleri
Bir İzedebiyat Yıllığı Alır Mıydınız?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.