Düşünce dilden, dil düşünceden doğar. -Platon |
|
||||||||||
|
Bir gün farklı bir şey oluyor. Ofis ve çalışanlar bazı kişiler tarafından izleniyor. ‘Akbaba’ tesadüfen dışarıda iken ofistekilerin tanıdığı, her gün gelen postacı ve iki kişi daha ellerinde susturuculu makineli tüfeklerle gelip herkesi öldürüyorlar. ‘Akbaba’ şans eseri kurtuluyor. O bir kitap kurdu olduğu için birçok şey biliyor ve çok şüpheci. Filmin birçok sahnesinde kendisinin ve arkadaşlarının görevinin yalnızca kitap okumak olduğunu, toptan yok edilmeye değer bir şey yapmadıklarını vurguluyor. Film boyunca katillerden kaçarken, bir yandan bu olayın neden olduğunu araştırıyor ve bilgilerini birbirine ekleyerek buluyor. Olayın sorumlusu senaryoya göre CIA içinde bir üst düzey yöneticisi. 7 kişinin öldürülmesi olayını başkalarına danışmadan kendi başına karar vermiş. Sebep: Petrol! Hollandaca yazılmış bir romanda ABD’nin Ortadoğu ülkelerini işgal etme planı anlatılıyor. 1975 yılı için bilim-kurgu, fantastik, komplo teorisi gibi gelen bu romanı ‘Akbaba’ hazırladığı rapor üstlerine bildirmiş. Sorumlu yönetici romanı ciddiye almış ve başka kişilerin bilmemesini sağlamak üzere raporu hazırlayan ofisin yok edilmesine karar vermiş. Durum ortaya çıktıktan sonra CIA’in diğer yöneticileri –nedense- sorumlu yöneticiyi 7 kişiyi de öldüren kiralık katile yok ettiriyorlar (Katil bu işleri para için yapıyor ve onun için önemli olan anlaşma; kimin, kimlerin yok edileceği değil). Film biterken ‘Akbaba’ ve amiri New York sokaklarında, kabalık içinde buluşuyorlar. Akbaba silahlı. İnsanlar, arabalar, trafik var. Yakında yılbaşı olacak. Sokakta bir bando bir şeyler çalıyor. İkisi arasında şöyle bir konuşma geçiyor. Akbaba soruyor: “Ortadoğu ile ilgili saldırı planlarımız mı var?” Yönetici yanıtlıyor: “Delirdiniz mi?” “Böyle planlarımız var mı?” “Kesinlikle yok! Oyunlarımız var. Biz oyunlar oynarız; genellikle varsayımlar üzerine. Hangi riskle ne kar? Kaç adam? vb. Rejimin istikrarı sanıl sağlanır?” “Atwood (olaydan sorumlu yönetici) oyunları ciddiye mi aldı? Gerçekleştirmeyi mi istedi?” “Operasyon asla gerçekleştirilemezdi. Teşkilat (CIA) çok baskı altındaydı.” “Planı ortaya çıkarmadığımı düşünün. Kimsenin engel olmadığını düşünün!” “O zaman farklı olurdu. Plan kötü değildi. Plan çok iyi yapılmıştı. İşleyebilirdi.” “Siz... Ne biçim insanlarsınız? Yalanları atladığınız zaman doğruyu söylediğinizi mi sanıyorsunuz?” “Hayır, basit ekonomik sorunlar... Bugün petrol tamam mı? 10-15 yıl sonra besin ve plütonyum. Belki daha da çabuk. Vatandaşlar bizden ne bekliyor sanıyorsunuz? O zaman?” Akbaba yolda yürüyen insanları göstererek, “Onlara sorun...” “Şimdi değil, onlara o zaman sorun... Hiçbir şeyleri kalmadığı zaman, ısınamadıkları zaman, arabaları çalışmadığı zaman... Onlara o zaman sor. Hiç açlık çekmemiş insanlar açlık çekmeye başladıkları zaman... Bir şey bilmek istiyor musun? Onlar o zaman soru sorulmasını istemeyecekler; bizden sadece onlar için almamızı isteyecekler. ... Akbaba yakınlarındaki ‘The New York Times’ gazetesinin tabelasını göstererek, “Herkes her şeyi biliyor. Siz 7 kişi üzerinde bir oyun oynadınız, ben de bir öykü anlattım.” “Seni O... çocuğu Tahmin ettiğinden daha büyük zarar verdin.” “Umarım öyle olmuştur.” “Basacaklarını nereden biliyorsun?” “Basacaklar.” “Nereden biliyorsun?” ... Bu filmde çarpıcı bir rastlantı daha var. Bilin bakalım CIA merkezi nerede. İkiz kulelerin birinde. O nedenle filmde ikiz kuleler de sık sık görünüyor. Tam girişi, iç görüntüleri, oradan kentin görünüşü acı bir anı oldu. Filmin 1975 yılında çevrildiğini unutmayın. Bu konunun filmi yapıldıysa gerçekten herkes her şeyi biliyor. Ancak görülüyor ki hiçbir yararı olmamış. ABD Ortadoğu’yu –bizim ülkemiz dahil- parsel parsel işgal ediyor. 7 Kişiyi öldüren CIA yöneticisi sayısı çoğalmış olarak ABD yönetimine hakim olmuş. İçinde Bush, Rumsfeld, Powell’in bulunduğu ekip işgal kararını yıllar önce vermiş. Oyun denen şey gerçekleştiriliyor. Akbaba’nın dediği gibi onları kimse engellemiyor. 16.Eylül.2003
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |