İnsanın en iyi tarafı ürperebilmesidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Bir insan olarak doğmuş olmaktan, hâlâ yaşıyor olmaktan artık utanıyorum. İnanır mısınız, bunca yıllık ömrümde kendime hiç böylesi acımamıştım. Sizlerin, bir şekilde konfor alanlarınızdan çıkıp kendinizi düşünüp birtakım yargılara vardığınızdan eminim. Fakat benim bu zamana kadar kimseyle bir hesabım olmadığı ve konfordan nefret ettiğim için hakkımda böyle derin düşüncelere dalmamıştım. Zira, kendimden daha çok: vatanı, milleti, sınırlarımızı, zulme uğrayanları, çocukları, kedileri, köpekleri, ağaçları, kuşları, yerli yabancı can yakıcı filmleri, fakir öğrencileri, arkadaşları, dostları, kardeşleri, anamı, babamı, sevgiliyi, trafik kazalarında ölenleri, şehit yakınlarını, yalnızları, eşini kaybedenleri, terk edilenleri, yuva kurmak için eşek gibi çalışanları, intihar edenleri, haksızlığa hukuksuzluğa uğramışları, ötelenmiş, itilmişleri, nöbet tutan askerleri, gazileri… ilaahir daha çok düşündüm ama kendim hakkında böyle düşünmemiştim. Maalesef ki bir şeyi düşünmeye başladığım zaman hiç kimsenin aklının ucundan geçmeyecek o yapış yapış boktan, kıldan, tüyden, yünden tüm konuları enine boyuna deli gibi düşünürüm ben… Hızlıca değil! Etraflıca! Yani kesin hatlarıyla; gece, gündüz düşünürüm.. Yürürken, yerken, içerken, iki elimle kafamı tutarken, sigara tüttürürken, çay, kahve içerken, yanan ateşinin karşında, sönmüş ateşin küllerini eşelerken, saçımla sakalımla oynarken, elim şakağıma dayalı, elimle çenemi tutarak, sabahın seherinde, çiğdem bağdaş kurup otururken, ayakta dikilirken, sırtüstü yatarken, okurken, yazarken, kavga ederken, bir tarafa bakarken, trafikte yol alırken, araba sürerken, yolculuk yaparken, sohbetlerden sonra, düşünürüm… Şimdi de kendimi düşününce: “Doğmasaydım keşke” diyorum, ne var ki elimde olmayan sebeplerden dolayı doğmuşum! “Büyümeseydim keşke” diyorum büyümüşüm! “Anlamasaydım keşke” diyorum lanetlenmiş biri gibi her boku anlıyorum! “Sevmeseydim keşke” diyorum severken kendimi unutmuş, dibine kadar sevmişim! “Yapmasaymışım keşke” diyorum olmayacak şeyleri yapmışım! “Değer vermeseymişim keşke” diyorum öyle değer vermişim ki nihayetinde değersizin önde gideni olup çıkmışım… Şimdi halime oturup ağlamayayım, üzülmeyeyim de ne yapayım? Gel de değer ver kendine! Gel de insan gibi sev kendini… Eğer bir gün belleğim, suya istemeden düşmüş ve elektronik devreleri yanmış telefon gibi gah çalışıp, gah çalışmazsa sebebi böylesi düşüncelerimdir bilin isterim. Ey duygularımızla t.şak geçenler, lafa gelince eline mikrofon almış sanatçı gibi her sözü kelam diye konuşup onurumuzla oynayanlar, dil-dudak ısırtıp aklımızı alanlar, bizi serseme çevirip her şeye kayıtsız bırakanlar, kendimizi kendimizin kusur müfettişi yapanlar! Vallahi nankörsünüz. Billahi nankörsünüz. Artık şunu anlıyorum ki sizler ve izdüşümleriniz kendinizden başka kimseye değer verip sevemezsiniz… Eh bize de rahmetli Cemal Süreya’nın dediği gibi: “Biz kırıldık, daha da kırılırız. Ama katil de bilmiyor öldürdüğünü” demek düşer… Kalın sağlıcakla.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |