Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley |
|
||||||||||
|
Akşamları bir kızıllık boyayacak ufkunu, yavaş yavaş kararacak perde. Eline aldığın bir bardak çayın buharı bir başka dert katacak derdine. Düşüneceksin saatler boyu, “ah hani sevdiklerim nerede?” diye. Kıvranıp duracaksın akşam üstleri, yavrularını kaybetmiş yüreği yaralı ana kuşlar misali. Geceler, ah o kara geceler, yüreğine çökecek bir karabasan gibi. Kâbuslar arasında gidip gelmeler devam edecek geceler boyu… Pencereden bakacaksın gökyüzünde yıldızlar var, ay var. Hem sana yakın, hem senden uzaktalar. Tıpkı sevdiklerin gibi o yıldızlar. Dolunay odanın kara duvarlarını ışıtacak. Ama kalbinin kara duvarlarını ışıtmaya yetmeyecek gücü… Bana ne diyeceksin, ay doğmuş doğmamış, yıldızlar kara bir pencereden göz kırpmış kırpmamış. Ay ışığı daha da çok artıracak hasretini… ağlayacak ağlayacaksın. Ah o sabahlar. Ah o berrak sabahlar. Zoraki açacaksın ağlamaktan kızaran, moraran gözlerini… Sabahlar, seni rüyalarından ve rüyandaki sevdiklerinden ayıracak. Sabahlara sitem edeceksin. Ayrılmak istemeyeceksin rüyalarından, sevdiklerinden ve sevginin yataklarından. Ne kadar da berrak olsalar, sabahlar senin için bir kara kedi olacak. Vurulmuşluğun ve çaresizliğinle durgun kalkacaksın yatağından. Soğuk suyla yıkayacaksın gözyaşlarının tuzunu, içe içe çöl gibi çatlayan yüzünü. Yollara düşeceksin. Yollar seni sevdiklerine kavuşturmayacak. Belki daha da uzaklaştıracak. Ah o yollar. Bitip tükenmez yollar… Yollarda ağaçlar, taşlar, kuşlar ve yokuşlar. Her yanda yabancı bakışlar. Ağır ağır gideceksin. Her köşe başını dönerken sanki bir tanıdıkla karşılaşacakmış gibi hissedeceksin. Ama gördüklerin hep yabancı yüzler, yabancı köşe başları olacak. Zor tutacaksın gözlerinden akmak isteyen yaşları, yahut tutamayacak ağlayacaksın. Yollar sana düşman olacak. Sokaklar hep çıkmaz. Beynine çökecek hep o şehrin evleri… Ayakların geri dönüp kaçmak isteyecek ama nafile, dönemeyeceksin… Böylece mevsimler dönüp duracak, başında dönüp duran pervaneler gibi. Bahar rüzgârları esecek. Tatlı tatlı, ılık ılık. Başını döndürecek içini burup, delip geçecek. Gülmek istediğin anlarda bile yüreğine bir hüzün çökecek. Gülemeyeceksin. Yazın sıcaklığı daha da artıracak hasretin verdiği kasıp kavurmaları, yürek yangınlarını. Sonbahar rüzgarları ruhunun fırtınalarına eşlik edecek. Sonbaharda dalından kopan kuru yaprakla aynıdır kaderin. Ağlayan göklerle kardeşsin. Rüzgârda inleyen ağaçlarla aynıdır inleyişin. Kışın dondurucu soğukları ruhunu dondurur bir yapay kalıpta. Kar fırtınaları kulaklarına ayrılık türküleri fısıldar. Boğazında bir düğüm, boğazında masallardaki cadının kara kuru elleri, sıktıkça sıkacak seni. Gözlerinde bir buhurdanlık gibi hasret tütecek. Gözyaşları ruhunu yerinden oynatacak. Sarsıla sarsıla ağlayacaksın. Ruhun gün be gün arzu edecek sevdiğinle kavuşmayı. Ama çaresiz dönemeyeceksin o eski günlere… Bir bir kapandı kapılar, yok ki dönüşü… Ruhunu boğan tufanlar, sonbahar dalından kopan kuru yaprak misali savuracak seni şehir şehir. Oradan oraya sürüklenecek bedenin. Ah hasret, ah gurbet. Bir gün aynaya bakacaksın feri kaçmış gözlerinle… Saçlarına aklar yağmış geceye yağan karlar gibi. Yüzün hasret kaleminin yazdığı mektup gibi çizgilerle bezenmiş. Artık dudakların kırmızılığını yitirmiş. Son ümitlerin de bir güvercin olup ellerinden uçacak. Boylu boyunca gurbetin odasında, gurbetin yataklarına kapanacak ve bir ölü sessizliğiyle içten içe ağlayacaksın. Bir kızılca akşam sıkar ruhunu, gurbetin odasında gurbetin yataklarında. İşte gönlüm! Budur, bestesi âşık ruhunun dünya notası. Bul bu gurbette vuslatın yolunu şimdi ayakların dayanırsa mesafelere…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |