Aşkın aldı benden beni. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Caroline Giraud Koç Üzerinden 35 seneyi aşkın bir süre geçen bazı anların hatırlanması çok da kolay olmuyor, ancak bazı anlar var ki hatıraya dönüşünce değeri kat ve kat artıyor. Benim Bodrum hatıralarım da öyle işte. Bodrum güzel, Egenin insanı güzel, gençlik güzel, anne ve babanın varlığı size sahip çıkışı güzel, neredeyse güzel olmayan bir şey yok gibi. Sahilde bir iki yapıdan biri olan kahvehanenin önünden motosikletli bir genç geçiyor, o sırada önünden güzel bikinili kızlar geçiyordu. Nasıl oldu ise genç motosikleti devirdi. Kahvehaneden gülüşlerle “Gaptırıvedin garılara kendini” sözü ile gülüşmeler havada uçuşuyor. Benimse şu an aklıma "Dondurmam kaymak" filmi geliyor. Tabi ki kızlar da dönüp gülüştüler. İnsanlar, yani yörenin insanı size yardımcı olmak için elinden geleni yapardı. Zaman içerisinde toprakları para edince onlar da bozuldu. Bir filimden bir replik aklıma geldi “Para adamı bozar”. Hayatımda ilk defa kabak çiçeği dolmasını Bodrum’da yemiştim. Daha sonraki misafirliklerimizde Mehmet amcanın oğlu elektrikçi Mehmet için bahçelerinde yaptırdıkları evi pansiyon olarak tutmuştuk. Genelde erkek isimleri, Mehmet, Ahmet gibi isimlerdi. Anadolu’nun kültürü yozlaşmamıştı. Kültürün yozlaşması aslında evlatlara verilen isimlerde de kendini gösterdi Anadolu’da. Elektrikçi Mehmet nişanlıydı, babası Mehmet Amca her gün gelir bahçeyi sulardı. Bizde o bahçeden domates, biber gibi sebzelerimizi toplardık. Bir gün Mehmet Amca elinde bir tencere ile geldi. Eşi bizler için kabak çiçeği dolması yapmıştı. Dolmayı yerken az kalsın parmaklarımızı da yiyecektik. (Eski ifadelerimiz ne güzeldi). Annem hele çok beğendi ve tarifini alarak biz de yaptık. Hala yaparız. En önemli özelliği sabah erkenden kalkıp çiçekler kapanmadan kabak çiçeklerini toplayıp yıkamakmış ve böylece çiçekler kapanmayıp kolayca doldurulabiliyordu. İnsanların güzelliğine bakar mısınız, kiracısı olduğunuz bir evin sahibesi sizin için erkenden kalkıp dolma hazırlıyor. Bizim insanımızın böyle güzellikleri vardı, peki hala var mı? Kullanılan sular kuyu suyuydu Mehmet amcaların oğlu için yaptıkları evin bahçesinde de tulumba vardı ve biz tulumbadan su çekerdik. İnsanları mutlu yapan para mı? Yaşadıklarım tam tersini gösteriyor gibi. Sağlık ve sevgidir insanı dimdik ayakta tutan. Mavi en sevdiğim renklerdendir. Maviliklere açılmak ve gökyüzünün mavisi ile denizin mavisinin birbirine karıştığı ufka ulaşmak, güzel bir duygu ancak sen gittikçe birbirlerine çok da kavuşmadıkları görülüyor. Aslında hiçbir şey hiçbir şeye tam anlamıyla kavuşmuyor özünde, sular haricinde. Devam edecek[
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Leyla ÜNAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |