İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret |
|
||||||||||
|
Kayboluşum sürüyor... Yanıtlarını alamayacağım ve bulamayacağım bir yolda neden ısrarla yürüyorum ki? Ben, benden öte bana neler hissettiriyor ve düşündürüyor, aslında onun peşine düşmeliyim. Yarım asırlık ömrümde nereden nereye geldim? Bilirim yıldızlar yol göstermez insana, sadece aydınlatırlar yolunu. Gideceği yöne insanoğlu kendi karar verir. Kimi zaman bir şelaleye koşar, kimi zaman bir nehre, kimi zaman bir denizde bulur kendini kimi zaman bir ormanda ve belki çorak bir bozkırda. O halde kayboluşum sürmeli mi? Neden ısrarcıyım kaybolma yolunda? Ara sıra hayat denilen yolculuğumda ki bu yolculuğa tek başıma çıkmadım ben. Şanslı insanoğullarındandım, anneciğim yanımdaydı ben doğarken, erkek doğmadım diye üzülse de babacığım da yanımdaydı 6 aylıkken ilk ona seslenişimden itibaren “Baba karnım”. Zaman o kadar çabuk geçti ki, ne annem ne de babam sorularıma yanıt veremez oldular. Öyle büyüdüm ki bu sorularıma ben dahi yanıt veremiyorum. Kim buldu ki sorularının yanıtını? Bulan var mıdır? Yoksa hep arayışından vaz mı geçer insanoğlu? Ya da sormaz, kaybolmamak için? Doğa dediğim güzel alan, duygularım, en güzeli bahar misali aşk. Bahar gibi geçer mi? Hercai. Sevgi, gözlerimin ışıldadığı, yüreğimin en güzel ritmiyle taçlandırdığı duygularım. Meltemden poyraza gider mi eserken benliğimde, dönüşür mü zamanla sevgim nefrete? Kin, ne kadar uzak tutmaya çalışsam da bedenimden, yüreğimden, beynimden, anlık hortum misali çeviriverir paçavraya beni. Bıraktığı yıkıntılar arasında hava ılık ılık eser sıyrıldığımda. Hüzün, için için yağan yağmur misali, arada hızlanır, arada durulur. Kimi zaman yağıp geçiverir sağanak misali, kimi zaman dur durak bilmez günlerce yağar içten içe. Nefret, yağan kar ardından ayaza çeviren don misali, yüreğimi de dondurur, kaskatıdır yüreğim o an, kısa da olsa çözülene kadar kaskatı. Doğal hallerimden hep baharı sevmişimdir, şimdi anlıyorum neden… Yolculuğum sürerken sorulara takılmaktan vazgeçtim, cevabını bulamayacağım sorularda ısrarcı olmak niye? Can, canım, ruhum, hem beynim, hem yüreğim, belki biraz bedenim, benim ben ve ben hep baharı sevdim… Sorularda ısrarcı değilim, ben hep baharı sevdim... Baharın ılık ılık meltemi, ısrarcıyım sende bilesin… Leyla Ünal (11 Aralık 2013)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Leyla ÜNAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |