Konuş ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
BİR SARI ÇINAR YAPRAĞI Sustu... Konuşmaz oldu! Durma, konuş desen de Duymaz oldu! Bekleyenler, Beklemez oldu! Yollar ayrıldı! Ayrılmasın isterken Dönüp de ardına Bakmaz oldu! Bir sarı çınar yaprağı Süzüle süzüle rüzgarda Döküldü, karıştı toprağa... Leyla Ünal (14 Aralık 2012) Güz tanımı nedense daha iç ferahlatıcı sonbahara kıyasla, hiçbir şeyin sonunu sevmemekten mi kaynaklanır benim duygularım? Şarkının sözlerini şöyle değiştiriversem, nasıl olur? Aşkım bahardı Ümitler vardı Güz geldi diye Gönlüm karardı Halbuki en büyük aşklar sonbaharda yaşanır derler ama ben hep aşkı bahara, ayrılığı ise güze benzetirim. Aşk bahar gibidir çünkü cıvıl cıvıl, insanın yüreği şenlenir, gönlünde çiçekler açar, ya güz; yapraklar dökülürken ağaçlar çıplaklaşmaya hazırlanır. İnsanın çıplak kapması kötü bir duygu da ya yüreğinin çıplak kalması nasıl bir duygudur? İnsanın yüreği çıplaklaşabilir mi hiç? Mümkün müdür, yüreğimiz çıplak kalsın, yoksa biz öyle bir ağaç mıyız ki bir taraftan yapraklarımızı dökerken diğer taraftan yapraklarımız açsın? Güz bana hüzün verse de severim güzü, ağaçların yeşilden kırmızıya renklerini, turuncunun her tonunu. Tek sevmediğim karanlığın artmasıdır. Bazen insan karanlık arar. Ne zamanki gözyaşlarını saklamak istesin aradığı karanlıktır. Güzün yağmuru gözünde saklıdır, bırakıp salıvermek ise karanlığa saklanır. Bazılarımız sever ağlamayı ya da saklamaz ağladığını, gözünden inci taneleri dökülüverir, en insani duygudur ağlamak çünkü. Ağlamak Bazı acılarda yetmez Bazı ölümlere Örtüsüdür bazı acıların Örter, örtülmez Savunur bir süre Ağlayanlar sevinmeli Sevin ağlayabiliyorsan Acılar ardarda dinmeli Durur bir nöbetçi gibi Durur bir bekçi gibi Zamana gülmeli-gülmeli Sevin ağlayabiliyorsan Unutmanın kardeşidir ağlamak Uyur uyanır yatağında duyguların Düşüncenin kucağında hep çocuktur Ağlamak. Özdemir Asaf Ağlayabiliyorsan ne mutlu sana Düşün bir de ağlayamayanları Nereden geldik sonbahardan ağlamaya? Ağlamak yok bu hayatta, gülmek var. Düşmanlık yok bu hayatta, dostluk var. Yarınlarda seni sevmek var, mutlu günler var. Yarınlar benim, yarınlar senin, yarınlar onun, yarınlar bizim, yarınlar hepimizin. Ali Rıza Binboğa E bu da güzel, neyse ağlamayı bir kenara bırakıp, Sonbahara, pardon GÜZ’e dönelim. İnan ki ağlamadım Hüzünlüyüm sadece Gözlerimdeki nemler çığ gibi Yağar böyle her gece Güz gülleri gibiyim Hiç bahar yaşamadım Ya sevmeyi bilmedim yıllarca Ya sevince geç kaldım Şimdi delicesine Sevmek istesem bile Sonbahar sisi çökmüş üstüme Sevincim buruk yine Güz gülleri gibiyim Hiç bahar yaşamadım Ya sevmeyi bilmedim yıllarca Ya sevince geç kaldım Hakan Taşıyan İnsanın hiç sevmeyi bilmemesi mümkün mü? Ama güz gülleri gibi sevmesi de mümkün. Sevmek için insan geç kalır mı hiç? Sevgi yetişilmesi gereken bir tren ya da uçak mıdır ki geç kalalım? Sevgi içimizde, benliğimizde; saatlerimiz, dakikalarımız, saniyelerimiz gibi hep bizimle, bizimle mi acaba? Her zaman bizimle mi? Türküler bitti Halaylar durdu Horonlar durdu Al damar, mor damar, şah damar sustu Bahçeler put kesildi birer birer Meyveler salkım saçak taş Bir bulut uçardı Başıboş bedava Yandı kül oldu. Hüzün geldi başköşeye kuruldu Yoruldu yüreğim yoruldu Ağaç büyür arkasında koşamam Kervan yürür peşi sıra düşemem Yıldız akar uçsam da yetişemem. Hüzün geldi başköşeye kuruldu Yoruldu yüreğim yoruldu. Bedri Rahmi Eyüboğlu Sonbahar deyince aklıma sarı ve turuncu gelir. Sarı ayrılığın ya da hastalığın rengi iken turuncu neyin rengidir? Bilmem neyi ifade eder ama ben de hüznü anımsatır, sonbaharın rengidir turuncu. Sonbahar hüzündür, bir şeyin bitişidir, ya zeytinler! Sonbaharın en güzel meyvesidir zeytinler. Ya bağ bozumları! Sepet sepet üzümler. Zeytin berekettir ülkemde bir yıl ürün fazla verip bir yıl vermeyen zeytin ağaçları, bol ürün verdiği dönemde ülkemin ekonomisini bile düzeltir. Güz mevsimi; zeytinin hasat dönemi, bol üzüm ve incirin yendiği dönem, narların kendini göstermeye sergilerde yerini almaya başladığı dönem. Ancak ben ne zamanki tezgahlarda mandalina görürüm işte güz geldi derim. SONBAHAR Güz gelmiş Yerde sarı turuncu yapraklar Yapraklarını dökerken ağlar mı ağaçlar Gün erken kararıyor Lakin karar mısın umutlar Güneş batarsa elbet tekrar doğar Yeter ki sabret Gelir elbet zamanı Kışlar yaşanmadan Gelmez baharlar. Leyla Ünal Baharı bekleyen kumrular gibi Sende beni bekle sakın unutma Ellerin havada gözlerin yolda Bir tanrıyı bir de beni sakın unutma Ümit Besen Çok mu arabesk oldu bilmem! Google amca sonbahar geldi deyince ve sonbahar ekinoksunu doodle yapınca dökülüverdi işte. Ben baharı beklemeye başladım bile, başladım da güzün tadını çıkarmak istercesine başladım güze. Unutulmaması gereken ise dünyanın güney yarımküresi ilkbahar ekinoksunu yaşıyor bugün. Sevgiyle kalın… Leyla ÜNAL (23 Eylül 2014)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Leyla ÜNAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |