..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Başkaldırı > Tuna M. Yaşar




6 Ağustos 2020
Savaş Trafiği 7  
Ticari Savaşlar

Tuna M. Yaşar


Bahtiyar bağırıyordu. “Ey Amerika ey Amerika silleyi ilk vuran biz oluruz. Gerisini sen düşün.” Bütün kameralar zum olmuştu ona. Bahtiyar’ın sözleri bir başlangıca aitti, gerilim ve dönülmez adımlara. Silah sesi duyuldu. Suriye tarafından sıkılan birkaç el silah YPG den kaynaklıydı. Kameralar o yöne döndü. Az sonra Türk tankları birer birer sınırı aştılar. Kalabalık heyecanlıydı , bu müthiş manzara seyredenlerin bir tarihe tanıklığıydı. O ara ne konuşan oldu ne hareket eden.


:AAFD:

Bahtiyar coşku doluydu. Evde fazla kalamazdı. Peşine düştüğü yeni işi için kıvranıp duruyordu. Akşama doğruydu. Hazırlandı karısına ve kızına sarılarak vedalaştı. Bahtiyar “Biraz dinlenerek kendimi kolay ödüllendirmek yerine bir iş bitiyor diğerine başlıyorum. O yüzden yanınızda fazla kalmak istemedim. İşimizi düzene korsak buradaki tüccarlığımı bırakacağım, sizleri yanıma alacağım. Ama öncelikle bana söz verin. Belki işimiz bir iki hafta sürer. Bu zaman zarfında telaşlanmak yok. Suriye’deyken irtibatımız kesildi telaşlandınız. Haklısınız ama Türkiye’nin her yeri benim. Kaybolmam kolay kolay.”

Lara “Baba kaybolursan ne olacak o zaman. Türkiye geniş bir yer. İnsanlar yabancı ama tanıdık. Seni onlara sormanın en iyi yolu bize yanında telefonun olması. Biliyorum gittiğinde çok gezeceksin. Kaybolsan bile Türkiye’desin. İnsanın kendi evinde kaybolması eğlencelidir. Bir fikrim var. Bir kağıda ismini ve adresini yaz. Ne olur ne olmaz seni kaçırdıklarında telefonunu alırlar ama not kağıdını almazlar. Başına bir bayılma gibi bir şey geldiğinde o nota bakarlar seni bilirler.”

Bahtiyar “Lara doğru söylüyorsun. Hemen dediğini yapacağım. Ama bir daha endişeniz olmayacak.” Bahtiyar hemen ayakkabılarını çıkartıp içeriye girdi odasına geçti.Bir kağıt parçasına ismini ve adresini yazdı. Boynundaki muskanın içine sıkıştırdı. “Bakın not burada, beni fidye için kaçırsalar bile yerimizi, evimizi tespit edemezler. Çünkü not kağıdına kendi evimizin değil uyduruk bir adres yazdım.”

Mehtap “Sen ne olur ne olmaz cep telefonunu yanında taşıma.. Fideyeciler bizim ev adresimizi ve telefonumuzu öğrenirlerse dolandırıcılık ağlarını daha çok örerler.”

Bahtiyar “Sen de doğru söylüyorsun. O zaman bana PTT kulübesinden telefon etmek düşüyor.” Dedi kızına döndü. “Kızım sana dönüşte büyük bir sürprizim var. Annene ve evimize sahip çıkarsan hem ben sevineceğim hem sen.”

Lara ses çıkarmadı. Babasına sarıldı, annesi ile babasını annesi ile arabalarına kadar geçirdi. Bahtiyar korna çalarak hareket etti.

Yol trafiği şehir içinde yoğundu. Bahtiyar birkaç kez trafik lambalarında durdu. Bir kırmızı ışıkta dururken radyoyu açtı. Yine gerilim yine ABD ve Türkiye. Suriye’nin kuzeyinden çekileceğini vadeden ABD sözünü tutmuş. “Heyt be aslanım benim. Buna içerim ama trafikteyim. Alkole hayır kolaya evet. Bir çok uzman kolayı kötülüyor. Tahıma etmedikleri yok. Annem tahıma sözüm yok derdi bir yiyeceği eleştireceğinde. Ben ise tahım yanlısı değilim. Çünkü midem alkolün tadını biliyor. Hangisi güzel, alkolü mü her gün içsem kolayı mı. Alkol her gün içiliyorsa masum kola niye içilmesin. İşte felsefenizi çürüttüm sizi gidi uzmanlar. Heyt be.” Diye söylendi. Sonra bir marketin önünde durdu.

Marketten birer litrelik üç adet kolayla çıktı. Arabasının ön koltuğuna bıraktı. Yeniden hareket etti.

Şehirden çıkmış il sınır tabelasını geçmişti. Yan koltuğa uzanıp kolalardan birini alıp kapağını açtı. Yudumlamaya başladı. Kolaları belirli güzergahlarda içecekti. Şimdi içtiği Toprakkale’ye olana kadardı. Diğer ikisi Ceyhan'ı geçerken, diğeri Adana’ya yaklaşırken.

“Ölümsüzlerin şehri Adana.” diye söylendi. “İlyas’ın, Hızır’ın bilimum ölümsüzlerin kenti. Yaşar Kemal bile öve öve bitiremedi. Ne yazıktır ki Ermeniler tarafından yapılan katliamları da yaşadı. Ermeniler’in dilinde Adana ismi Kilikya.” Diye düşündü. Aklına Antakya geldi. Orası da Büyük İskender’in komutanlarından Antiakos’un isminden gelmeydi. Osmaniye mi, orası da önemli. Belediyesi her yıl roman yarışması yaptığından dolayı.

İkinci kola vakti geliyordu. Torakkale tepesine bakarken “Burası Yaşar Kemal’in yazdığı Yılanların Öcü romanının filminin çekildiği tepe.” Dedi. “Ey Toprakkale seni düşünmeme sen mi izin veriyorsun yoksa düşünmeye kendim mi izin veriyorum. Evet sen izin verdiğin için seni düşünebiliyorum. Bir insan nedir ki seni düşünebilsin. Sen hem izin veriyorsun hem davet ediyorsun. Ama davet ettiğinde gizliliğini korumak için bazen fark edilmiyorsun.” Diye Kolasının son kalıntısını da yudumladı.

Rıdvan’la Tren istasyonunda randevulaşmışlardı. Çünkü onun evi nerede bilmiyordu. Uzaktan Adana görünür oldu. Kentin yer yer ışıkları uzaktan seçilebiliyordu. Arabasının hızını düşürdü. Kente yoğun bir trafik içinde girdi. Hemen ileride köprüyü geçtikten sonra terminal göründü. O köşeyi döndü. Ardından tren istasyonu güzergahına girdi.

İstasyona geldiğinde Rıdvan’ın araba farlarını yakıp beklediğini gördü. Bahtiyar arabasını stop ettirdi, aşağıya indi.

Rıdvan “Hele hoş geldin. Sen uzun yoldan geliyorsun. Acıkmışsındır. Benim hanım evde öğlenden beri neler hazırlamadı ki. Hepsi senin için.” Dedi ekledi. “Telefonun hep ulaşılamıyor diyor. Neden?”

Bahtiyar “Evde bir antlaşma yaptık. Yanımda telefon taşımayacağıma dair. Endişemiz fidye için kaçırılırsak onlara kolaylık sağlamamak. Biliyorsun ne kadar ifşa o kadar tehlike.”

Rıdvan “Geç bunları, endişelerine saygılıyım ama endişe ile de işlerimiz yürümez. Gerçi bende de endişe var. Eğer yeni işimize adapte olursak eski endişelere sünger çekeceğiz. Bir daha fidye deme moralimi bozma ve beni takip et.”

İkisi de arabasına bindi. Şehir içinde yavaş bir hızla yol aldılar.


Tuna M. Yaşar




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın başkaldırı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Savaş Trafiği 2
Savaş Trafiği 1
Savaş Trafiği 3
Savaş Traiği 8
Savaş Trafiği 6
Savaş Trafiği 4
Savaş Trafiği 5

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Reptilian 1
Reptilian 2
Reptilian 3
Reptilian 4
Reptilian 5
Ağaçlara Fısıldayan Adam
Delibaş Cumhuriyeti
Ruhu Yarattık
Çizikler
Cehennemde Toplantı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Masa [Şiir]
Göbeklitepe 5 [Roman]
Göbeklitepe 4 [Roman]
Göbeklitepe 3 [Roman]
Göbeklitepe 2 [Roman]
Göbeklitepe 1 [Roman]
Çok Eskiden 9 [Roman]
Çok Eskiden 8 [Roman]
Çok Eskiden 4 [Roman]
Çok Eskiden 6 [Roman]


Tuna M. Yaşar kimdir?

Voltaire


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Tuna M. Yaşar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.