..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzım Hikmet
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Tarihe Yön Verenler > Emine Pişiren




9 Mart 2016
Yanan O Küçük Kız Hala Yaşıyordu  
Emine Pişiren
"Kuzey Vietnam'da saklandıkları tapınağa bir Amerikan uçağından dört napalm bombası atılmıştı. Can acısıyla tapınaktan dışarı koşturan çocuklar çığlıklar atıyordu. Elbiseleri, saçları, yüzleri, minik bedenleri yanmıştı. "


:CGHA:
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde bir tekstil fabrikasında greve giden 40.000 dokuma işçisi fabrikaya kilitlenmişlerdi. Aniden çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.

Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

Bugün 8 Mart. Ben bugün yanan 129 kadını düşünürken, küçük bir kız çocuğunun çığlıklarını da duyumsar gibiydim. Bir an sarsıldım. Kimdi o kız çocuğu? Hani hepimiz görmüşüzdür: En önde soyunmuş ağlayan koşan çocuk fotoğrafını...
Belki de kimsenin umurunda değildi aynı güne denk gelen, yani 8 Haziran 1972'de, dünyanın öte ucundaki bir ülkede çıkan yangını.


Kuzey Vietnam'da saklandıkları tapınağa bir Amerikan uçağından dört napalm bombası atılmıştı. Can acısıyla tapınaktan dışarı koşturan çocuklar çığlıklar atıyordu. Elbiseleri, saçları, yüzleri, minik bedenleri yanmıştı. Hatta o çocukların içinde küçük bir kız çocuğu dikkatini çekmişti. Kız çocuğu çırılçıplak çığlık çığlığa ağlayarak koşmaktaydı. Fotoğrafçı deklanşöre basmakta gecikmedi. İşte o fotoğraf ilerleyen günlerde kendisine PULUTZER ödülünü kazandıracak fotoğraftı. Hatta o anı görüntülemesiyle Amerika’yı dünya kamu önünde suçlanmasını sağlamıştı.

Sonrasını hiç düşündünüz mü?
Sağ kalan o çocuklara ne oldu?
Yaşadılar mı, yoksa öldüler mi?

Sorulara yanıtı Alman gazeteci fotoğraftaki o küçük kızın izini sürdü. Kim Phuc adlı kız çocuğunun bütün vücudu yanmıştı. Tam 14 ay hastanede yatarak tedavi görmüştü. Her pansuman esnasında aynı acıyı yaşamış ve yanık derileri yüzülürken küçük kız feryat figan kendinden geçmişti.

Küçük kız büyümüş hatta evlenmişti. Kanada’da siyasi mülteci olarak yaşam süren 34 yaşındaki Kim’in üç yaşında oğlu vardı. Ama Kim hala acı çekmekteydi. Çünkü vücudunda hala silinemeyen yaralar vardı. Teni hava alma yeteneğini yitirmişti. Üstelik bağışıklık sistemi çökmüş olduğundan hem şeker hem de astım hastasıydı. Kim yine de mutlu olmayı başarmıştı. Aynalarla barışıktı. Her aynaya baktığında “İyi ki yüzümde yanık yok” diye seviniyordu.

Yıl 1995…Ve Amerika’da Vietnam Savaşını anmak için tören yapılacaktı. Kim Phuc’da törene gitti. Onu konuşması için kürsüye davet ettiler. Genç kadın duygulanmıştı. O anı yaşıyor gibi gözlerinde acının izleri vardı. Kürsüde kısa ve barışı körükleyen şu sözleri konuştu:

"O bombaları atan pilotla karşılaşsam, ona "Geçmişi değiştiremeyiz..." derdim," Ama bugün ve yarın, barışa hizmet etmek için elimizden geleni yapabiliriz!"

Konuşması bitip salondan tam çıkacaktı ki adamın biri eline bir kâğıt sıkıştırdı. Kim. kâğıdı açıp okuyunca elleri titremeye başladı. Çünkü kâğıtta aynen şu cümle yazılıydı:

"Kim, o adam benim!"

8 Haziran 1972 günü, Vietnam'daki o mabede napalm atan uçağın pilotu John Plummer tam karşısında durmaktaydı. Savaş onu çok yıpratmış vicdanı onu din adamı olmasını sağlamıştı. Bu da yetmemiş çektiği o fotoğrafı göğsünde taşımış, her gün bakıp yüreğinin acısını sağmıştı.
Genç kadın yaşadığı tüm acıları unuttu sanki. Karşısında titreyen yaşlı adama doğru kollarını açarak koştu. Ve ona sarıldı.
Acının rengi hep aynıdır, derler. Oysa biri yıllarca ten acısı, diğeri vicdan acısı çekmişti.

Sizce hangi acının rengi koyuydu?

Tüm kadınların, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü “ kutlarken; haklarını almak için direnmiş ve cayır cayır yanarak ölmüş 129 kadının ruhları şad olsun.

Emine Pişiren- Kocaeli/Gölcük
08. Mart. 2016





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tarihe yön verenler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yanan O Küçük Kız Hala Yaşıyordu
Atatürk ve Rus Lideri Lenin Dostluğu
Benim Adım Ata Değil!..
Bedeli Çanakkale'de Altın Olarak Ödenecektir!..
Yanan O Küçük Kız Hala Yaşıyordu
Gerçekten O Köy Bizim Köyümüz Mü?

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Osho Yaşadığı Zaman Demiş ki...
Kırk Yıl Sonra Özgür Olacaktım
Şayet Bir Kadın, Bir Erkeğe Tecavüz Ederse - 1 -
Şimdi Aşkı Göze Alabilir Misiniz?
Hayat Ateş Üstünde Yol Almaktır - 3 -
Tarihteki İlk Kadın Şair Sappho
Konfüçyüs'ün Hayatı ve Dünyadaki Beş Ağır Suç
Asla Başın Öne Eğilmesin!..
Hayat Ateş Üstünde Yol Almaktır. - Birinci Bölümü -
Nasılsın Görüşmeyeli?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adamdan Saymışız [Şiir]
Ah Ulan Istanbul! [Şiir]
7. Didim Şiir ve Şairler Buluşması [Şiir]
Çekinme Söyle [Şiir]
Yağmur Kuşu Suskunluğu [Şiir]
Hangi Dua İle Sana Gelelim? [Şiir]
İsterdim [Şiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Şiir]
Madem ki... [Şiir]
Git Demene Gerek Yok [Şiir]


Emine Pişiren kimdir?

Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.