..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bilmezlik ile ne hoştum; hayalimde ne güzellik, ne de aşk vardı." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar > Emine Pişiren




15 Ağustos 2010
Tarihteki İlk Kadın Şair Sappho  
Emine Pişiren
Kadın Şair Sappho, espri yeteneğini yer yer dizelerinin arasında okura hissettirirken evrensel özellik taşıyan aforizmalara da şiirlerinde yer vermiştir. Aşağıdaki mini dizeleri okuduktan sonra düşüncem şu olmuştu; doğunun felsefe babası Cibran ve asi Şairi Hayyam sanki kadın şairden esin almıştı.


:CBBE:
Ustalar vardır, çeşit çeşit.
Ağacı bir ele almaya görsün, marangoz ustası. Ne harika, muhteşem eserlere imza atacaktır, atmıştır, özellikle de tahta oymacılığı ile uğraşanlar.
Terziler, adeta sanat harikaları yaratırlar. Podyumlarda renk renk birbirinden şık elbiseler ile gözlerimizi boyarlar.
Estetik cerrahi uzmanları, göze gönüle sakil gelen bedenleri ele almaya görsünler, 70 yaşındaki insanı 30 yaşında bir görünüm sağlayıp, yeniden doğmuş gibi hissetmesini sağlar usta eller.
Ya ressamlar, sanki kâinatı boyar ve resmederler.
Aşçılar ise midelerimize resmigeçit yaparlar, birbirinden lezzetli yiyeceklerle.
Ustaları saymakla bitiremeyiz. Ben asıl yazım emekçilerine sözü getireceğim.
Şiir ustası…
Öykü ustası…
Roman ustası…
Edebiyatın duayeni desek de kısacası onlar bir “yazım ustasıdır” işte.
Ben böyle yazım ustalarına yaşamımda birkaç kez tesadüf ettim. Hatta onlarla günlerce söyleştik ve onları yakından tanıma şansına sahip oldum.
Necati Cumalı ve Aziz Nesin başta olmak üzere, Murat Aykaç Erginöz ve Cansever Eyüboğlu ile epey bir zamanı üleşmiştik. Cansever Eyüboğlu’na sık sık gider, kütüphanesinde yolculuk eder gibi gözlerim ve ellerim okşardı adeta kitaplarını. Yine birlikte çay içtiğimiz bir gün ona sordum:
-     Öykülerimi bir okur musunuz şairim?
Birkaç dakika hızla gezindi öykülerimde. Yüzünde ne olumlu ne olumsuz bir ifade vardı. Onu pür dikkat izliyordum. Dudaklarından dökülecek her sözcük benim yazım yolumu belirleyecekti. Her ne kadar “ben iyiyim, bir yerel gazetenin köşesinde yazıyorum, okur beni beğeniyor, yazı işleri müdürüm beğeniyor, vb” düşünceler kafamdan geçmiş olsa da, ustanın sözü geçerliydi, bana göre. Ve usta konuştu:
-Evet, öykü yazabilirsin, öyküde kendini geliştirebilirsin, ama şimdi yeterli değilsin.
Yutkundum, heyecanımı bastırmak ister gibi birkaç kez yutkundum.
-Peki, yeterli olmam için ne yapmalıyım Cansever Bey?
-Ben dilini çok kullanıyorsun, iyi bir öykü yazmak istiyorsan, çok öykü okumalısın.
-Okuyorum, daha nasıl okumam gerek. Şiirlerimi nasıl buldunuz peki?
Öykü konusunda umutlarım balon gibi sönmüştü sanki. Yüzlerce öykü yazmıştım, ama usta beni iyi bulmamıştı. Dikkatini “yürek özlerim” dediğim şiirlerime çekmeye çalıştım.
Usta eline aldığı yakın gözlüğünü yeniden gözlerine takıp, bir –iki şiirime göz ucuyla bakıp, bana gözlüklerinin üstünden baktı:
-Şiir eril, nesir dişildir.
Bu sözlerden sonra uzunca bir süre öykü itaplarına gömüldüm. Şiir yazma iştahım kalmamıştı.
Bir gün eski bir şiir derleme kitabı elime geçti. Sayfaları tek tek gözden geçiriyor ve dizeler arasında geziniyordu yüreğim.
Aa o da ne!
Bir kadın şaire tesadüf etmiştim. Hem de Milattan önce 600’lü yıllarda yaşamış bir kadın şairdi. Satırları tek tek belleğimin arşivine eklerken, ustanın “şiir er kişinin işi” sözlerinin antidotu gibiydi okuduklarım. Kâh öğütler veriyor kâh da mesellerle gönüllere ferahlık veren dizelerin sahibi Sappho’nun derin kültürü beni etkilemişti. Peki, kimdi bu kadın şair Sappho?
Ege Denizinde Midilli adasının “Lesbos” kentinde aristokrat bir ailenin kızı olara yaşama gözlerini açmış. İyi bir öğretmen olan şaire, yaşamının ilerleyen karelerini pek de iç açıcı olarak geçirmemiş. Sappho bir türlü mutlu olamamış. Hatta başından mutsuz bir de evlilik geçirmiş.
Daha sonraları Sappho, karşılıksız bir aşka teslim olur; bu aşk, Midilli Adasının kayalıklarına sürükleyecek ve tarihe“ilk intihar eden” kadın şair olarak geçecektir. Rivayete göre, bir öğrencisine âşık olmuştur. Kimine göre bir balıkçıyı sevmiş ama sevilmemiştir Sappho.
Kadın şair Sappho’nun günümüze kadar gelen şiirleri tamam değildir. Bu nedenle bulunan birkaç şiiri üzerine pek bir yorum veya şiirleri hakkında bir ana fikir yargısı oluşturmak yanlış olur kanaatimce. Genelde kadınlara yönelik aşağıdaki dizelerinde “aşka yön verecek”öğütler içermektedir.
Yaşamını düğünlerde lir çalıp, geline…

“Git artık odana
Yatağına gir
Usulca sev, okşa erkeğini”
Ve damada;
“Sağlığına içiyoruz,
Mutlu güvey!
İstediğin güzel
Gelinin oldu:
Sana yaransın diye!”

Kimi kez bilge rolünü üstlenen kadın şair, beni yanlış yönlendiren yazım ustası C.E yüboğlunun “kadınlar düz yazıda başarılıdır, şiirde değil” sözlerine taş çıkartacak derecededir:

“Ne garip! En iyi davrandıklarım
Bugün en çok incitenler beni.”,
“Bir öfke kasırgası
Kopunca yüreğimde
Bir sersemin yüzünden,
Dilimi ısırıyorum patlamamak için.”,
“Eh! Ben yitirdim, Andromeda
Kazanan sen oldun
Bu alış verişte.”
Veya
“Bir o yana bir bu yana
Dönüp duruyorum,
Ne yapacağımı bilmeden.”

Kadın Şair Sappho, espri yeteneğini yer yer dizelerinin arasında okura hissettirirken evrensel özellik taşıyan aforizmalara da şiirlerinde yer vermiştir. Aşağıdaki mini dizeleri okuduktan sonra düşüncem şu olmuştu; doğunun felsefe babası Cibran ve asi Şairi Hayyam sanki kadın şairden esin almıştı.

“Acım… Damla damla akan”,
“Şu kadarını biliyorum
Ölüm kötü bir şey:
Bak, işte tanrılardan belli.
İyi bir şey olsaydı ölüm,
Önce tanrılar ölmez miydi?” gibi.

Sappho, bulunduğu dar çevrenin etkilerini olumsuz olarak omuzlarında taşımış ve bu konuda mücadele verdiğinde çevresinde “güçlü kadın” imajını da yansıtmıştır. Dizelerinde genelde us yürütmeleri ifadeleri yer alırken annelik duyguları da baskın çıkıp, duygusal davranmıştır. Hatta yaşamış olduğu hayal kırıklığını da hissedilir derecede şiirlerinde okuyabiliyoruz.

“Sordum kendime: Sappho dedim,
Elinden ne vermek gelir,
Her şeyi olan Aphrodite gibi birine?”,
“Belli artık,
Bal da, bal arısı da
Haram bana bundan böyle”

Ve özellikle şu dizeler Sappho’nun dramını göstermek zaviyesinden oldukça yeterlidir:

“Sappho, yeter dedim.
Boşuna ne uğraşıyorsun
Yumuşatmaya o taş yüreği?”
***
“Bütün ayrılık müddetince: Hoş geldin Grimna.”,
“Atthis, seni
Yıllarca önce daha yaramaz bir çocukken
Sevmiştim”,
“Bir tek kız olsun yoktur
Güzelliğinle boy ölçüşecek.”,
***
“Bütün bu olanlardan sonra
Beni düşünmek bile
Seni tiksindiriyor Atthis.
Kaçıp, Andromeda’ya
Gidiyorsun hemen.”,
“Aphrodite’nin baştan çıkarıcı kızı

Bir rivayete göre de, kadın şairenin bisexüel olduğunu ve kız öğrencisine olan aşkı olduğu söylenirken; Midilli müzesinde yer alan Sappho’ya ait olduğu bilinen bir papirüsteki dizelerden de bu rivayet değil de artık bir şüphe olduğu gerçeğini aşağıdaki dizelerden anlamak mümkündür. Belki de analık içgüdüleri ile yazılmıştı bu dizeler…

“Elbet seviyorum seni
Ama sen beni seviyorsan,
Genç bir kadınla evlen.
Nasıl katlanırım birlikte yaşamaya,”

Sappho çok akıllı ve kültürlü oluşu ile kendine kadınları da hayran bıraktıracak derecede hitabet sanatına vakıftı. Bu güzel söyleşi yeteneği bulunduğu dar çevre koşullarını da göz önüne getirecek olursak kıskançlık veya beğenmeler Sappho2nun şiirlerinin kurgusunda sıklıkla yer verilmiştir.

“Şapşal da olsa
Eli yüzü daha düzgün, Mnasidika’nın
Bizim tatlı Gyrinno’dan.”,
*
“Yumuşak ellerinle Dika,
Filizler koparıp
Süsle o güzelim saçlarını.”,
*
“Ne güzel giyinmişti
Ayaklarını örtüyordu
İnce Lidya işi, uzun sırmalı eteği”
*
Ve
“Daha eteğini kaldırıp
Ayak bileklerini gösteremezken.”,
*
“Kıbrıslı, beni seviyorsan
Öyle ürküt ki onu, övünmeye dili varmasın: Acım; damla damla akan -Ben, Dorikha,
*
Sevdiğimi yeniden kul ettim kendime-
Diye kurumlanamasın.” gibi.

Yaşamının ikinci yarısı mutsuzluklarla geçen Sappho, duygu ve düşüncelerini şiir yoluyla ifade eden ilk kadın şair olarak tarihe geçmiştir. Genelde işlediği ana teması KADIN VE KADIN TENİ olarak işlemiş olması onun bir kadının ruhsal ve tensel anatomisini "şiir yoluyla" Michelangola gibi, insan yüreğine resmettiğini düşünmekteyim.

“Yakındığım yok,
Bir düş değildi esin perilerinin
Bana bağışladıkları zenginlik.
Ben ölsem de adım hiç unutulmayacak.”
*
“Belki de unutursun sen beni.
Ama bil ki, gelecek günlerde,
Bir takım insanlar anacak beni.”

Çok doğru bir duygusal teşhis koymuş yukarıdaki dizesinde. Milattan önce 600’lü yıllarında yaşamış kadın şaire unutulmamış ve erkeklerde aradıklarını bulamamış hemcinslerine, adeta model olmuştur. Kişilerin cinsel tercihleri her ne olursa olsun asıl bizi ilgilendiren ve ağırlıkta olan edebiyat yönü yanı sıra TARİHTEKİ İLK KADIN ŞAİR oluşudur.
***

Emine PİŞİREN/Edremit-Akçay
26.01.2010

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Yorumlarınız Cansuyumuz
Gönderen: Emine Pişiren / , Türkiye
16 Ağustos 2010
Sevgili Ömer Faruk Hüsmüllü, Değerli gönüldaşım ve kalemdaşım, Uzun soluklu özgün metinlerimi okuyup, yorum yazma nezaketinde bulunup, beni onurlandırdığınız gibi, yazıma da çok manidar eşlik etmenizle mutlandığımı söylemeliyim. Son zamanlarda hızla tüketim toplumu olmakta dünya sıralamasında ilk üçe giren Türkiye'de "okur" oranı azalmış, ama "yazar" oranı fazlalaşmıştır. Bu nedenle sizin değerli bir okur ve yazar olduğunuz kanaatine vardım. Çünkü, yazının içeriğine girebiliyor ve temanın izleğinde yol alan bir değersiniz. Sonsuz teşekkürlerimi kabul edin lütfen. Sevgi ve saygılarımla

:: Çok güzeldi
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
15 Ağustos 2010
Zevkle okudum ve bilgilendim. Teşekkür ederim. Sizin olayınızın benzerini ben de yaşamıştım:13-14 yaşlarındayım. Kendimce bir roman yazıyorum. Otuz-kırk sayfa kadar yazdıktan sonra, kendime yakın gördüğüm bir ortaokul öğretmenimden okuması için ricada bulundum. Birkaç gün sonra yazdıklarımı verirken bana "Böyle roman mı olur? Vazgeç sen bu işten..." deyince adeta şok oldum. Yirmi yaşıma gelinceye kadar tek kelime bile yazamadım. Halbuki o öğretmenim daha nazik bir eleştiri getirebilirdi. O yaştaki çocuktan herhalde usta bir romancı gibi yazması beklenilmemeliydi. Bana yazdıklarını okumam için gönderen dostlarıma tavsiyem "Yazdığınızı sanki bir başkasınınmış gibi oku, birkaç gün sonra tekrar aynı anlayışla bir kere daha oku. Gerekirse defalarca, ama kendin oku." tavsiyesinde bulunuyorum. Çünkü ben de bir insanım ve çeşitli nedenlerden dolayı o eser hakkında bir değerlendirme yaparken objectif davranmayabilirim.Neyse,uzattım. Kusura bakmayın. Selam ve saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve yapıtlar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Osho Yaşadığı Zaman Demiş ki...
Konfüçyüs'ün Hayatı ve Dünyadaki Beş Ağır Suç
Beni Öldüremezsiniz, Çünkü Ben Bir At Sineğiyim...

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yanan O Küçük Kız Hala Yaşıyordu
Yanan O Küçük Kız Hala Yaşıyordu
Kırk Yıl Sonra Özgür Olacaktım
Şayet Bir Kadın, Bir Erkeğe Tecavüz Ederse - 1 -
Şimdi Aşkı Göze Alabilir Misiniz?
Hayat Ateş Üstünde Yol Almaktır - 3 -
Atatürk ve Rus Lideri Lenin Dostluğu
Asla Başın Öne Eğilmesin!..
Hayat Ateş Üstünde Yol Almaktır. - Birinci Bölümü -
Benim Adım Ata Değil!..

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adamdan Saymışız [Şiir]
Ah Ulan Istanbul! [Şiir]
7. Didim Şiir ve Şairler Buluşması [Şiir]
Çekinme Söyle [Şiir]
Yağmur Kuşu Suskunluğu [Şiir]
Hangi Dua İle Sana Gelelim? [Şiir]
İsterdim [Şiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Şiir]
Madem ki... [Şiir]
Git Demene Gerek Yok [Şiir]


Emine Pişiren kimdir?

Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.