İçine koyabileceğin bir karanlığın olmadan, bir ışığın olamaz. -Arlo Guthrie |
|
||||||||||
|
“…Göbeğini titretmeden gülen adamdan korkunuz.”-Konfüçyüs- “…Güçlü olan sayıca kalabalık kitleler değil, eğitimli kitlelerdir.”-Confüc yus- Konfüçyüs’ün hangi sülaleden geldiği hakkında kesin bir bilgi yoktur. Bazı kaynaklara göre Shang sülalesinin M.Ö 1450-1050 yıllarında kral ailesinden geldiğini söylencesi olmakla birlikte Shantung eyaletinde Tsu şehrinde M.Ö 551’de doğmuş olup M.Ö 479’da ölmüştür. Mezarı Ch’iufu’dadır. Öğrencileri mezarı başında tam üç sene yas tutmuşlardır. Konfüçyüs’ün öğrencilerinin sayısı 3000 bine varmış olduğu söylenir. Konfüçyüs gezileri esnasında birçok el yazması toplamış bir de şiir kitabı yazmıştır. Ünlü düşünür bilgiyi sadece bilgi için edinmemiş, bunu ahlak ve devlet işlerinde de uygulamış, önemli bir mihrak çalışması yapmıştır. Konfüçyüs nasıl bir insandır, sorusuna öğrencisi ve arkadaşı olan Lun-yü der ki; “Hoşsohbet, neşeli, onurlu, başkalarına saygı gösteren, fakat kendisine de saygı gösterilmesini isteyen, çok konuşanlara itimat etmeyen, tenkitlerinde de sakinliği tercih eden, bilmediği bir şeyi de “bilirim” demeyen, mütevazı, gençlere çok değer veren, iyi bir flüt çalan ve müzikten çok hoşlanan, hatta ‘ …Eğlence sadece arzulanan bir şey değil, hayatta lazım olan bir şeydir’ diyen bir insandır.” Demiştir. Ben filozofun kişilik rengini öğrendiğimde içimden geçeni inkâr etmeyeceğim. ”Belki de o dönemin peygamberiydi, kim bilir?” Milyonlarca kişiyi ardından sürükleme gücüne erişmiş bir filozofun doğaüstü yeten enek değil ama tam bir insan olduğu kesindir. Konfüçyüs uzak doğunun iyi bir düşünürü ve yıllarca ülkesini yönetmiş olan iyi bir siyaset adamıydı. Onun zaman zaman siyasette uyguladığı ve aldığı şaşırtıcı kararları Çin halkını şaşırtmıştır. Okuduğum kitap Milli Eğitim Yayınlarından çıkmış küçük bir el kitabıydı. Konfüçyüs’ün öğrencilerle yaptığı konuşmaları içinde toplayan bu kitap Çin’in en önemli felsefe kitaplarından biridir. Devletin yönetimi, ahlak prensipleri, sosyal düzeni, dini törenleri anlatıldığı gibi, ideal bir insanın ve toplumun nasıl olması gerektiğini anlatan kitapta, Konfüçyüs’ün aynı zamanda bir bilgeden ziyade iyi bir devlet adamı, reformcu olduğunun yanı sıra iyi bir öğretmen kişiliği de dikkat çeker. Kendine has yöntemleri ile eğitimi ve öğretimi popülerize ederek “öğretmenlik” meslek haline getiren ilk kişi olması da önem taşır. Konfüçyüs’ü daha da iyi tanımamız için Çin’in eski tarih sayfalarını açmak gerekir. Çin’de o dönemlerde hükümdarların çocuklarını eğiten özel öğreticiler vardı. Osmanlı Tarihinde Lalaların olduğu gibi. Devletin memurları ve idarecileri de Çin’de büyükleri tarafından yönetilirdi. Doğunun usta bilgesi de kendi tarzına göre öğrenci yetiştirmişti. Metotları bireyseldi, her öğrenci için özel konular seçmekteydi, sınav yapmaz ve öğrencilere yumuşak davranıp, özgür bırakırdı. Bu metodu ile öğrencilerin özgüvenlerini kazanmalarına neden olurdu. Konfüçyüs öğretiminde özellikle (*)“Li” ye çok önemserdi. Bu bir terimdi; “Uygun davranışlar, terbiye icapları, toplum kuralları ve dini vecibeleri içine almaktaydı” Bilgeye göre “Li” sadece dini vecibeleri yerine getirmek değildir. Devlet işlerinde de vazife alacaksa kişi, alçakgönüllü, nazik ve bilgili de olmalıydı. Sözün kısası filozof “Li”nin insan kişiliğini işleyen, hareketlerini kontrol etmesini sağlayan bir araç olduğunu açıklamıştır. Konfücyus’a göre; “…Eğer CESARET “Li” ile uyuşmaz ise ASİ ve İHTİLALCİ bir ruhun doğması kaçınılmazdır.” “…Eğer SAMİMİYET “Li” ile uyuşmaz ise KÜSTAH ve SAYGISIZ bir ruh doğması kaçınılmazdır.” “…Eğer NEZAKET “Li” ile kaynaşmaz ise bu da bir JEST olur.” Ve sonuca gelirsek, ünlü filozofun erdemi olmayan bir insanın bu öğretiyle işi olamaz ve o insanın kaba davranışlarını “Lİ” öğretisiyle kolay ayırt edebilir ve kendisini o kötü niyetli kişiden koruyabilir. Aşağıda bu öğretinin nasıl uygulandığını bir söyleşiyle kanıtlamış olması, ülkemizde de bu tür öğretilerin sivil toplum örgütleri kanalıyla, özel ve çok pahalı NLP kurslarıyla yapılacağına, keşke devletin okullarında yapılsa daha sağlıklı bir toplum, daha huzurlu ve kavgasız yaşanacak, BARIŞ kendi yuvasında kalacaktır. Hala umudumu yeşil tutmaktayım. Sevgi ve ışıkla. Emine Pişiren/Edremit Akçay-07.09.2009 Edebiyat Galerisi Net Yöneticisi KONFÜÇYÜS ÖĞRENCİSİ İLE SÖYLEŞİSİ: Konfüçyüs, Hükümdar’ın isteği üzerine bir süre için şehrin yönetiminde olmayı kabul etti. Yedi gün izledi. Yedinci gün yüksek memur Sao-Çengi idam ettirdi, cesedin üç gün açıkta kalmasını emretti. Öğrencileri çok şaşırdılar, yanına gittiler, sordular: “Sao-Çeng bu şehirde hatırlı ve kuvvetli bir adamdı. Simdi şehrin yönetimini aldıktan sonra ilk isiniz onu astırmak oldu. Bu yaptığınız doğru mudur? Bildiğimiz kadarıyla bu adam haydutluk, hırsızlık yapmamıştı…” Konfiçyus “Yaptığımın nedenlerini size açıklayayım” dedi ve anlattı: “Dünyada beş ağır suç vardır. Haydutluk ve hırsızlık bunların arasında değildir, daha sonra gelirler. Bu beş suç şunlardır: Birincisi uyumsuz ve asi bir tabiatla birlikte gözü peklik; İkincisi aşağı bir hayat tarzıyla birlikte inatçılık; Üçüncüsü çenesinin kuvvetli olmasıyla birlikte yalancılık; Dördüncüsü herkesin ayıbını, kusurunu aklında tutmakla birlikte herkesle dost geçinmek; Besincisi hak ve adalet duygusu olmamakla birlikte yaptığı haksızlıkları süslü ve parlak gerekçeler arkasına gizlemek… Sao-Çengide bunların besi de vardı. Nereye gitse taraftar topluyor, hizipler yaratabiliyordu; aldatıcı fikirlerini parlak konuşmaların arkasına gizleyebiliyordu; zulmüyle adaleti tersine çevirebiliyordu. Aşağılıklar birleştiği zaman ortaya çok güçlü bir kötülük çıkar. Ben de şehir halkı için tasalanmak yerine bu adamı idam ettirmeyi tercih ettim… Kaynak: Dünya Edebiyatından Seçmeler/Konuşmalar/Konficyüs/MEB Yayınları.1997(-Dr. Mukaddere Nabi Özerdim, Sinoloji Doçenti/Ankara-1962-) (*) Li: Bu sözcük bir kurban kabının piknografı olduğuna göre ilk çağlarda “kurban” anlamına gelmiştir. Bugün bile bu manayı taşımaktadır. Fakat Konfüçyüs, “Li” nin dini öneminden ziyade bunu öğretimde sosyal bir terim olarak uygulamıştır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |