Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattır. -Anatole France |
|
||||||||||
|
Zaman; felsefe yapma zamanidir. Biraz yalnizlik, biraz alkol ve biraz da macera zamanidir. Kapatirsin tum isiklari, acarsin muzigi... Ortam bari tam olsun diye de mumlari yakarsin... Tipki yaptigim gibi, tipki yasadigim gibi. Dusunuyorum... Emek verilen onca sey nasil olur da sacma sapan seyler yuzunden biter ki? Bu kadar kolay midir ask? Binbir taklayla elde etmenin zorlugu, deger vermenin anlami, yaninda olmanin sicakligi ve hep sadece onun mutlulugunu on plana almanin onceligi... Bu kadar kolay bitmemelidir iliski ama gun gelir biter ne yazik ki... Ben de bu kadar kolay olmamaliydi dedim kendime. Uzandim telefona ve baslayacaktim bizim askimiz boyle bitemez aforizmalarina... Derken baska birinin adi carpti gozume. Bir mesaj atmali miydim? Dusundum bir an. Mesajima hemen cevap geldi. Beni unuttun sanmistim, yarim saate ordayim diye. Biliyorum yalan ama mutlu hissediyorum. Gercekten de yarim saat sonra kapim caldi ve actim. Guzelliginden hicbir sey kaybetmemisti. Sahte ama sevgi dolu sevecenligi ile sarildi boynuma. Biraz dertleselim, biliyorsun balkonun yerini dedim. Rakisini doldurdum, bir duble de kendime koydum. Yorgunum su an biraz da dusunceli. Ben promilli olmayayim da kim olsun? Evet, anlat bakalim niye cagirdin beni dedi. Sohbetler, onca sene sonra tam tersine donmustu iyi mi? Sorulari o soruyor, bense cevapliyordum. Dertlesmem lazimdi ve nedense o an guvendigim tek kisi oydu. Cunku herkesten daha iyi biliyordu beni. Belki tam beni tanimamisti ama gercek beni rahatlikla gormustu. Uzun uzun sohbetin sonunda her zamanki tarifeden yol almanin herkes icin dogru olduguna karar verdik ve basladik... Tenini hissettikce eski ben anka kusu gibi kullerinden dogarken; ask ile tutusan, hayatini belli bir rotaya odaklayan ben yok oluyordu. Zaman gectikce kalbimin huzursuzlugunu hissediyor fakat yine de ozgurlugun tadini hissederek devam ediyordum. Aslinda aci cekmek istemiyordum. Fakat hissedilen bu ask acisinin erkenden yok olmasi anca baska buyuk bir aciyla yok edilebirdi ve o da su andi. Bir an kendime geldim. Elimde telefon ve numaraya bakiyorum. Olabilecekler hemen hemen bu sekilde gerceklesecek diye dusundum. Koydum telefonu masanin uzerine. Koca bir yudum aldim rakimdan da. Bu haldeyken kimseye bulasmamak lazim diye karar aldim. Ayriligin ilk gunu boyle bir sey ne yazik ki. Her seyi iyice daha da berbat edebiliyorsun veya sakinligini koruyup oluruna birakiyorsun. Oluruna birakmak en iyisi. En azindan geri donus olabilir. Belki.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Alp Şahin, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |