Yalnızca sevgiyi öğret, çünkü sen osun. -Anonim |
|
||||||||||
|
Defalarca uyarıldınız… Defalarca ama… Bu ana muhalefet; sadece tabeladan ibaret, gerisi boş denildi… Oy atarken mührünüz dahi dışarı taşmadı… Sonra? Emine Ülker Tarhan devrimiyle başladı yeni bir çağ… Muazzam bilgi birikimine sahip, Atatürkçü duruşu olan bir cumhuriyet kadınıydı… Benim partimin Atatürk ile bağlantısı kalmamıştır dedi… Kendisini izleyen bir azınlıkla Anadolu Partisi’ni kurdu… Sonuç? Feminizm, kadın hakları cart curt diyenler; işin içinde aşk, kaçamak ve pozitif ayrımcılık olmadığı için CHP ile devam etti. Kadıköy kadın kolları bunu beğendi, sonrasında da yeni dövme yaptırıp tekrar saçlarına yeni bir ahenk verdi. Maşallah. Sonrasında Muharrem İnce çıktı sahalara… Yahu… Sustuk sustuk, cumhuriyettir, çoğunluğun hakkına saygı duymaktır, amma velakin, defalarca bu dedeyi seçiyorsunuz ve Ey ümmeti Muhammed; bu işler onunla olacak gibi değil, gelin değişim yapalım dedi… Sonuç? Yine dedeyi seçtiniz… Partinin içine sızan kimi kimi bazı görüş ve koltukçular bunu beğendi sonrasında da adam kazandı diye Muharrem İnce kötülendi. Günümüz? Muharrem İnce; baba ocağına dönüyor haberleri yapılıyor, beraberinde de CHP’nin kendi üyeleri, tıpkı zamanında Muharrem İnce’nin dediği gibi, kendi cumhurbaşkanı adayını kendi seçecek haberi yapılıyor. Yahu ne fark edecek? Peki, peki biraz öngörü aşılayalım ki maske dahi takmanıza gerek yok, merak etmeyin… Partililer; aralarında cumhurbaşkanı adayı olacak kişiyi seçsinler… İlk aday Özgür Özel seçilsin mesela… Gerçek CHP’nin düşüncelerini taşımadığı için zaten cumhurbaşkanı olamaz ki... Kah iktidar yanlıları kah gerçek muhalifler niye oy versin? İkinci aday Muharrem İnce seçilsin mesela… Vaktiyle Kılıçdaroğlu’nu dahi parti başkanı seçen koltuk meraklıları ve İnce’yi kötüleyenler tarafından niye desteklensin ki? İktidarın ve gerçek muhaliflerin desteklemeyeceği de cabası. Haliyle nereye geliyoruz? Şuraya… Özellikle ana muhalefet ve sonrasında geri kalan benim gibi kendine has muhalifler… İktidarın avuçları arasına aldığı fanusta yaşayan balıklarız. Hepimizin kendine göre bir görüşü var, iyi hoş... Hepimiz belli sularda yaşıyoruz yine iyi hoş... Bazen aç bırakıldığımızda tıpkı hiçbir cacığa yaramayan Japon balıkları gibi çöpçü balıklarını yok edip, kendimizi bir şey sanıyoruz, o da iyi hoş… Gün sonunda ise; konu bizim ne düşündüğümüz konusu değil. Konu şu. Fanusu kontrol eden ne istediyse o oluyor… Bunu mesela yeni yeni fark eden portakal renkli japon balıkları da, fanus sahibi cama vurduğunda daha sevimli oluyor… Olan; tarihte belki adı dahi hatırlanmayacak, akvaryumu temizleyen ve istediği gibi yaşayan cesur çöpçü balıklarına oluyor olacak… Burası bir fanus. Gerçekler bu kadar basit. Hepsi bu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Alp Şahin, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |