..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Hakan Yozcu




16 Temmuz 2014
Koca Fadıma  
Hakan Yozcu
Gençliğinde güzelliği nam salarmış… Gençler, onu görmek için birbirleriyle yarış edermiş. Kim alacak köyün en güzel kızını diye kavga edermiş. Hele de düğünlerde oyuna kalkınca Fadıma Kız, kimse kalmaz yerinde onu seyre dalarmış…


:ACEE:

     Yine ölüm kol geziyor üzerimizde. Canlar alıyor, canlar yakıyor…
     Yine ölüm kol geziyor köyümüzde… Genç, yaşlı, erkek, kadın demiyor…
     İnsan, meğer bu alevlere düşünce yandığını anlıyormuş. Dert, başa gelmeyince acının ne olduğunu tam anlamıyormuş.
     Yine akşamüzeri, kahvede oyun oynarken tez ulaştı acı haber. Derler ya “Acı haber tez duyulur.” Yine öyle oldu. Tezinden geliverdi haber…
     Bu sefer, acıyı yüreğimize bırakan teyzemdi. Ana yarısı… Köyümüzün ulu çınarı… Ben diyeyim 100 yaşında, siz deyin 105 yaşında, başkaları bilsin 110’unda…
     Kimse bilemedi yaşını… Hesaplar yapıldı, ebcetler düşüldü… 96 diyen oldu, 98’i yeni devirdi, 100 vardı denildi. Ortak karar: 100’ü çoktan aştı oldu…
     Fatma Kara… Teyzem… Nam-ı Diğer Koca Fadıma…
     Köyde herkes böyle bilirdi onu. Kimse adıyla çağırmazdı. Ya Fadıma Teyzeydi , ya da herkesçe bilinen namı, Goca Fadıma…
     Gençliğinde güzelliği nam salarmış… Gençler, onu görmek için birbirleriyle yarış edermiş. Kim alacak köyün en güzel kızını diye kavga edermiş. Hele de düğünlerde oyuna kalkınca Fadıma Kız, kimse kalmaz yerinde onu seyre dalarmış…
     Zaman sonra Koca Mehmet olmuş kısmeti… Köyün yiğit delikanlısı, Koca Mehmet’i… Kim bilir belki de bu nedenle kendine de kalmış bu nam… Adı oluvermiş bundan böyle Koca Fadıma…
     Teyzem, aşçılığı ile de dillere destan olmuş. Her düğünde baş aşçıymış… Zira önceleri düğünler yemekli olurmuş… Çocukluğumdan hatırlarım… Kazan kazan yemekler yapılırdı avluda… Koyunlar kesilir, etler doğranır, kazanlara atılır, yahniler, kuru fasulyeler, pilavlar yapılırdı… Bazen fırınlarda patateslerle fırın kebapları yapılırdı… Bazen de makarnalar pişirilirdi… Odun ateşinde pişirilen bu yemeklerin tadına doyum olmazdı doğrusu… Herkes masalara oturur, büyük bir iştahla bu yemekleri yerdi…
     Daha birçok meziyetleri vardı teyzemin… Ekmekler yapılırdı evlerde. Kadınlar toplanır, bir araya gelir, imece usulüyle birbirlerine yardım edip ekmekler yaparlardı. Teyzem de baş kadın olurdu hep. Ekmeği yapar, açar veya pişirirdi… Yine o zamanlar köyde biri öldü mü, ona başvurulurdu… O zamanlar ölüler evlerde, arkada hazırlanan barakalarda yıkanırdı. Dualar okunurdu. İşte teyzem bu işleri de çok iyi yapardı…
     Bu nedenle olacak, sevilir, sayılırdı… Herkes hatırını sayardı… Bayramlarda eli öpülürdü… Köyümüzün Koca Fadıma’sıydı…
     Annemle elmanın iki yarısı gibiydi. Birbirlerine çok benzerlerdi. Yan yana geldiler mi tek yumurta ikizi gibi birbirlerinden ayırt edilemezlerdi. İlk defa birini gören, öbürünü de o sanırdı. Öyle ki ben küçük çocukken, teyzemi görünce annem sanıp sarılırmışım…
     Nelere şahitlik yapmıştı yıllarca kim bilir? Köyün her bir olayına tanıktı. Dile kolay… Bir asrı geçmişti ömrü…
     Derler ya…”Yüz yaşını aşan Tanrı tarafından günahları affedilirmiş, bağışlanırmış tüm suçları” Onun öyle pek suçu da olmadı doğrusu affedilecek… Çünkü O, herkesin gönlünde taht kurmuştu. Allah’ın iyi kuluydu… Sevilir, sayılırdı…
     Nice hastalıklar atlatmıştı. Nice kötü günler geçirmişti… Hepsine de karşı durmuş, dağlar gibi ayakta kalmıştı…
     Ama olmadı… Bu defa dayanamadı…
     Yılların acısı onu da zayıf düşürdü… Hastalık bu defa bırakmadı yakasını. Hastane köşelerinde yattı bir süre… Doktorlar yine de umutluydu. Bol su içmeliydi. İyi bir bakım ve istirahat şarttı. Hepsi de yapıldı. Çocukları etrafında pervane oldu. Evlatlık görevlerini en iyi şekilde yerine getirdiler. Umutlarını kaybetmediler. Ama nafile işte. Bazen yetmiyor. Allah’ın dediği oluyor. Çünkü çare yok ölüme. Derken ecel bir gece gelip aldı sessizce onu bizden…
     Geride koskoca bir ömür kaldı…
     Sanki hiç yaşanmamış, hiç olmamış bir yaşam…
     Tatlı, sevimli, güleryüzlü bir teyze…
     Bırakıp gitti bizi…
     Yüreğimiz buruk kaldı… Acımız derin oldu…
     Gönlümüzde kalacak sevgisi, adı hiç unutulmayacak…
     Şarkılar, şiirler yazılsa, azdır adına
     Ömür gelip geçiyor işte,
     Yattığın yer nur, mekânın cennet olsun Koca Fadıma…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kadın Olmak Zordur
Sana Geliyorum
Hocaların Hocasını Uğurladık

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir "Mavi Köşk" Yazısı
Kıbrıs'ın İlk Yerli Komedi Filmi
Öyle Bir Dünyada Yaşıyoruz Ki!
Girne’de Kahve İçimi
İstanbul Notları
Ben Olsam
Meyhi Keyf
Nerede O Eski Ramazanlar?
güvercinlik’te Hafta Sonu
Muhtarlarımızın İstekleri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Acı Ektim [Şiir]
Kara Güzel [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Vakit Gelince [Şiir]
Hayallerim [Şiir]
Gönlümün Tacısın Yar [Şiir]
Kurban Olurum [Şiir]
Yüreğimde İhtilal Var [Şiir]
Hayat Seni Çözemedim [Şiir]
Helallik İstiyorum [Şiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.