..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Doğallık sahip olunan değil, kazanılması gereken bir erdemdir. -Cervantes
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Sinema ve Televizyon > osman tatlı




3 Mayıs 2013
Türk Sinemasında Kürtler  
osman tatlı
“Türk Sinemasında Kürtler” ifadesi ne kadar itici ve üzücü bir kullanım değil mi? Bu ülkenin vatandaşlarını ötekileştirmek ve zencileştirmek Amerika’ya yakışsa da Türkiye’ye yakışmayacak bir yaklaşım biçimidir.


:AEAD:
“Türk Sinemasında Kürtler” ifadesi ne kadar itici ve üzücü bir kullanım değil mi? Bu ülkenin vatandaşlarını ötekileştirmek ve zencileştirmek Amerika’ya yakışsa da Türkiye’ye yakışmayacak bir yaklaşım biçimidir. Bu tür ifadeleri kullananlar ister farkında olsun ister olmasın toplum arasında bir ayrımcılık tohumu atmaktadırlar. Ayrıca bu durum gösteriyor ki bilinç altına yerleştirilen faşist söylemlerin her yerde kendini gösterdiğidir. Milli kültürden evrensel kültüre yol alan sanatta bile faşist tohumların serpiştirilmesi kadar kötü bir anlayış olabilir mi? Toplumun ortak bir ürünü olan ve olması gereken sanatta ayrımcılık yapmak bu ülkenin insana ihanettir. Birilerinin varlığını kabullenirken, diğerlerine zenci muamelesi yapmak zalimlikten başka bir şey değildir.

Türk sineması başlığı bile, ortak bir ürünün çalışması olan sinemada ikilik yaratıldığını göstermektedir. Dolaysıyla bu ikiliği ortadan kaldırmanın yolu bu tür söylemlerin kaldırılmasıdır. İnsanların arasında ayrımcılığın üzücü boyutlarını kaldırmanın yolu söylemlerin değişmesinden geçer. Öyleyse daha genel ve kuşatıcı bir isme gerek vardır. O da bütün toplumu kuşatacak ve herkesin emeğinin kabul edildiği (birilerin emeğine başkasının konmadığı) isimlendirmeler yapılmalıdır. Sinema da bu Türkiye Sineması olarak adlandırılmalıdır. Böylece sinema belli bir sınıfın ve ırkın malı olmaktan çıkmış olacaktır. Yıllarca emeği hiçe sayılan insanlardan bir nebze özür dilenmiş olacağı gibi yok sayılan insanlara itibarı geri verilmiş sayılacaktır.

Bu ülkenin sinemasında yıllarca dışlanma ve değersizleşme politikası güdüldü. Bu itibarsızlaştırma ve değersizleştirme: Kürtler ve dindar insanlar üzerinden yapıldı. Evet, Türk sineması denen anlayış ilk günden itibaren kendi içinde Kürtleri ve dindarları dışladı. Sinema sektöründe barındırmadı. Barınmaya çalışanlar da birçok zorluklarla yüzleşmek zorunda kaldı. Sadece dışlanma ve küçümse yetmedi. Filmlerinde Kürtleri hep küçümsediler. Alay konusu yaptılar. Aptal yerine koydular. Eğlence malzemesi yaptılar. Görgüsüz gösterdiler. Cahil oldukları acımasızca anlattılar. Öyle ki ülkenin bir parçası olan doğudan insanlar nefret etmekle kalmadılar, oluşturulan önyargılar hala zihinlerde silinmedi. Silinmediğini hala faşist yaklaşımların devam etmesinden anlıyoruz.

Hala bile haber programlarda doğunun en ücra köşelerine kameraları çevirip, insanların saf ve doğal hallerini anormal tanıtmaya, dolaylı bir alay konusu yapmaya çalışıyorlar.

Kürtler kadar bu ülkenin sinemasının acısızlığından dindarlar da nasibini aldı. Dindarlar sinema sektöründe barınmasına izin verilmedi. Barınmaya çalışanlar suçluymuş gibi kimliklerini gizlemek zorunda kaldılar. İstemedikleri ve sevmedikleri ortamlarda bulunmanın acısını çektiler. Oluşan bu acımasız çarkta seslerini duyuramadılar. Hep ezildiler. Bu muamele reel de işlerken, filmlerde de Kürtlere yapılanın aynısı yapıldı. Dindar insanlarla alay edildi. Ötekileştirdiler. Küçümsediler. İnsanların dindarlardan uzak tutmak hatta nefret edilen insanlar haline getirdiler. Beyaz Türkler tuttukları köşelerde bu ülkenin iki önemli parçasını hep dışladılar. Ötekileştirdiler. Aslında Amerika’nın siyahlara yaptığını, beyaz Türkler, Kürtlere ve dindarlara yaptılar.

“Türk sineması” kullanımı bir dil alışkanlığı değil, baskıcı, ayrımcılık ve faşist bir söylemin neticesi olduğundan artık yerini “Türkiye sineması” söylemine bırakma zamanı gelmiştir. Geçmişin acıları bir nebze de olsa hafiflemiş olur.

Osman Tatlı

www.osmantatli.com.tr

osmantatli@gmail.com

https://twitter.com/otatli63




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sinema ve televizyon kümesinde bulunan diğer yazıları...
İklimler / Film Eleştirisi
120 / Film Eleştirisi
Üç Maymun / Film Eleştirisi
Neşeli Hayat
The İmam"ın Savaşı Kiminle
Doldurmanın Tadı Adından Değil, Malzemesinden Anlaşılır
Türkiye Sineması ve Sinemada Algı
Şiddetin Yükselen Yeni Adı: Testere
Suskun Sinema Yazıları
İlişkilerde İklim Yapaylığı

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Edebiyat Fakültesinde Dergi Çıkarmak
Nişantaşı"nda Kitap Okumak Kedi, Köpeklere Kaldı
Batı Rüzgarı Doğu Rüzgarı
Kitabın Hayata Yansıması ve Yabancılaşma
Köşe Sultanları
Doğu Felsefesi ve Kişisel Gelişim
Sanal Sohbet
Facebook Dindarlığı
Dershaneler Ne İş Yapar?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yalnızlık Sözleri I [Öykü]
Hayalim Yazar Olmak [Roman]
Hayalim Yazarlık [Roman]
Okuyorum Ama Yazamıyorum? [Roman]
Yazar Kimliği [Deneme]
Aşk ve Cinsellik Ayrı Şeylerdir [Deneme]
Aşk Yolculuğu [Deneme]
Yazar Konuları Nereden Alır [Deneme]
İslamda Kadına Kırbaç [Deneme]
Yazarlık Yolunda Ara Söz [Deneme]


osman tatlı kimdir?

okuyucu ile beraber yolculuk yapmak


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman tatlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.