Fırtınalar insanın denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois |
|
||||||||||
|
bitti bütün vaatler tekinsiz karanlıkta kördüğüm oldu yollar güneşin ölümüne şahit oldu sömelek çocukları artık güneşsiz bir dünyada yaşayacak doğacak olanlar alışır mı karanlığa gözleri bunu konuşuyor köşe başlarında etliye sütlüye karışmayanlar herkesin sorusu şuydu peki güneşe ne oldu ne yaptık biz ona fahişelerin ve zındıkların başlarına kutsal peygamberlik nuruna benzer ışıklar taktı birileri dağıldı dağlardaki sürüler ve çoban çok geç anladı artık kavalının ötmediğini öylece kalakaldı ıssızda nereye gideceğine bir türlü karar veremedi belki hala oradadır açlıktan ölmemişse oturduğu taşın üzerinde peki neden doğmuyor güneş çoban ne yaptı ki ona ihtişamlı bir çürüme başladı dans ediyor çürük kurtları lağım fareleri şarkı söylüyor kemiriyor böcekler kutsal kitapları din adamlarının sesleri delik deşik çıkıyor bu yüzden kevgire dönmüş yağlı sesleriyle hala devam ediyorlar dualarına ne dedikleri anlaşılmaz oluyor seslerinin deliklerinden üğünürken heceler hatta gülüşleri ve düşleri yiyen asalaklar yüzünden gülüşler liyme liyme yüzlerden dökülüyor gülüşler ne kusur işledi güneşe karşı neden doğmuyor baharat kokan zeytin kokan aşk kokan şehirler yıkılmaya başladı bilinmedik caniler doluştu umutların sokaklarına yol kıyılarında ölmüş it leşlerinin açılmış ağzının içinde kıvıldayan kurtlar gibi sokak satıcılarının-türkücülerin-seslerine bile üşüştüler kervan yollarını eşkıya kesmiş olmalı çünkü türkü ve aşk gelmedi kaç gündür buralara ayı yakalayıp şehrin meydanında çırılçıplak oynatmışlar fısıltıyla yayıldı böylesi haberler ve rüzgar ürküp kaçtı uzak bir yerlere başları sımsıkı kapalı yüzleri peçeli kızlar donlarını çıkartıp dolaşmaya başladı ortalıkta tam bir rezalet karanlıktı karanlık keskin bir bıçak kadar ölüm taşıyordu dün kol kola dolaşan arkadaşlar köşe başlarında birbirini katletti ve kandan uykulara yattı kalanlar kandan döşeklerde çocukların yüreklerine saklandı Tarık suresi bir adam içindeki eşiği söktü ölürken uzattı yarine ve dedi ki aslında bu eşikten varılan sendin sana açılıyordu içimdeki kapılar bir adam dedi ki bir başka yurt aradım bunca ömrümde dolaştım o diyardan bu diyara meğer asıl diyar ya özgürlük ya ölümmüş lakin özgür olmayan bir dünyada ölmek kurtuluş değil cellatlar susturdu ölüleri dünyanın kulaklarına kurşun döktüler tarihin bütün kazanımları insan hakları hayan hakları kadın erkek çoluk çocuk hakları bütün haklar seyre çıktı bir çağın göçüşünü oysa aşk nerede ve ne zaman göçerse göçsün bütün çağlardır devrilen karanlığa zulum öyle bir vurdu ki aşka devrildi bütün çağlar güneşin doğmama nedeni bu olmalıydı ADNAN DURMAZ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © adnan durmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |