..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamın tanımı yoktur. -Halikarnas Balıkçısı
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Hulki Can Duru




15 Mayıs 2012
Gençleri Neden Sevemiyorum?  
Hulki Can Duru
Bana kalırsa Marx ve Darwin çuvalladı gibime geliyor, çünkü yeni yetişen kuşaklarda sağlıklı bir evrim yok, gelişme yok, tekamül yok. Tam tersi bozulma, çürüme ve kokuşma var… (Bu durumda Freud haklı çıkıyor) En çok kime acıyorum biliyor musunuz? Bunların anne ve babalarına… Çünkü modern psikoloji ana babayı suçlamayı kendine en kolay yol olarak ilke edinmiş.


:AICF:
Onları görünce yön değiştiriyorum, o sokağa girmiyorum, o caddeden geçmiyorum. Onların gittikleri yerlere, kafelere, publara gitmiyorum. Okul saatlerinde dışarı çıkıyorum. Okulların tatil/paydos olduğu zamanlarda ortalıkta dolaşmamaya çalışıyorum.

Çünkü onları görmek, onların sesini duymak beni rahatsız ediyor. Ve kendimi onlara sevdirmek veya onlara sempatik görünmek gibi bir amacım da yok. Tek isteğim şu: Aman bana bulaşmasınlar.

Tek başlarına olduklarında, başlar önde, mahcup ve korkak bakışlar, duvar diplerinde sürünerek gitme, ama üç-beş bir araya gelip sürü haline dönüştüler mi… kaçan kurtulur…

Son derecede bencil, paragöz, sevgisiz, egoist, küstah, şımarık, azgın, saldırgan, huzursuz, kendini beğenmiş, moda düşkünü... Sokaklarda, caddelerde, metro, tramvay ve otobüste bağıra çağıra konuşuyorlar ve arada bir yan gözle de çevreyi süzüyorlar kendilerine bakan var mı diye…

Arabaların kapılarını çizmek, mala mülke zarar vermek, kapı önlerine yığma ayakkabı bırakmak, çöpleri ve izmaritleri sağa sola atmak, sokak aralarında çığlıklar atarak top oynamak, duvarlara satanist yazılar yazmak, gerektiğinde her türlü gerekçeyle arabaları yakmak, mağazaları yağmalamak, ortalığı kırıp dökmek…

Çoğu ruhen hasta, psikopat ve hepsinin karmaşık cinsel sorunları var. Eşcinsellik ve lezbiyenlik artıyor. Hepsinin psikolojik yardım alması gerekiyor. İçleri nefret dolu ve birilerinin bir yerlerde kendilerinden çok daha iyi koşullarda gününü gün ederek varlık içinde yaşadığına inandıklarından çok mutsuzlar.

Bana kalırsa Marx ve Darwin çuvalladı gibime geliyor, çünkü yeni yetişen kuşaklarda sağlıklı bir evrim yok, gelişme yok, tekamül yok. Tam tersi bozulma, çürüme ve kokuşma var… En çok kime acıyorum biliyor musunuz? Bunların anne ve babalarına… Çünkü modern psikoloji ana babayı suçlamayı kendine en kolay yol olarak ilke edinmiş.

E tabi bir de şu var: Kimse gençleri eleştirmeye cesaret edemiyor. Çünkü onları eleştiren hemen “geri kafalı, gerici, tutucu, muhafazakar, kompleksli, faşist” gibi yaftalarla damgalanıyor.

“Sen hiç genç olmadın mı?” diyeceksiniz bana? Oldum oldum, ama biz 68 kuşağıyız aramızda dağlar var…

A evet unutmadan söyleyeyim: burada söz ettiğim salt bizim ülkenin gençleri değil. Yanlış anlaşılmasın genel olarak tüm dünya gençliğinden söz ediyorum.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Benim kuşağım...
Gönderen: Hulki Can Duru / , Türkiye
2 Haziran 2012
Benim kuşağım ve çevrem Joan Baez, Bob Dylan, John Lennon, Ruhi Su, Rahmi Saltuk, Aşık İhsani gibi protest halk ozanlarının başkaldırı türkülerini dinleyerek, söyleyerek büyüdü. Gelecekte savaşların sona ereceğine, sonsuz barışın gerçekleşeceğine,dinciliğin ve gericiliğin yok olacağına ve herşeyin üstesinden geleceğimize (We Shall Over Come !) yürekten inanıyorduk. Sokaklarda gördüğüm paspal kılıklı, çirkin yüzlü, asık yüzlü, yeşil takkeli, sakallı adamlar, sümükleri akan saçları kazınmış çocuklar ve kötü bakışlı sıkmabaş kadınlar, bir daha hiç ortalıkta gözükmemecesine, yavaş yavaş ortadan kaybolacaklar, onların yerini alacak pırıl pırıl güzel insanlar çoğalacak ve ülkemizi aydınlığa taşıyacaklardı. Ülkemiz aydınlanıyor mu?

:: Eleştiriler hk.
Gönderen: Hulki Can Duru / , Türkiye
2 Haziran 2012
Bu yazıya yapılan eleştirileri haklı buluyorum. Ancak, gençleri de eleştirmek zorundayız. Ben gençken mükemmel biri olduğumu iddia etmiyorum tabi ki ama biz öncelikle düzeni eleştiren ve düzeltme çabası içinde olan bir kuşaktık. Erkek ve kadınların özellikle dinsel gericilikten kurtularak daha özgür ve mutlu olacağına inanıyorduk. Gelecekte her şeyin düzeleceğine dair bir inancımız ve umudumuz vardı. Fakat şimdi görüyorum ki din, gericilik, şiddet, bayağılık ve magandalıkla boğuluyoruz. Ve bu durum gençlerin umurunda değil. Koşa koşa “Recep İvedik” gibi olmaya çabalıyorlar.HCD

:: biraz fazla haksızlık olmadı mı
Gönderen: Ayşe Başın / , Türkiye
1 Haziran 2012
Çok karamsar bir tablo çizmişsiniz gerçekten. bu öfke niye. mehmet Bey e katılıyorum. Nitekim tarihte okuduklarımız bugün yaşadıklarımızdan pek farklı değil.fark biz yaşlanıyoruz. ve onlar gençler. Bizim kaybettiklerimize sahipler. Gençlere kızmak yerine biz o günün şartlarında neler katabildik diye içinde bulunduğumuz topluma diye özeleştiri yapmak gerektiğini düşünüyorum. Dolumu yaşadık. Herkes kendi vicdanında verir mutlaka cevabını. Çoğunlukla dilde verdiğimiz cevaplar özümüzle tutmaz oldu. gençler değil , hayatı bilen bizler ne kadar yarar katabiliyoruz insanlığa..ya da en azından zararımız dokunmasa. hayatı bildiğimizi iddia ediyoruz her fırsatta, ama yaptıklarımız ortada. Gençleri çok seviyorum. , Haksızlık yapmayalım isterim.

:: Evet... yorumlara teşekkür
Gönderen: Hulki Can Duru / , Türkiye
23 Mayıs 2012
Dünyadaki kaosa ve gençlerdeki bozulma ve çürümeye hiçbir din, inanç veya felsefe bir çözüm bulamamış. Her din, inanç veya felsefe en iyi yol ve yordamın kendilerinde olduğunu ileri sürmüş, ama hiçbiri durumun düzelmesine bir katkı sağlayamamıştır. Bunun böyle olmasının nedeni ne acaba? İnsanlarda ya da gençlerde mi iş yok, yoksa o dinler, inançlar, felsefeler mi yetersiz?

:: insan...
Gönderen: Bilal Birûni / , Almanya
21 Mayıs 2012
Insan eline gecirdigi herseyi mahvetme egiliminde.. Görgü denen sey toplum icinde hakin olan kurallar silsilesiydi. sükür ki! onu da medya ve bizler bu tür diziler filmler vs. ile katlettik. edepsizlik almis basini gidiyor. adab dedigimiz de zaten Allahin insanin öz fitratini korumasi adina gönderdigi Kurandir bizzat.. ne mutlu ona uyana. iyi geceler...

:: Katılmıyorum
Gönderen: Mehmet Ali Özler / ,
18 Mayıs 2012
Ben de bazen böyle düşünür oluyorum. Eleştirmek istediğimde sizin yazdıklarınıza daha neler, neler eklemek istiyorum. Lakin insan tarihinin geçmişine baktığımda apayrı, bunun tam tersi bir tablo ile karşılaşıyorum. Daha düne kadar, dünya nüfusu 3 milyar seviyelerinde seyrederken pisliğin, gaddarlığın ve vahşetin en üst safhalarını 1. ve 2. dünya savaşlarında yaşadık. O nesil şimdikilerden çok mu iyiydi? Biraz daha gerilere gidelim: Hangi bir imparator veya bir kral bugünkü düzen ve sistemden daha iyiydi? Hangi furavunlar, hangi israilliler, hangi hiristiyanlar, hangi müslümanlar zamanımızda olduğundan daha iyiydi? Okuyun lütfen Tervatı, İncili veya Kuran'ı Kerimi! Hangisi bir kardeş cinayetinden veya bir kavim cinayetinden bahsetmiyor ki? Bence eleştirmeye çalıştığımız zamanımızın gençliği bugünkü sistem ile yetinmeyen veya bir şeylerin yanlış/ters gittiğini düşünen (bilinçsizde olsa) bir nesildir. Belki de bizler - öyle olmadığı halde - bir şeyleri doğru yaptığımızı/gittiğini sanıyoruz. Belki tüm yanlışlıkları yapan bizleriz. Nihayetinde en etkin silahları icat edenler 50, 60 ve 70'li nesillerdir. Tabiyatımızın bu hale gelmesinde de en büyük sorumluluk bu nesillere aittir. Dua edelim de, bugünkü gençlik dediğimiz nesiller bir gün mezarımız başına gelip "Bize nasıl bir dünya bıraktınız", diyerekten toprağımıza tükürmesinler. Sorunlu nesil gençlerimiz değil, bilakiz biziz. Saygılarımla.

:: Magandalaşan gençlik
Gönderen: Hulki Can Duru / , Türkiye
16 Mayıs 2012
Teşekkürler yorumunuza. Ama illa dindar ve maneviyatlı olmaları gerekmiyor. Çünkü, görgü kuralları diye bir şey vardır. Eskiler buna “adabı muaşeret” derlerdi. Toplum içinde ve ortak kullanım alanlarında insanın nasıl davranması gerektiğini belirleyen kurallardır bunlar. Bu kurallar kentsel bölgelerde geçerliydi daha çok. Köyden kente göçenler köy kurallarını topluma dayattılar. “Magandalık” bu şekilde ortaya çıktı. Yani bu salt erkeklere özgü değil. Maganda kadınlar ve kızlar da var. “Recep İvedik” filmleri ve benzeri diziler de bu magandalaşmayı tetikledi. Toplumdaki görgü kuralları unutuldu, ya da, bilinmiyor veya artık önemsenmiyor. Örneğin, ne bileyim otobüste bağıra çağıra cep telefonu ile konuşulmaz, pijamayla denize girilmez, birinin ayağına basınca özür dilenir vs vs… Biz ortaokulda ve ilkokulda “yurttaşlık bilgisi” diye bir ders okumuştuk. Sanırım bu ders tekrar konabilir.

:: maneviyatsiz genclik
Gönderen: Bilal Birûni / , Almanya
15 Mayıs 2012
valla ana babalarina da acimana gerek yok bunlarin..onlar da cocuklarina ana baba olmakttan cok sadce dünyaya getirmekle islerinin bittigini zannediyr... Hem maneviyatsiz ve dinsiz yasayan genclerimizden bir amac pesinnden kosmalari beklenemez.. basbakan cok, cok hakli..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Televizyon Reklamlarındaki Kalitesizlik ve Bayağılık

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Paganlıktan Gelme Bir Tapınma Şekli: Namaz (2)
Mevlana'nın Kimyası
Cinsel Saldırı Suçu ile Tecavüzden Yargılananların Hadım Edilmesi Yasa Tasarısı
Mevlana ve İslam
Paganlıktan Gelme Bir Tapınma Şekli: Namaz
Köpekliğin Aşkı ve Varoş Kültürü
Çağdaş Gericilik: Postmodernizm
Dinin Ahlaksızlığı, Yahut, Ahlaksızlığın Dini
Ka, Kar ve Kars
Haksızlığa Kesinlikle Karşıyım

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Elsa'nın Gözleri [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan - II [Şiir]
Albatros [Şiir]
Yeryüzü Rüzgarları [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan [Şiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Şiir]
Malta Şahinlerine [Şiir]
Uçan Ayakkabı [Şiir]
Havanın Ölümü [Şiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Şiir]


Hulki Can Duru kimdir?

Başlıca yapıtları: Eski Kule Müziği (şiir) Geometrik Aydınlık (şiir) Havanın Fen Noktası (şiir) Tartaros Paradigması (eleştiri) Teslis Sendromu (eleştiri) Nano Kutsallık (eleştiri) Sevgili Kutlu Yaşam (öykü) Kuşku Bilinci ve Eleştiri (eleştiri)

Etkilendiği Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.