Tanrı’nın analık gibi özel ve kutsal bir vasfı kendilerine bahşettiği, bir erkeğe eş, bir çocuğa anne olması için yarattığı; dünyaya geliş sebebimiz, var oluş sebebimiz, gönülerimizin tacı, her türlü derdimizin ilâcı olan sevgili kadınlar! Dünya Kadınlar Gününüzü kutluyor; yaşınız- sosyal statünüz, konumunuz ne olursa olsun, her birinizin önünde saygı, sevgi ve şükran ve minnetle eğiliyorum.

Sevgili Kadınlar! Toplumdaki yerinizin, öneminizin, üstlendiğiniz ama sizin sanki çok sıradan bir işmiş gibi yerine getirdiğiniz görevlerinizin ağırlığının farkında mısınız? Üstün vasıflarınızın, becerilerinizin, sabrınızın, fedakârlığınızın farkında mısınız?

Her şeyden önce, siz bir anasınız.

Siz ki, bir evi çekip çeviriyor, aile bireyleri arasındaki uyumu sağlıyorsunuz. Siz bir yöneticisiniz.

Evinizin çamaşırı, bulaşığı, temizliği sizin omuzlarınızda. Siz, ücretsiz çalışan ağır bir işçisiniz.

Dünyaya, çocuk dediğimiz varlığı getiriyor, onu yetiştiriyor, ona şekil veriyorsunuz. Siz bir eğitimcisiniz.

Ailden biri rahatsızlığında, onun bakımını üstleniyor, kullanması gereken ilâçları takip ediyorsunuz. Hatta bazen, büyüklerinizden öğrendiğiniz tedavi yöntemlerini uyguluyor hata yeni tedavi yöntemleri geliştiriyorsunuz. Hasta çocuğunuzun başında, gece sabaha kadar siz bekliyorsunuz. Siz bir hemşire, siz bir doktorsunuz.

Çocuğunuzun derslerine yardımcı oluyor, hatta onunla birlikte ders çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Çocuğunuzu yönlendiriyorsunuz, ona yeni pencereler, yeni ufuklar açıyorsunuz. Siz bir rehber öğretmensiniz.

Eşiniz, işiyle ilgili bir sorun yaşadığında; kendisine destek oluyor, ona moral veriyor, hatta yol gösteriyorsunuz. Siz bir psikolojik danışmansınız.

En güzel yemekleri, eşiniz ve çocuklarınız için hazırlıyor, bereketli ellerinizle harikalar yaratıyorsunuz. Eşiniz ve çocuklarınız, gittikleri lokantada, sizin yemeklerinizin tadını arıyorlar. En güzel yemekler, annelerimizin yaptığı yemeklere benzer yemeklerdir. Çünkü siz, usta bir aşçısınız.

En sıkınıtılı anlarınızda, sağlık sorunları yaşadığınızda bile eşinize, çocuklarınıza güler yüz gösterip, üzüntünüzü içinize gömüyorsunuz. Ailenizin maddi sıkıntılarını çocuklarınıza hissettirmiyorsunuz. Kan kussanız, kızıl şerbeti içtim diyorsunuz. Mutlu insan rolü oynuyorsunuz. Siz usta bir tiyatro oyuncususunuz.

Bu kadar yoğunluğa rağmen, boş vakitlerinizde; gerek yüreğinizin seslerini yansıtmak, gerek aile bütçesine katkı vermek için harika el sanatları üretiyorsunuz. Siz bir sanatçısınız.

Ailecek veya eşinizle birlikte gitmeniz gereken düğünleri, dernekleri, yapılması gereken hasta ziyaretlerini, misafir kabul zamanlarınızı siz ayarlıyorsunuz. Siz aynı zamanda bir organizatörsünüz.

Evde kaybolan her eşya sizden sorulur. Eşinizin okuma gözlüğünün, arabasının anahtarının, şarj âletinin, tornavidanın, çocuğunuzun kalem kutusunun nerede olduğunu sadece siz biliyorsunuz. Siz, âdeta kayıp eşya bürosu sorumlususunuz.

Çocuklarınız başarı kazanınca genellikle babalarının oğlu- kızı, bir yanlış yaptıklarınada ise, sizin oğlunuz- kızınız olurlar. Güya çocuğumuzu biz anneler şımartmışızdır, ona yeterli terbiye verememişizdir, bizim yetiştirdiğimiz çocuk işte böyle olur(muş). Çocuğunuzun suçu, onu yetiştiren kişi olarak sizin- bizim omuzlarımıza yüklenir. Siz ise, bu konuda peygamber sabrı gösterir, kale gibi dik durursunuz. Siz bir sabır taşısınız, hoşgörü abidesisiniz.

Sadece birkaçını sayabildiğim bu kadar görev ve bu kadar yük altında ezilmeden ayakta durabiliyor, kadın olmanın size verdiği sağlam karakterinizden güç alıyorsunuz. Biz de sizden güç alıyoruz. Siz bizim anamızsınız, kanımızsınız, canımızsınız. Sizi en güzel duygularla selâmlıyorum, sağ olunuz, var olunuz. Dünya Kadınlar Gününüz yeniden kutlu olsun.