HIRSIZLIK, ARTIK TOPLUM GÖZÜNDE UTANÇ VERİCİ OLMAKTAN ÇIKMIŞ!


Hayır, zannettiğiniz gibi bankaları hortumlayıp, toplam 20 milyar $ bedeli toplumun sırtına yükleyenlerden veya kamuda yolsuzluk yapıp ta yaptığı yanında kalan nitelikli hırsızlardan bahsetmeyeceğim.
Sanki onlar böyle de, bir kısım sıradan halk sütten çıkmış kaşık kadar temiz mi?
Araştırma yapılmış, Türkiye’de kaçak elektrik kullanımının ortalaması %24 imiş.
Yani, halkın dörtte biri kullandığı elektriğe bedel ödemeden kaçak kullanmakta.
Peki bir şeyi bedelini vermeden gizlice almak hırsızlık değil midir?
Bu fiil utanç verici bir şey değil midir ki; kamuoyunda, hak ettiği tepkiyi görmüyor?
Ne yazık ki toplum dalkavukları, oy karşılığı görmezden gelen siyasetçiler, durumu kamuoyunun gözünden kaçırmayı becermektedirler.

Gerçekte durum; temiz, namuslu, harama el uzatmaz, utanması olan kesim için vahimdir.
Çünkü onlar, her türlü geçim zorluğuna karşın, elektriği, suyu kaçak kullanmayı akıllarına bile getirmezler.
Ama ne yazık ki, bin bir zorlukla faturayı ödedikleri halde; bir anlamda cezalandırılırlar!
Neden mi? Kaçak elektrik kullanımına engel olamayan belediyeler ve elektrik dağıtım kurumları, kaçak elektrik payını dürüst insanların faturasına eklerler.
Acaba kaç kişi biliyordur, hırsızların kullandığı kaçak elektriğin bedelinin kendilerinden tahsil edilmekte olduğunu?
Elektrik faturasında insanların anlayamayacağı bir fasıl içinde, bu kayıp bedel, sizden bizden, haberimiz bile olmadan tahsil edilir.
Durumun böyle olduğunu Sedaş yöneticileri kendileri söylediler, gazetelerden okuduk!
Sizce bu adil midir?
Anayasa’ ya hukuka uygun mudur?
Örneğin, AB’de veya ABD’de böyle bir durum olabilir mi dersiniz?
Hayır, mümkün mü! Olsa olsa yozlaşmanın olduğu,bir türlü krizden kurtulamayan, Latin Amerika ülkelerinde böyle olur ancak!
Sedaş açıklamasında diyor ki; Türkiye’de kaçak elektrik kullanımının toplam maliyeti 1,5 milyar $ imiş.
En çok kaçak % 67 lik oranla, Diyarbakır’daymış. Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde ortalama % 50 nin üzerindeymiş!
Sorarım size, başkalarının çalmış olduğu bu bedeli, bilerek, isteyerek öder miydiniz?
Öyleyse uyanın!
Sesinizi çıkarın.
Mal sizindir, malınızı nasıl koruyorsanız, elektriğinizi de öyle koruyun.
Görevini yerine getirmeyenleri göreve çağırın.
Tüketici Koruma derneklerini, sivil toplum kuruluşlarını uyandırın!

Tablonun karanlık tarafında ise çürüme, yozlaşma ve feodalitenin ilkel yüzü var.
Yoksulluk ne zamandan beri hırsızlığa gerekçe oldu?
Urfa’ da kaçak elektrikle tarlasına su basan çiftçi ‘ Nasıl yani, tarlamızı ekmeyelim mi’ diye üste çıkıyor. Bu nasıl çarpık mantıktır? Sen tarlanı kaçak elektrikle sula, bedelini başkaları ödesin! Bu nasıl ahlaktır böyle?
Ne yazık ki 22 ekim 2002 tarihli gazetelerde çıkan bir haber, sorunun kanlı boyutunu gözler önüne getirdi.
Elektrik hırsızları, kaçak elektrik kullanımının üzerine giden Tedaş görevlisini acımasızca ve soğukkanlı şekilde öldürdüler. Anlaşılan, derebeylik düzeni, gözdağı vermek istemiş.
Bundan sonra kimse takibat yapamasın diyorlar!
Ne derler: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe ! (Yok! siyasi bir mesaj çıkarmayın, gerçek anlamını kastediyorum!)

Bu çürüme nereye kadar gidecek böyle?
Aldırmaz davranış gösterirsek, toplum olarak kaybederiz, ona göre!

Şahingöz- 23 Ekim 2002