Cehenneme bir damla gözyaşı gibi düşeceğim. Senli günahlar, bakışlarımda çengeli iğne olacak. Bakaşlarım, gözlerimden bir beyaz kağıt olarak akacak. Cennetteki adresine, cehennemden bir mektup var diye göndereceğim, acılarımı. Senli mektupların kenarı yanıkken, ben cehennemde tamamiyle kül olacağım. Çünkü seni sevmenin kahredici azabını, senden şımarmayasın diye gizleyeceğim. çünkü yangınlarımın asıl sebebi sen değilsin, benim bir mum altında şiir yazarken, mısralarımın ateş alışıdır. Şiirlerim, cehennemimdir benim. Mısralarımda senden bir iz olsaydı, senin kül bulutların üzerimde, kara bulut gibi dolaşırdı. Gel gör ki, yüreğimin merdivenlerinden akıp duran sular kadar firarisin. Benimle yanmayı göze alamayacak kadar, sulu gözlüsün. Ben ise ateşe bir çam ağacı gibi bakarım. Gözlerim ateş olur, saçlarım cehennem olur. Sen ne gözlerime bakabilirsin ne de saçlarıma dokunabilirsin. Sen benim için asla yanıp tutuşamazsın. Cennete bir insanın hayatını cehenneme çevirerek de giremezsin. Sen cennette, yasak bir meyve olmayı tercih edersin, ben ise cehennemde çam ağacı olmayı tercih ederim. Seni yiyenin canı yanar, beni gören bir bulut olur yağar. Şimdi söyle, kim gerçek anlamda, Tanrı'dan korkar. Yanmaktan korkmayan mı, bir ateş görüp kaçan mı? Eğer ateş olmazsan, cenneteki serin sular ne işe yarar. Yan ki, cennet yangınına koşsun. Yan ki, cennet nehirleri yüreğine aksın. Sen cennet gibi yaşarsan, ateş kapını çalar. Cennet yasak meyveleri, ateşe atar. sen bir yasak meyvesin, hamsın. Cennet seni ne yapsın. cennetteki her dalda olgun meyveler var. Sen acemi bir aşığın yazdığı çala kalem bir şiir kadarsın. Nokta kadar değerin yok ki, cennette cümle olasın. Sen bir cümle bile değilsen, yangınlarımın seninle alakası olamaz. Şiirlerim cehennemimdir benim. Sen ise cennetteki yasak meyvesin. Bir günah olsan, işlemek isterim, her gün ve her seni. Fakat, bir ateş olamayacak kadar, cılızsın. Üflesem sönersin. Eğer ben, cehennemdeysem sebebi sen değilsin. Çünkü ben, yanarak ya bir güneş ya da bir yıldız olmayı sevenlerdenim.