Ben her kış ağustos böceği olmak isterim. Ölmek için değil şarkı söylemek için bunu isterim. Hiçbir şarkıyı tamamlayamadım bugüne kadar. Hep yarısında bitti coşkularım. Ve ben dua ederken bile dilime şarkılar takıldı. Tanrı beni affetsin bu yüzden. Çünkü ben şarkılarla Tanrı'ya yalvardım. Ne zaman kar yağsa benim dilimde çam ormanlarından bir cümle oluşur. Buz tutar tüm sözcüklerim. Ama yine de sıcacık bir gülümsemeyi eksik etmem dudaklarımdan. Hemen bir şarkı tuttururum sonra çıra gibi tutuşurum. Tanrı beni affetsin yazları hep kumsal olmak isterim. Denizler beni duygulara boğar ve hep ağlarım. Bu yüzden kumsal olup güneşi içime dökerim. İşte ben hep böyle şarkılar söylerim. Nedendir bilinmez hep şarkılar dudaklarımda titrer. Gören beni üşüyor zanneder. Oysa ben bir uçurum kenarında olurum. Ve ben öylece aşka düşerim. Çam kokulu şarkılar söylerim. Yaşamak isterim ağaçların köküne tutunarak bayırlardan yukarı çıkarak. Çünkü bayırlar sırtıma benzer. Hep acıyı yük edindim bu zamana kadar. Şimdi dağların sırtında mor menekşe olmak isterim. Ormanların koynunda çam kokuları arasında hafiflemek isterim. Ben her kış ağustos böceği olmak isterim. Çünkü ben yazları içimi kime dökeyim. Her yerde kelebekler uçuşur. Benimse kolum kanadım kırılır. Çiçekler benim dünyamın yabancı cennetleridir. Oysa ben o saatlerde ateşler içinde yanarım. Bu yüzden daha çok cehenneme inanırım. Tanrı beni affetsin. Çünkü ben şarkılarla dua ederim. Ve her ne zaman şarkı söylesem arkamda saz ağlar, keman ağlar. Bense dili tutulmuş şarkıcılar gibi hep içime ağlarım. Ben yazları çiçekler içinde sahte cennetler yaşarım. Bu yüzden gerçek cennete inanırım. Ve ben Tanrı'dan gül değil, karanfil değil, ağustos böceklerinin bir orkestra gibi ritim tuttuğu bahçe isterim. Çünkü ben çimenler üstüne yatıp şarkılar söylemek isterim. Şarkılarım hep seni söyler Tanrı'm. Bu yüzden beni affet. Ben bir insana asla şarkı bestelemem. İnsan ki küçük tepeleri yarattım der, küçük bir yel esse altına eder. Hangi sabahı yaratmış ki, gün boyunca bir insana diz çökeyim. Ben sade sana şarkılar söylerim. Kavgamın türküsüsün sen Tanrım. Ben yeryüzünde, kış ortasında, tüm kapılardan kovulurum. Çünkü ben bir sanatçıyım. Şu dünyada estetik duyarlığa sahip olan kaç kişi var. Herkes sevgiden bahsediyor. Öküz de ineği sever. Ama öküz aşk şarkıları bilmez. Tanrım beni affet. Ben sana şarkılarla dua ederim. Şarkılarım bir çam ormanına benzer. Tanrı'm lütfen ormanlarımı ateşe verme. Dünyamı cehenneme çevirme. Ben her kış ağustos böceği olmak isterim. Ölmek için değil şarkı söylemek için bunu isterim. Hiçbir şarkıyı tamamlayamadım bugüne kadar. Beni affet. Tanrı'm lütfen en az bir şarkıyı bana ezberlet. Tanrı'm düştüğüm çukurlardan bir dağ yapıp çıkmamı bana öğret. Çünkü ben senin nazarında alçalmak değil, yükselmek isterim. Sana ağustos böceği gibi şarkılar söylemek isterim. Lütfen beni kapından geri çevirme.