..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Hilâl Erboyacı




9 Ocak 2011
Söylemler ve Eylemler - 5 -  
Söylemler ve Eylemler - 5 -

Hilâl Erboyacı


‘Bazı tartışmalar, iki yüzünde de deri bulunmayan bir davulu çalmaya benzer. Yani birbirine çarpan tokmakların çirkin sesinden başka bir şey duyamazsınız.’(Oruç Baba’dan Aforizmalar- 16) Ne kadar doğru…Susup beklemeyi de bilmeli zaman zaman …


:BABE:

‘En büyük başarıları elde edenler, büyük başarısızlıklar karşısında tekrar çaba harcayanlardır.’ (Oruç Baba’dan Aforimalar-31)Başarının göreceli olduğu yerdeyim. Başarıyı ‘başarı’ kılan şeyin ne olduğunu düşünüyorum derin derin. Geçen gün öğrenciler izin istediler Felsefe yazılısına çalışmak için. Kolay kolay izin vermem , dersim çok kıymetlidir benim. Ama sıkıntılıyım; hem de ‘Felsefe’ diyince şöyle bir durdum. Değerli Felsefe öğretmenimiz küçük küçük notlar aldırmış öğrencilere. ‘Bir şartla !’ dedim. ‘Elinizdeki notlardan birini bana verirseniz ve birlikte çalışırsak , olur.’

Allak bulağım zaten…Yaram büyük…Nedenler ve niçinlerde gezinip durmaktayım. Mutlak doğruyu arıyorum. Neden-sonuç ilşkisi kurup Determinizmin sokaklarında geziniyorum. ‘Geist’ sözcüğü taklıyor gözüme, Hegel’den bahsederken. İyiden karışıyor kafam.’ Sürekli; bilgi ışığa, bilgisizlik ise karanlığa benzetilmiştir. Tabii bu ışığın istenilen, karanlığın ise istenilmeyen olarak algılanmasına yol açmıştır. Ben burada karanlığa karşı bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Çünkü karanlığın o kadar güzel, mutluluk verici tarafları var ki!..’ ( Oruç Baba’dan Aforizmalar-31) Yok! Böyle olmayacak, bu kez kendimle baş başa olmalıyım. Söylemlerin yetersiz olduğu bir derin bir girdaptayım. Eyleme dönüştüremeyeceğim doğruların demir parmaklıklar ardında haksız mahkumiyetini izlemek zorundayım…

Yine yazısının 31. Bölümünde: ‘ Çok konuşmak, çok bilmenin göstergesi değildir. ‘ diyor Sayın HÜSMÜLLÜ. Ben de böyle yapmalıyım. Sözcükler pranga mahkumu, lal olmak bu olsa gerek.. Sözün bittiği yerdeyim. Sitemin anlamsız ve uçup gittiği mabetlerdeyim. İçe çekilişlerde çözümsüzlüğüm . Dış dünyaya yabancı nöbetlerdeyim. Sancılı bir bekleyiş içindeyim.

Kahra açık olmayı yakıştıramadım kendime hiçbir zaman. Elbette her ‘şer’de ‘hayır’ arayışlarım gelip geçici olmasından yalancı dünyanın. Kandırmayı sevmem kendimi. Kabullenmeyi bilirim çözümsüzlüğü. Boynumu eğişlerim bundandır kadere. İsyanı sevmedim bunca zamandır, bilirim isyan yorar insanı. Aklını başından alır. Oysa hiç dağıtmadım kendimi, dellenmelerimde bile düşmedim mantıksız çırpınışlara. Olsa olsa… İyiden tükenmişsem hıçkıra hıçkıra ağladım geçici bir süre.

Bu kez farklı, bu kez dondu kanım. Tıkandı en can yanım. Adını koyamadığım bir duvar ördüm acıya. Dillendirebilmek için sözcük lazım. Tüm sözcükler küstüler sanki; kırılan yüreğe şifa verir mi bilmem; buzla ovulmuş tenim, alçıda bir zamandır beklentilerim …Umuda açık olsa gam yemem. Değişmiyor insan, yalnızca değiştiğini sanıyor. Hele insanı değiştirmek için boşa kürek…Boşuna dememiş atalar: ‘Yedisinde neyse yetmişinde de öyle..’ Boşuna kanıyor yürek…Boşuna çırpınıyor kanatlarım…

Ne kolay tuzla buz etmek her şeyi…Ne kolay hiçe saymak ardında bıraktıklarını..Sonra sorgulamak var her anını. Bir gün …Bir gün mutlaka yerini bulur doğru ve yanlış.. Sonuçta göreceli kılan insan, doğruyu ve yanlışı…Dişimizle tırnağımızla ekip büyümesini beklediğimiz tohumun yeryüzüne uzanmak yerine yer altını tercih edişiyle nasıl da yıkılıyor insan. Nasıl da emek emek suladığınız toprak içine çekiyor tüm umutlarınızı. Siz bile tanıyamıyorsunuz kendinizi. Zaman ne yaralar açar bilirim insanın içinde. Kapanır elbet, kabuk bağlar bir gün…Geriye dönüşü olmayan yanlışın yaşamımızda açtığı handikaplar, belki de telafisi olmayan…

‘Bazı tartışmalar, iki yüzünde de deri bulunmayan bir davulu çalmaya benzer. Yani birbirine çarpan tokmakların çirkin sesinden başka bir şey duyamazsınız.’(Oruç Baba’dan Aforizmalar- 16) Ne kadar doğru…Susup beklemeyi de bilmeli zaman zaman …



Devam edecek...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Teşekkürler
Gönderen: Hilâl Erboyacı / , Türkiye
9 Ocak 2011
En içten teşekkürlerimi, saygı ve selamlarımı gönderiyorum Sayın HÜSMÜLLÜ...

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
9 Ocak 2011
Kutlarım... Güzel sözcüğü az gelir. Selam ve saygılar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sakınan Göze Çöp Batar
Söylemler ve Eylemler - 9
Söylemler ve Eylemler - 1 -
Söylemler ve Eylemler - 4 -
Söylemler ve Eylemler - 2 -
Söylemler ve Eylemler - 3 -
Sosyalleşmek mi Edepsizlik Mi/ Trafik Karmaşası

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Zendagi Migzara (Yaşam Devam Ediyor)
Sosyalleşmek mi Edepsizlik Mi/ Edebiyat Siteleri ve Yorumlar
Adaletin Kestiği Parmak Acımaz
Söylemler ve Eylemler - 7 -
Çizik Çizik Yürekler
Çağdaş Bir Yusuf Has Hacip ve Mağaranın Kamburu

Zor Zanaat Kadın Yazar Olmak
Neydi O Güzelim Ders Kitapları
'Özlemeye ve Korkmaya Devam' Üzerine

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Har Elinden [Şiir]
Kutsi ve Asi [Şiir]
Erteledik [Şiir]
Orantısız Güç [Şiir]
Yirmi Birinci Asra Hicviye [Şiir]
Nerede Ölmeden Önce Ölüm [Şiir]
Çanakkale'de Zafer Muştulanmıştı [Şiir]
Sessiz Kahramanlarımız [Şiir]
Yapay Tanrılar [Şiir]
Üç Çocuk / Üç Can [Şiir]


Hilâl Erboyacı kimdir?

Yaşam söz üzerine kurulmuş. Yazı sözü kalıcı kılmış. Bir Edebiyat neferi olarak seksenli yıllarda başladığım serüvenime bir iz bırakmak ve geleceğe katkıda bulunmak üzere çıktım. . Bir hoş sada bırakabilirsem ne mutlu. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Türk şiirinin tüm isimlerinden etkilenmiş olmam mümkün..


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hilâl Erboyacı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.