..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her şey ancak sevgiyle satın alınabilmelidir. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Hilâl Erboyacı




4 Ocak 2011
Söylemler ve Eylemler - 3 -  
Söylemler ve Eylemler - 3 -

Hilâl Erboyacı


Bugünlük de bu kadar…Eleştirdiğim kuyuya kendim düşmeyeyim ne olur ne olmaz. Ne diyor (Oruç Baba’dan Aforizmalar-15)’te: ‘Seni birisi konuşturana kadar sus, ama seni birisi susturana kadar konuşma!’….


:AHGD:


Gittikçe yalnızlaşıyor insan . Gittikçe dört duvarının ardına sıkışıp kalıyor. Herkes, herkesten şikayetçi. Kendisiyle uğraşmayı bırakmış, hep başkalarıyla uğraşıyor. Uğraştıkça yabancılaşıyor, uğraştıkça uzaklaşıyor. Alınganlıklar, yanlış anlamalar, hırçınlıklar, içe çekilişler koparıyor insanları birbirinden. Tahammülsüzlük kol geziyor sokaklarda. Sokak lambalarının kör ışığında ara sokaklara dalıyor sitemler ve kahırlar. İnsanların ensesinde seslerden örülü bir tel duvar. Elini dokunsan batacak, dokunmasan kurtlar sofrasında güvenmek , inanmak, hissetmekle ilgili her şey paramparça olacak …Karabasanlar basacak…Oysa (Oruç Baba’dan Aforizmalar-19)’da Sayın HÜSMÜLLÜ şöyle diyor: ‘Bu dünyadaki hiçbir şey sizin değildir. Çünkü kaybetmekten korkup da kaybetmeyeceğiniz hiçbir şey yoktur.’ Şu an sorsam kaç kişi vazgeçebilir elindekilerden? Kaç kişi: ‘Dünya nimeti değil mi? Ne önemi var diyebilir?’. Çok özür dilerim yine hata yaptım. Belki der; ancak kaç kişi eyleme geçirebilir?...


Sayın HÜSMÜLLÜ yanlışım varsa düzeltin lütfen. Bir ara ‘Sokrates’in Savunması’nı okumuştum. Şöyle diyordu: ‘ Ben güzel konuşuyorum diye benim dediklerime inanmayacaksınız. Laf ebeliği yapıyor diyerek suçlayacaksınız beni…Kandırdığımı sanacaksınız öğrencilerimi….’ Öyle de oldu nitekim sonunda. Maalesef toplumsal bencilliklerimiz iyiye, güzele düşman. Kendimizi yenileyemediğimiz için, sürekli kendini yenileyen ve en iyiyi yapmaya çalışan insanlara tahammülümüz yok. Örneğin bir büyüğümüz var; yazan, araştıran, üreten ve bizim de kendimizi yenilememiz için gece-gündüz uğraşan. Yıllarını verdiği araştırma yazılarından tutun , ülke ekonomisine katkıda bulunacak, üretime yönelik araştırmalarına bile kulplar takılmaya çalışılıyor. Yıpratılıyor, örseleniyor, hafife alınmaya çalışılıyor, bize ait olandan kaçmak değil de nedir bu. Aynı işi ve çalışmayı yabancı ülkelerin bilim adamlarından biri yapsa eminim çok daha fazla ilgilenir, çok daha fazla ilgi gösterirdik. Nedir bu toplumsal komplekslerimiz? Nedir bu kendi insanımıza güvensizliğimiz? Biraz fazla kazansa , emeğinin karşılığını alsa ne çıkar? Bize ne zararı var? Ama olmaz, emekmiş, alın teriymiş hiç önemli değil bunlar, yeter ki bizim dışımızda kimse kazanmasın. Oturduğumuz yerde her şey bize yağsın, bize aksın. Hay Allah, şimdi aklıma öğrencilere tariz sanatını anlatırken örnek olarak verdiğim Salah Birsel’in ‘Pineklemeye Çağrı’ şiiri geldi nedense. Madem söz dönüp dolaşıp oturduğumuz yerde kazanmak çabasına geldi; paylaşayım müsaadenizle:


Duralım efendiler biraz
Koşmayalım öyle delice
Yormayalım kalbimizi
Katmerlendirip gerdanımızı
Oturalım efendiler biraz

İsteyen dikilsin gönlünce
Çökelim biz yere şöyle bir
Açalım ağzımızı ilkin
Gerelim omuzlarımızı sonra
Giderek bayıltıp gözlerimizi
Esneyelim efendiler biraz

Aldırmayalım öyle üçe beşe
Yayalım göbeğimizi iyice
Dönelim sırtımızı işe akla
Acıyan çıkmaz sonra halimize
Vakitken çocuklar büyükler henüz
Pinekleyelim pinekleyelim
Horlayalım efendiler biraz

Salah Birsel


A, evet bunu yazmalıyım, ‘Olumsuzluklar karşısında “kader” deyip geçiyor musun, bununla da yetinmeyip bazen kaderin başına “kötü” sıfatını da ekliyor musun? Sen aptalsan, sen tembelsen, sen zayıfsan, sen yeteneksizsen bunda kaderin suçu ne?’(Oruç Baba’dan Aforizmalar- 23) bayıldım buna. Bu, şu ana kadar yazdıklarımdan daha farklı, bu kez eylemsizlikten söylemle kendini kandırma yolu. En azından kendi içinde çelişmiyor. En azından başkalarına zarar vermiyor. Telkin çok güzel ama: ‘aptal olma, tembel olma, zayıf olma, yeteneklerini ortaya çıkar, kaderden şikayet etmek yerine kadere yardımcı ol!’ süper…

Bugünlük de bu kadar…Eleştirdiğim kuyuya kendim düşmeyeyim ne olur ne olmaz. Ne diyor (Oruç Baba’dan Aforizmalar-15)’te: ‘Seni birisi konuşturana kadar sus, ama seni birisi susturana kadar konuşma!’….


Devamı var….



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sakınan Göze Çöp Batar
Söylemler ve Eylemler - 9
Söylemler ve Eylemler - 1 -
Söylemler ve Eylemler - 5 -
Söylemler ve Eylemler - 4 -
Söylemler ve Eylemler - 2 -
Sosyalleşmek mi Edepsizlik Mi/ Trafik Karmaşası

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Zendagi Migzara (Yaşam Devam Ediyor)
Sosyalleşmek mi Edepsizlik Mi/ Edebiyat Siteleri ve Yorumlar
Adaletin Kestiği Parmak Acımaz
Söylemler ve Eylemler - 7 -
Çizik Çizik Yürekler
Çağdaş Bir Yusuf Has Hacip ve Mağaranın Kamburu

Zor Zanaat Kadın Yazar Olmak
Neydi O Güzelim Ders Kitapları
'Özlemeye ve Korkmaya Devam' Üzerine

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Har Elinden [Şiir]
Kutsi ve Asi [Şiir]
Erteledik [Şiir]
Orantısız Güç [Şiir]
Yirmi Birinci Asra Hicviye [Şiir]
Nerede Ölmeden Önce Ölüm [Şiir]
Çanakkale'de Zafer Muştulanmıştı [Şiir]
Sessiz Kahramanlarımız [Şiir]
Yapay Tanrılar [Şiir]
Üç Çocuk / Üç Can [Şiir]


Hilâl Erboyacı kimdir?

Yaşam söz üzerine kurulmuş. Yazı sözü kalıcı kılmış. Bir Edebiyat neferi olarak seksenli yıllarda başladığım serüvenime bir iz bırakmak ve geleceğe katkıda bulunmak üzere çıktım. . Bir hoş sada bırakabilirsem ne mutlu. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Türk şiirinin tüm isimlerinden etkilenmiş olmam mümkün..


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hilâl Erboyacı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.