Konuş ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
M.NİHAT MALKOÇ Bence dünyanın en keyif verici işi bir şeyler üretmektir. Şahsen bir şeyler üretmediğim günü zayi olmuş bir gün olarak addederim. O gece gözlerime kolay kolay uyku girmez. Bir şeyler ürettiğim gün huzur dolar kalbim… İnsanlara faydalı olmanın, bir eser üretmenin hazzını doyasıya yaşarım. İnsanın bir şeyler üretmesi için ille de bir işte çalışması gerekmez. Kişi isterse ev ortamında da üretim yapabilir. İlle de bir atölye gerekmez. Trabzon’da sanatkâr ruhlu insanların sayısı çoktur. Kırsal kesimde ağaç işleri çok gelişmiştir. Özellikle emekli olan insanlar kaşık, kepçe, beşik, makarna çubuğu gibi birçok şey yaparak sanata ve aile bütçesine katkıda bulunurlar. Böylelikle kendileri de bir iş yapmış olmanın hazzıyla mutlu olurlar. Bu meşguliyet, emekliliğini yaşayan kişileri hayata bağlar. Bizim bu bölgede, Karadeniz bölgesinde kadınlar hayatın her yerinde baş roldedir. Kadının elinin değmediği iş yok gibidir. Kadın tarla kazar, toprağı beller, odun taşır, havyan yetiştirir, inek sağar, yayık yayar, çocuğunu emzirir, besler büyütür. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de kocasının elbisesini yıkar, ütüsünü yapar, sofrasını önüne getirir; yine de yaranamaz. Kadınlar hayatın öznesidir. Onlarsız bir yaşam nerden baksanız eksiktir. ‘Hayata en büyük değeri katan kadınlardır’ denebilir. Erkekler alınınsa da bu bir gerçektir. Son yıllarda bu durum kültür, sanat, yönetim, eğitim alanında kendini fazlasıyla göstermektedir. Kadınlar her işte erkeklerin bir adım önünde gitmeye başladı. Bu durum, hayata bambaşka bir renk ve güzellik katıyor. Onların elinin değmediği iş eksik kalıyor. İyi ki varlar ve hayatın içindeler… İmkansız diye bir şey yoktur aslında. İnsan isterse her şart altında her şeyi başarabilir. Bunun sayısız örnekleri mevcuttur. Kişi yeter ki istesin ve hamle yapsın; gerisi çorap söküğü gibi gelir. Geçenlerde buna örnek verebileceğimiz güzel bir sergi açıldı Trabzon’umuzda. Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi’nde açılan sergideki eserler iki ev hanımına ait… Mehtap Hacısalihoğlu ve Melike Akbulut’un resimleri bu anlamlı sergide Trabzonlu sanatseverlerle buluştu. Ben de bu şehirde kültür ve sanata emek veren güzel insanların çalışmalarını yakından görmek için bu sergiyi keyifle gezdim. Sergideki birbirinden güzel eserlerin sahipleri Mehtap Hacısalihoğlu ve Melike Akbulut Hanımefendiler sergiyi gezerken bana serginin ve sergide bulunan eserlerin doğuş öykülerini büyük bir sabır ve nezaketle anlattılar. Sanata ilgimden dolayı pek çok sergi gezdim Trabzon’da ve Türkiye’nin değişik yerlerinde. Sergide eseri olanlar ve protokoldeki seçkin isimler sergi açılışlarında bulunur; fakat serginin açılışından sonra hepsi kaybolur, bir daha da görülmezler. Yani sergi sahipleri oraya bir görevli bırakır, sergiyle o görevli ilgilenir. Fakat bu sergideki eserlerin sahipleri olan hanımefendiler böyle yapmamış, gelen gidenle ilgilenmek ve onlara bilgi vermek için bizzat serginin başında bulunmayı tercih etmişler. Bu son derece güzel ve örnek bir davranıştır. “Kadının Dünyası” adlı bu güzide sergide birbirinden güzel ve özgün çalışmalar dikkat çekiyor. Üstelik bu eserler bir resim atölyesinde de yapılmamış; hepsi ev ortamında bir annenin çocuklarından arta kalan zamanında üretilmişler. Demek ki insan isterse kendine boş zaman bulabiliyor; bulduğu bu boş zamanı evlenme programları ve dizilerle geçirmeyip kültür ve sanata hizmet edebiliyor. Sözüm sabahtan kalkıp akşama kadar; sulandırılmış evlendirme, dert ve gıybet pazarı mahiyetindeki programları izleyip kıymetli vaktini harcayan kadınlara… Bu kadınlar akşam olunca da ‘şu dizi senin bu dizi benim’ deyip kanal kanal dolaşırlar. Öyle ki çocuk ve koca evde aç kalır, ütülenmemiş elbiselerin yığını adam boyunu aşar. Onlar eser değil, bol bol dedikodu üretirler. Bu programların müdavimleri gelsin “Kadının Dünyası” sergisini bir görsünler… Zamanlarını ne kadar lüzumsuz işlerle heba ettiklerini bir anlasınlar. “Kadının Dünyası” adlı bu sergideki eserler rengârenk ve cıvıl cıvıl… Eserlerin yarısı daha serginin açılış gününde satılmış. Sanatsever Belediye Başkanımız Dr. Orhan Gümrükçüoğlu’nun bu eserlerden üçünü aldığını gördüm. Onu sanata verdiği destekten dolayı kutluyorum. Bu güzel sergideki eserleri alın teri, göz nuruyla üreten hanımları alkışlıyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |